|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 11 NİSAN 2006 SALI | ||
|
|
Adam cebindeki şekerlerle orucunu açmış, şadırvandaki sudan içmiş, benzincideki kirli mescidde hüzünle akşam namazını eda etmişti. Benzin istasyonun idaresine gidip, ikaz etmeyi düşünmüş sonra vazgeçmişti. Siz bu işletmeye bu mescidi yakıştırıyor musunuz cümlesi, boğazının altı boğumundan geçmiş yedincisinde takılmıştı. Evine 70-80 dakikalık mesafede idi. Radyo istasyonlarında gezindikten sonra arabasını çalıştırdı. Mahalle camisine yetişmek de var yetişememek de. Kestirmeden çıkarım düşüncesiyle saptığı yol, onu bambaşka bir yere götürdü. İstanbul'un içinde İstanbul'dan uzaklaşılan yoldu tekerleklerin altından kayıp giden. Evlerin tek tük ışıkları parlıyordu gecenin içinde. Adam yaklaşmak yerine uzaklaşıyordu. Vakit daralıyordu. Yatsı ezanına kadar yetişemeyeceğini anlayınca cami aramaya başladı. Gökyüzüne uzanmış ışık demeti olarak bir minare ile göz göze geldi. Camiye vasıl olmanın en emin yolu idi minareleri takip etmek. Minareye doğru giderken yol boyunca cami için hazırlanan adamları ve küçük erkek çocuklarını gördü. Kadınlar yoktu. Şaşırdı. Şaşkınlığı aşama aşama meraka evrilirken, minarelerin dibine gelmişti. Cami inşaat halinde idi. Minare olarak kendisine mihmandarlık etmiş direğin henüz minare kıvamına gelmemiş olduğunu gördü. Direkleri dikilmiş, demirleri çatılmıştı. İçinde rüzgarın eyleştiği bu inşaat halindeki cami için mi toparlanıyordu cemaat. Arabadan inmeden baktı bir müddet. Gelen adamlar caminin bodrumuna iniyordu. Nasipte bu varmış diyerek arabasını kenara çekti. İstanbul sınırları içinde bir Orta Anadolu gerçeği ile karşılaşmıştı. Her yaştan adam yanlarındaki küçük çocuklar ve gençlerle beraber saf tutuyordu. Cemaatin birbirine uymaz pantolonları ceketleri, gömlekleri vardı. Ama hepsinin ayağında ille de açık renk çorap (Çoraplarının ne kadar temiz olduğunu göstermek için açık rengi tercih ettiklerini sonradan anladı adam). İmam cemaatin özellikleri üzerinde durdu. Cemaat binasının dayanışma ve sevgiden inşa edildiğini anlattı. Ve bu bodrum katında hayatındaki en feyizli dakikaları geçirdiğini, bunun da cemaatin ihlası sayesinde lütfedildiğini anlattı. Yolunuz düşerse Karaköy Yeraltı Camisi'ne gidin. Yarım saat de olsa itikaf'a niyet edin diyerek itikafı tarif etti. İtikafa girmenin Efendimiz'in sünneti olduğunu anlattı. Sünnete uymanın önemini. Ne sesinde coşkunluk vardı ne de öfke. Yavaş yavaş, mutmain bir kalp ile anlatıyordu. Efendimiz daima güçsüzden yana olmuştur diyordu. Fakiri, yaşlıyı kollayan. Biz de öyleyiz değil mi? Hocaefendi biz de öyleyiz der demez öyle olmadığını bilenler o saniyeden itibaren "öyle olmanın" halkasına giriveriyordu. İmam konuşurken, arada çocukların sesi geliyordu. İmam, her sesi duyduğunda kızmak yerine onlara iltifat ederek hareketlerini muhabbet çemberi ile sınırlamaya çalıştı. Namaz için ayağa kalkıldığında son ikazını yaptı. Yaşlı amcalar gençlerin arasında namaza dursun ki, onların gençliğinden istifade etsinler. Yolcu, bu bodrum katında, köşelerinden harçların döküldüğü bu bodrum katında, gönlünün kanatlanıp uçtuğunu fark etti. Midesinde bir küçük şeker ve iki avuç su vardı ama, kendisini bin rekat namaza niyet edecek kadar dinç hissediyordu. Yatsı namazının sünneti iki küçük çocuğun kıpırtıları eşliğinde eda edildi. Selam verilir verilmez iki adam iki çocuğun arasına giriverdi. Yatsı namazının farzı eda edilirken çocuklardan hiç ses çıkmadı. İmamın sesi bodrum katını aşmış sokaklara, gökyüzüne doğru yayılmış sonra tekrar çocukların kalbine inmişti sanki. Çocuklar ve gençler cemaate ne kadar yakışıyordu. Onlarla her şey ne kadar feyizliydi. Adam yıllardan beri ilk defa dua ederken avuçlarının ıslandığını, içinin yıkandığını fark etti. Mevlid Kandili, sadece minareden ibaret bu yerde içindeki bütün kandilleri yakıp geçmişti.
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |