T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 11 NİSAN 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ahmet KEKEÇ

Bir bu 'taşıyıcılık görevi' eksikti!

Kaba bir hesapla, her yıl 200 civarında yazı yazıyorum; bu yazıların çoğunluğu "hukuk" ve "yargı" meseleleriyle ilgili...

Hukukçu değilim, herhangi bir hukuk metnini yorumlayacak teknik bilgiden yoksunum, bana ne oluyor da bilmediğim, anlamadığım konulara girip ceffelkalem yazıyorum? Bu bolluk nerden geliyor?

Şurdan geliyor:

Her yıl memleketimizde, yine kaba hesapla, hukuk ve yargı meselelerinin tartışıldığı sekiz on civarında "kriz" çıkıyor. Her yıl mutlaka sekiz on yargı mensubu çıkıp "gündem tayin edici" konuşmalar yapıyor...

Buna "türban" gibi tartışmalı yargı kararlarını, kuruluş ve açılış yıldönümü kutlamalarını, o kutlamalarda yapılan yüksek volümlü açıklamaları eklediğinizde ortaya hatırı sayılır bir yekûn, daha doğrusu "yazı konusu" çıkıyor...

Bu yazı da, ister istemez, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un yaptığı son açıklamayla ilgili...

Ok'un açıklaması, basın-yayın organlarına "Başsavcı'dan sert açıklama!" şeklinde yansıdı.

Gerçekten de sert bir açıklamaydı.

Hemen belirteyim, ben daha serinkanlı bir açıklama bekliyordum. Birincisi, "cami-yargı karşıtlığına" ilişkin yaptığı daha az sert açıklamayı saymazsak (Hatırlayalım: "Helal kazanç" konulu hutbenin, son aylarda başlatılıp sürdürülen sindirme operasyonunun bir parçası olduğunu ve "yargıyı kuşatma planının camilere taşındığını" söylemişti), bugüne kadar politik çağrışımları olabilecek söz ve davranışlardan özenle kaçınmış, "hukuk adamı" ağırlığını korumuştu. İkincisi, militan selefinden farklıydı ve her olaya balıklamasına dalmıyordu.

Nasıl derler, bir konuştu, pir konuştu.

Konuşmadı da, adeta patladı.

Önce, terörü kınamayan, daha doğrusu terör örgütüyle arasına mesafe koymayan "bölgeci parti"ye patladı. Haklıydı da. Hiçbir ülke demokrasisi teröre destek veren siyasi partilere sürekli hoşgörü göstermezdi ve uzun süre yaşama şansı vermezdi.

Bölgeci partiyi benzettikten sonra siyasete verdi veriştirdi. Ok'a göre siyaset yargıya müdahale ediyordu. Mesela, yargı süreci devam ederken Meclis Komisyonu kurulması ve buralardaki tutanakların savcılık iddianamesine yansıması doğrudan yargıya müdahaleydi.

Böyle midir, bilmiyorum... Ok'un bu düşüncesinde haksız olduğunu da söylemeye çalışmıyorum.

Fakat yüksek yargı mensuplarının (buna Sayın Ok da dahil) yargı bağımsızlığından anladıkları şeyle, bizim anladığımız, yani yargı bağımsızlığından anlaşılması gereken şey oldukça farklı.

Yargının siyaset kurumuna karşı bağımsız olması gerektiğini savunanlar (doğrusu da budur; yargı siyasetten bağımsız olmalıdır), sıra devleti oluşturan diğer kurumlara, örneğin MGK ve benzeri organlara gelince, "susmayı" tercih ediyorlar. Mesela, "brifing"lerle ilgili tek itiraz duymuyoruz onlardan. Neden? Yargıyı, siyasetin çekim alanından uzaklaştırmaya çalışan ve bence iyi de eden yüksek yargı mensupları, Silahlı Kuvvetler'in müdahalesini (brifinglerini) neden sorun yapmıyorlar?

Demek ki, "yargı bağımsızlığı"ndan anladığımız şey, sözkonusu tamlamanın işaret ettiği durum değil. O durumun dışında bir şey... Belki bu "şey"in ne olduğunu tartışmamız gerekiyor.

Nuri Ok, çoğunluğuna katıldığım konuşmasının sonunu güzel bir temenniyle bağlamış: "Devlet, toplum ve birey olarak bizlere düşen görev aydınlanma sürecinden ödün vermemektir" diyor.

Hepsi iyi hoş da, artık anakronik bile sayılmayacak kadar köhnemiş "aydınlanma" düşüncesi de nereden çıktı?

Devlet, toplum ve birey olarak bizlere düşen görevin ne olduğunu artık yargı mensupları mı tayin edecek? Yargının bir de bilmediğimiz "taşıyıcılık" (aydınlanma düşüncesi taşıyıcılığı) görevi mi var?

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi