|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 4 NİSAN 2006 SALI | ||
|
|
Pop kültürünün bu ülkede nelere kadir olduğunu hepimiz iyi kötü biliriz. Hiçbir baskının, şiddetin, hak ihlalinin harekete geçirmeyi bırakın, parmağını kıpırdatmasını sağlayamadığı vatandaşımızın, "futbol fanatizminin gücü adına" biraraya gelerek imza attığı vandallıklardan tutun, film karakterlerine gösterilen aşk-nefret hissiyatından ötürü nasıl bir kollektif hareket kabiliyeti geliştirdiği konusundaki haberlerle yatıp kalktığımız, az vakit olmadı doğrusu. Popüler kültürün önemli ayağı olan futbol bir kenara bırakılırsa, Türkiye'de kurgusalla gerçeklik arasındaki çizginin kırıldığını ortaya çıkarması açısından önemli birer örnek olan dizi filmleri, isim isim saymaya kalksanız bir elin parmakları yetmez bir rakama ulaşırsınız. En belirgin örnek olarak Kurtlar Vadisi'ndeki Çakır öldüğünde gıyabi cenaze namazlarından başsağlığı ilanlarına kadar bir dizi "uğurlama" eylemi gerçekleştirerek, "büyüğüne" karşı son görevini ifa eden halkımız, saygı duruşları ve mevlitlerden hemen sonra, derin devlet-mafya ilişkilerini anlatan dizinin bütün karakter isimlerinin gerçek hayattaki karşılığını bir bir bularak şahane bir başarıya imza atmış, Çocuklar Duymasın'daki Haluk'un bıyıklı mı bıyıksız mı kalacağı kararına SMS oylarıyla interaktif bir katkı sağlayarak toplumsal sorumluluk namına görevini de eksiksiz olarak yerine getirmişti, hatırlarsanız. Seyircilikten hareket devşirme döneminde, diziye, futbola, magazine gönderme yapmadan, düşünmek, eylem geliştirmek gibi insanoğlunun öteden bu yana ayırıcı vasıfları arasında sayılan özellikleri, giderek popüler kültürün kapsama alanından çıktığında işlevsizleşen birer ayrıntı mesabesinde. "Solun günah çıkartması" olarak tanımlanan Çemberimde Gül Oya dizisi, sol kalemleri, bu oturaklı konunun TV gibi sakil bir ortamda yeralmasının doğru olup olmadığı konusunda ikiye bölen bir fenomen halini almış, yıllardır birkaç "az okunan" yazar dışında neredeyse kimsenin itibar etmediği konu, dizi sayesinde bir nedamet vesikasına dönüşmüştü. Önümüzdeki günlerde ekrana gelecek Esir Kalpler'de ise, yönetmen Tomris Giritlioğlu, Türkiye'nin gerçeklerinden yola çıkarak gerçekçi karakterler oluşturmak niyetindeymiş. İşçi-patron çatışması gibi sanayi devriminden bu yana çözümlenememiş koskoca meselenin sıpınişi çözülüvermesinden, çözülemese de, bu konudaki her türlü söze, -bir süreliğine de olsa- uzman metinler değil, bu dizi referans alınarak başlanacağından emin olabilirsiniz. Soluduğumuz hava gibi, o kadar "heryerde"ki bu kurmaca dünya, bir adım geri çekilerek meselelere dışarıdan bakmak, gerçekliğe, aradaki fantezi, hayal ve oyun dünyalarını bir bir atlamadan ulaşmak ciddi bir efor ve zeka gücü gerektirir durumda. Bir düşüncenin, olgunun, işlenmeden, cevheri ürüne dönüştürme aşamalarından geçirilerek evcilleştirilmeden popüler kültür arenasında varolması artık neredeyse imkansız. Böylelikle hafifleyen, yenir yutulur hale getirilen düşünce, toplumsal belleğin içinde oradan oraya uçuşacak ve üzerinden çok az bir zaman geçtikten sonra da unutulacak şekilde "tasarlanan" bir ürün olarak önümüzde. Popüler kültürün epistemolojisine karşı duruş da dahil, her türden muhalefet popüler kültürün öngördüğü güzergahlardan tatlı tatlı akarak, önceden belirlenmiş menziline kavuşuyor. Şimdi de oturmuş 28 Şubat sürecinde din-derin devlet-ordu ilişkilerini anlatmayı vadeden Hacı dizisini konuşuyoruz. Çok can yakmış, çok insanın hayatını karartmış, çok kişinin umudunu kaybederek çekip gitmesine neden olmuş, acılı bir dönem sözkonusu olan. Konu çetrefil, konu muhalif... Görünen o ki, politik magazin, Ankara mahreçli haberlerde kullanılan bir kavramdan öteye geçip, aşklar ve pembe dizilerin yerine ikame oldu, hangi düşünce sözkonusu olursa olsun, popüler kültür de bir akletme ve eylem geliştirme aracı... Ama eleştiride de fazla da aşırıya kaçmamak lazım değil mi? Hem fena mı, bir yandan dizi izleyip, bir yandan da kurdelalı hediye paketine sarmalanarak önüne getirilen toplumsal meseleler hakkında fikir sahibi oluyor vatandaş, ne de olsa.. Bir sonraki diziye kadar tabii...
|
![]()
![]()
| |||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |