Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanlığı'na yeniden atanan Tevfik Bilgin, Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu huzurunda yemin ederek, görevine başladı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin

Bilgin, Başkanlar Kurulu salonunda, Yargıtay Başkanı Osman Arslan başkanlığındaki Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu'nda şöyle yemin etti:

"BDDK Başkanı olarak görevimin devamı süresince, görevimi tam bir dikkat, dürüstlük ve tarafsızlık ile yöneteceğime, kanun hükümlerine aykırı hareket etmeyeceğime ve ettirmeyeceğime namusum ve şerefim üstüne yemin ederim."

Verilen bilgiye göre, yemin etmedikçe başkan ve üyeler göreve başlayamıyorlar.

Bu arada görev süresi dolan Bilgin'in yeniden atanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı, 6 Nisan perşembe günü, onay için Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderilmişti.

Kararname, Cumhurbaşkanı Sezer tarafından 7 Nisan'da onaylanmıştı, konuya ilişkin atama kararı ise Resmi Gazete'de 8 Nisan tarihinde yayımlanmıştı.

"BANKACILIK SİSTEMİNİN ÖNÜ AÇIK"

Bilgin, yemin töreninin ardından gazetecilere açıklama yaptı ve soruları yanıtladı.

Tevfik Bilgin, atama kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra Bankacılık Kanunu'na göre yemin etmesi gerektiğini hatırlatarak şöyle konuştu:

"Şu saat itibariyle yemin ettim ve bundan sonra görevimin başındayım. Aynı şekilde 2 yıl 4 ay önce de yemin etmiştim. Geçtiğimiz 2 yıl 4 ay içinde bankacılığımız çok büyük gelişme kaydetti. O günlerin tozlu, karmaşık, güvensiz ortamından geldiğimiz ortam bankacılık sistemi olarak gerçekten çok farklı bir ortamdır, çok farklı bir basamaktır. Sistemin önü açıktır. Bundan sonra da daha iyi günlerin bizi beklediğini söyleyebilirim."

Görevde bulunduğu yaklaşık 2.5 yıla ilişkin bilgi veren Bilgin, göreve geldiği 1 Aralık 2003'ten itibaren ilgili kanunun yürürlüğe girmesiyle TMSF'nin BDDK'dan ayrıldığını, bunun getirdiği komplikasyonlarla baş edildiğini ve bunların başarıyla sonuçlandırıldığını kaydetti.

5 Temmuz 2004'te mevduattaki güvence sınırının 50 milyar liraya yani 50 bin YTL'ye indirilmesinin çok önemli bir dönemeç olduğuna işaret eden Bilgin, Bankacılık Kanunu ve Kredi Kartları Kanunu'nun yürürlüğe girdiğini hatırlattı.

"SON ATAMAYLA BİZE İLTİFAT GÖSTERİLDİ"

Yapı Kredi Bankası ile ilgili süreçte bilinmezliğin çözümlenmesinin de önemli olduğuna işaret eden Bilgin, şöyle dedi:

"Bu dönemde azimle çalıştık, gayret gösterdik. Amacımız sizlere ve Türk halkına layık olmaktı. Marifet iltifata tabidir. Son atamayla bize bir iltifat gösterilmiştir, teveccüh gösterilmiştir. Biz de bundan sonra aynı azimle, aynı güçle, aynı hırsla başarılı işlevlerimizi, aksiyonlarımızı göstermeye çalışacağız."

"KANUNİ YETKİLERLE, İDARİ VE ADLİ CEZALAR VERDİK"

Bilgin, Ziraat Bankası'na BDDK'nın para cezası vermesi ve bankanın eleştirilerinin hatırlatılması üzerine de, BDDK olarak kurulduğu tarihten bugüne kadar kanunun verdiği yetkiyle hem idari hem de adli cezalar verdiklerini söyledi.

İdari cezadan kastın para cezası olduğunu belirten Bilgin, bunu çok sık yaptıklarını, bunun en önemli nedeninin de caydırıcılık etkisinin olması ve sektörü disipline etmesi olduğunu ifade etti.

Bilgin, bugün 10 bin YTL'lik cezanın belki çok küçük bir miktar olduğunu ama o banka için bir uyarı mekanizması görevi gördüğünü kaydederek, kendisinin banka ismi vermediğini, ancak soruya dair olarak, BDDK'da her işin 7 kişilik kurulun önüne gelmeden önce 3-4 aşamadan geçtiğini belirtti. Bilgin, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla kurul kendisine pişirilmiş bir yemeğin getirilmesini bekler. O noktadan sonra da takdirini ceza verme ya da vermeme yönünde kullanabilir. Bu olayla ilgili de böyle bir süreç izlenmiştir. Tüm bankalara nasıl davranılıyorsa aynı şekilde davranıldı. Diğer yandan aldığımız tüm kararlar idari yargıya tabidir, itiraza tabidir. Kararlardan memnun olmayanlar varsa buna mahkemeler nezdinde itiraz edip haklarını arayabilir. Bundan memnuniyet duyarız ama bizim aldığımız kararlarda doğruluğun veya güvenin tam olduğunu ifade etmek isterim. Yoksa kurulda saatlerce tartışılıp bu kararlar alınmaz."