|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 11 NİSAN 2006 SALI | ||
|
|
Okullarda tırmanan şiddetin sebepleri konusunda herkes farklı yerleri işaret ediyor. Ortada güvenilir bir araştırmanın bulunmaması spekülasyonlara yol açtığı gibi sağlıklı bir değerlendirebilme imkanını ortadan kaldırıyor. Herkes televizyonlarda yayınlanan dizi ve filmlerdeki şiddeti özendiren sahnelerin okullardaki şiddete varan davranışlar üzerinde olumlu etki yaptığını düşünüyor. Bu konuda özellikle Kurtlar Vadisi adlı dizinin büyük rol oynadığı konuşuluyor. Kamuoyunda başlayan tartışma ve eleştiriler üzerine Kurtlar Vadisi dizisinin yayından kaldırılması kuşkusuz önemli ve takdir edilmesi gereken bir davranıştır. Biliyorsunuz söz konusu dizi geçen sene yayınlanmış ve izlenme rekorları kırmıştı. Bu dönemde ise tekrarları yayınlanmaktaydı. Tekrarların da seyirciyi ekran başına toplamaya yetmesi, Türk toplumunun belli konulardaki eğilim ve tepkilerini yansıtması bakımından üzerinde durulması gereken bir husustur. Bu tartışmada şu sorunun gözden kaçırılmaması gerekir. Kurtlar Vadisi dizisi, şiddet içeren sahneler nedeniyle gençleri şiddet kullanmaya teşvik ettiğini kabul ettiğimizde neden okullarımızda geçen yıl şiddet kullanımına yönelik eylemler ortaya çıkmamıştır? Dizinin izlenme rekorları kırdığı ilk gösterimde etkili olmayan bir dizi nasıl oluyor da tekrar gösterilmesi halinde şiddete yönlendirmiştir? Bu sorulardan söz konusu dizinin gençler üzerinde şiddet kullanımı yönünde herhangi bir etkide bulunmadığını söylemek istemiyorum. Ancak okullarda yaşanan şiddet kullanımında bütün faturanın bir diziye kesilmesinin sağlıklı bir açıklama olmayacağına dikkat çekmek istiyorum. Bunun yanında başka faktörlerin de unutulmaması gerekiyor. TV'nin olumsuz etkileriyle mücadele... Televizyon yayınlarının çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkisine karşı mücadele edilmesi tüm dünyanın ortak bir sorunudur. Özellikle pornografik yayınlarla şiddet, ayrımcılık ve nefreti yayan programların yayınlanmasına karşı çeşitli tedbirlerin alınması hususu sadece ulusal düzeyde değil uluslararası düzeyde çalışmalar ve işbirliği faaliyetlerini gerektirmektedir. Avrupa Konseyi'ne üye ülkeler arasında 1989'da imzalanan Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesi televizyonun olumsuz etkilerine karşı ortak faaliyetleri ve mekanizmaları hayata geçirmiştir. Türkiye'nin de imzalamış olduğu söz konusu sözleşmeye dayalı olarak üye ülke temsilcilerinden oluşan Daimi Komisyon'nun altı aylık periyodik toplantılarında ele alınan konuların başında çocukların pornografik ve şiddet içeren programlardan korunması ile insan onurunun korunması gibi sorunlar gelmektedir. Bu konuda üye ülkelere çeşitli tedbirler önerilmektedir. Bunlardan çocukların televizyon izleyebilecekleri saatlerde bu nitelikteki programların asla yayınlanmaması, çocukların ve ailelerinin televizyon izleme konusunda bilgilendirilip bilinçlendirilmesi gibi uygulamalar gelmektedir. Türkiye'de televizyon yayınlarının içinde bulunduğu keşmekeş bu sektörün düzenlenmesini daha acil hale getirirken aynı zamanda çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkileri daha da arttırmaktadır. Ülkemizde uzun yıllar devam eden tek kanallı devlet tekelindeki televizyon yayıncılığından çok kanallı ve özel girişimlere de açık televizyon yayıncılığına geçilirken ciddi tartışmalar yaşanmıştır. Merhum T. Özal, bu konudaki eleştirilere "televizyonun düğmesi var, beğenmeyen kapatsın" anlamında sözler söylemiş ve yayın özgürlüğünün önünü açmıştı. Bu en temel haklardan olan ifade özgürlüğü için çok doğru bir savunma idi, ancak sektörün düzenlenmeyip bir başıboşluk halinde kalması elbette savunulamazdı. Sektörün temel hakları garanti altına alacak şekilde düzenlenmesi ve toplumun olumsuzluklardan korunması için ciddi tedbirlerin alınması gerekiyor. Eğer toplum olarak geleceğimizi düşünüyorsak çocuklarımızın ve gençlerimizin şiddet ve diğer olumsuzluklardan korunması için azami hassasiyetin gösterilmesi herkes için kaçınılmaz bir görev olmalıdır. unutulmaması gereken önemli bir nokta da bu sorunun üstesinden gelinebilmesi için tüm toplum kesimlerinin ortak ilkeler üzerinde uzlaşmalarıdır.
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |