|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 11 NİSAN 2006 SALI | ||
|
|
İran kuş gribini mutasyona uğratıp biyolojik silaha dönüştürüyormuş. Ortadoğu'da 150 milyon kişiyi öldürecekmiş. Bunun için yeraltında araştırma laboratuarları varmış. ABD insanlığı bu beladan kurtarmak için bu tesisleri vurmak zorundaymış... Her gün yeni bir savaş senaryosu ile uyanıyoruz. ABD İran'a nasıl saldıracak, nereler vurulacak, ne tür füzeler kullanılacak, nükleer saldırı yapılacak mı, iç savaş çıkarılacak mı, Türkiye'nin rolü ne olacak, İncirlik nasıl kullanılacak, İran nasıl reaksiyon gösterecek.. Şimdi de savaş sebebi olarak kuş gribi çıktı ortaya.. ABD'nin 16 Mart'ta açıkladığı Ulusal Güvenlik Stratejisi, adeta savaş ilanı: "İran'dan başka hiçbir ülke bizi bu kadar tehdit etmiyor. İran teröre destek veriyor, İsrail'i tehdit ediyor. ABD yönetiminin ilk görevi halkını ve çıkarlarını korumaktır. Harekete geçmemenin bedeli çok daha ağır olabilir. Kitle imha silahıyla yapılacak terör saldırısından daha büyük tehditler var. ABD gerekirse "pre-emtive" saldırı yapacaktır. Biyoteknoloji alanındaki başarılar devlet ve devlet dışı örgütler için büyük fırsatlar sunmaktadır. Biyolojik silahlar dünyanın büyük bölümünde geniş halk kitlelerine yönelik ağır tahribatlara yol açacak bir tehlikedir. Biyolojik silahların yayılması Amerika'nın kuş gribi gibi salgın hastalıklarla mücadele etmesini zorlaştıracaktır. İran'ın saldırgan biyolojik silah programları vardır." Aynı deklarasyonda, "Ulusal gücün bütün imkanları kullanarak..." denilerek, İran'a karşı nükleer silahların da kullanılabileceğinin işaretleri verilmektedir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, İran'ın programının nükleer silah edinmeyi amaçladığına dair hiçbir bulgu elde edemedi. Bunu ABD biliyor. Kesin olan bir şey var: İran'a yönelik tehdidin sebebi nükleer silah değil. Tahran'ın nükleer teknolojiye ulaşmasının, bu teknolojiyi sivil amaçlı da olsa kullanmasının önüne geçilmek isteniyor. Bir teknoloji savaşı yapılıyor. Bu ülkenin biyoteknoloji, biyomedical alanındaki çalışmaları engellenmek isteniyor. Batı'nın dünyanın geri kalanına karşı yıllardır kullandığı geri bırakma, teknolojiden uzak tutma politikasının bir sonucu ve İran için "savaş sebebi" haline geldi. Nükleer'in dışında İran'ın biyoteknoloji alanındaki çalışmaları ABD için "savaş sebebi." "İran biyoteknoloji ve biyomedical kapasitesini kurduğu araştırma merkezleriyle geliştiriyor" diyen ABD, Pentagon bünyesinde bir merkez kurdu ve çok sayıda biyolojik silah "uzmanı" istihdam etmiş. Aslında bir kardiolog olan, sonradan biyolojik silah uzmanı yapılan Dr. Ward Casscells bunlardan biri. Ordu bünyesinde kuş gribi üzerinde çalışıyor. Bu merkezin "istihbaratına" göre "İran, yeraltındaki biyolojik silah laboratuarlarında mutasyonla çok tehlikeli bir kuş gribi silahı geliştirdi. Dr. Casscells, Ortadoğu'daki kuş gribi patlamasını gözlemliyordu. Çünkü, kuş gribinin biyolojik silah olarak kullanılabileceğine inanıyordu. Ekibindeki bilim uzmanları ve Amerikan ordusu da onun gibi düşünüyordu. Bush yönetimi, biyoterorizmle mücadele amacıyla yılda 7 milyar dolar harcıyor. Biz saldırı gerekçesinin sağlam kanıtlara dayanmasa da, nükleer çalışmalar olduğunu sanırdık. Ama kuş gribi gibi biyolojik silahlar da İran'a saldırı için gerekçe olarak hazırlanıyormuş. Buradan söyle bir durum ortaya çıkabilir: "Kuş gribinden 150 milyon insanın ölmesi ihtimali varmış. Ve İran bunun için çalışıyormuş." 150 milyon insanın ölümüne neden olacağı yönündeki 'istihbarat'ın yüzde 99'u yanlış olsa, sadece yüzde 1'i doğru olsa, yine de İran'ın nükleer tesislerini bombalanması meşru olacakmış. Çünkü gelecekteki kitlesel ölümler engellenmiş olacakmış. Bu mantığa göre 1.5 milyon İranlı ile birkaç bin İranlı'nın ölümü arasında istatiksel bir fraklılıktan başka bir şey değil. İran kuş gribiyle Ortadoğu'da 150 milyon kişiyi öldürecekmiş. ABD de insanlığı kurtaracakmış. Gözü dönmüş bu faşist çete, şimdi de Ortadoğu'da nükleer silahlar kullanabileceğini söylüyor. Bundan daha hastalıklı bir zihin olabilir mi? Bu paranoyak ruh hali dünyayı nerelere sürükler? Ya, hala onların kuryeliğini yapanlara ne demeli?
|
![]()
| ||||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |