|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| P O L İ T İ K A | 4 NİSAN 2006 SALI | ||
|
|
DTP'den tansiyonu düşüren açıklama!
Güneydoğu'da ve İstanbul'daki olaylardan sorumlu tutulan DTP'den gerilimi düşürücü açıklama. Eşbaşkanlar Türk ve Tuğluk, şovenizm ve ırkçılığın körüklenerek Türk ve Kürt kardeşliğinin hançerlenmek istendiği belirttiler
KARDEŞLİK ÇAĞRISI Eşbaşkanlar, şovenizm ve ırkçılığın körüklenerek Türk ve Kürt kardeşliğinin harçerlenmek istendiğini savunarak, "Türkiye tuzağa düşürülerek, Ortadoğu cehennemine itilmek, AB sürecinden koparılmak, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği karartılmak isteniyor" dediler. Eşbaşkanlar, şu çağrıyı yaptılar: "Dökülen her damla kan halklarımızı birbirinden uzaklaştırarak, ülkemizi giderek etnik bir çatışma ortamına sürüklemektedir, parti olarak tepkilerin demokratik ve meşru zeminde kalması gerektiğine inanıyoruz. Demokratik örgütleri aşan eylem biçimlerini hep kınadık ve bir kez daha kınıyoruz." BAYDEMİR'E HAKSIZLIK Ahmet Türk, DTP'nin bölgenin önemli partilerinden birisi olduğunu hatırlatarak, "Sayın Başbakan'ın, bölgede kendisinin partisi kadar güçlü olan parti genel başkanı ile bölge sivil toplum örgütleriyle diyaloğa geçmesi gerekir. Görüşlerini alması gerekir. Eğer böyle bir diyaloğu gerçekleştirirse sorunun çözümüne katkı sağlamış olur" diye konuştu. Nevruz olaylarından sonra tepkilerin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir üzerinde toplandığı yönündeki bir soruya Ahmet Türk, Baydemir'in olayların yatışmasında 'olağanüstü çaba' gösterdiği cevabını verdi. Türk, sarf ettiği sözlerden birinin alınıp tekrarlanmasıyla Baydemir'e haksızlık edildiğini söyledi. Gazetecilerin 'Hatip Dicle ve Leyla Zana'yı aranızda göremiyoruz' hatırlatmaları üzerine Türk, kendileriyle sürekli görüştüklerini, aralarında hiçbir sorun olmadığını belirterek, "İkisi de siyasi yasaklı zaten" dedi. YARIN GEÇ OLABİLİR Aysel Tuğluk ise hiçbir hukuk devletinde silahlı olmayan eylem biçimlerine karşı silah kullanılamayacağını savunarak, ölen çocukların eylem içerisinde olmadıklarını öne sürdü. Tuğluk, "Ortak vatanımız Türkiye'de halklarımızın eşitce ve özgürce bir arada yaşayacağı bir ortam yaratmak elimizde ve mümkündür. Sağduyulu, vicdan sahibi herkesi bu gidişata bugünden dur demeye çağırıyoruz. Yarın hepimiz için geç olabilir" dedi.
Roj TV kapatılmasın Eşbaşkan Ahmet Türk, gazetecilerin Roj TV ile ilgili bir soru üzerine, bu televizyonun Kürt halkına dili ve örfüyle hitap ettiğini savunarak, şunları söyledi: "20 milyon insanın kendi ana diliyle televizyon olanağına sahip olmadığı bir yerde Roj TV'nin Kürtler tarafından önemli bir televizyon olarak görüldüğünü düşünüyorum. Bu bakımdan Roj TV'nin kapatılmasının karşısındayız. Bunun politikasını çizen de biz değiliz. Eğer bundan sıkıntı duyulursa Türkiye de ülkede buna benzer kanalları oluştursun."
|
![]()
![]()
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |