T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 20 NİSAN 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ali BAYRAMOĞLU

Özkan ve askerler...

Fikirlerini, tavrını beğenin ya da beğenmeyin ama şunu teslim edin: Murat Yetkin basında son yılların en iyi Ankara temsilcisidir... Siyasetçi ve bürokratlarla ilişkileri olması gerektiği kadar yakın, yine olması gerektiği kadar uzaktır... Taraf olduğu tek yan somut bulgular peşinde koşan haberciliğidir.

Açıkçası Ecevit hükümetinin son günlerinden AK Parti dönemindeki New York sürecine, bu süreçte yaşanan darbe risklerine, Bizans Kavgaları'na değin siyasi arenadaki gerginlikleri, sıcak ilişkileri "en saf hali"yle ya da "olabildiğince saf hali"yle Türkiye önemli ölçüde Murat Yetkin'in Ankara haberleri ve yazılarından takip etmiştir.

Olup biteni şu ya da bu nedenle öne çıkarmak, şu ya da bu nedenle geri planda tutmak, çıkar için saklamak, yönledirmek, haber dilinin dışındaki dillere aktarmak, servis yapmak Murat'ın uzak durmaya çalıştığı bir "faaliyet" tipi olmuştur.

Bu nedenle de olup biten bir çok gazetede ve köşede yer alsa da, güvenilir olarak onun ve benzeri üç beş gazetecinin kaleminden izlenebilmiştir...

Bunlar benim perde arkasını bildiğim siyasi bir kesitte, yazılarını okuduğum, gazeteciliğini izlediğim bir meslektaşa yönelik kanaatlerimdir...

Son Ecevit hükümetinde başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın HaberTürk'te yaptığı açıklamalardan sonra Murat Yetkin geldi gündemin merkezine oturdu.

Neden şu:

"Askerler o dönem Ecevit'in başbakanlığı Hüsamettin Özkan'a devretmesini talep etmişler, bu talebi Ecevit Murat Yetkin'den duymuş..."

Mesele ise şu:

"Murat Yetkin askerin ulağı işlevini mi üstlendi, yoksa (askerlerle konuşmasından) edindiği bir haberin peşinde bu talebi Ecevit'e doğrulatmaya ya da Ecevit'e aktarıp habere yönelik olarak tepkisini mi almaya çalıştı?..."

Murat'ı gündemin merkezine yerleştiren kimi gazetecilerden gelen ulaklık yönündeki iddia ve ithamlar...

Ortada hem bir "haksızlık" hem bir "küstahlık" hem bir "sulandırma" var...

Haksızlık var, çünkü Murat Yetkin bu konuyu söz konusu görüşmeleri yaptıktan hemen sonra olup biteni gazetesine taşıdı, haber yaptı.

Küstahlık var, çünkü Murat Yetkin'i suçlayan kimi gazeteciler bu ulaklık işiyle temizlenmeyecek kadar kirlenmiş durumdalar...

Sulandırma var, çünkü Özkan'ın anlattıklarıyla teyit olan, özellikle askeri otoritenin suç mahiyetindeki girişimidir. Askerin bir başbakanın istifa etmesini telkin etmesi, yerine geçecek ismi belirtmesi, bu konuda baskı yapması, hatta kamuoyunu hazırlamak için psikolojik harekat planı hazırlaması asli ve asıl sorundur...

Haberi oluşturan ve sorgulanması gereken yön bu talep, telkin ve baskıyı askerin basın, sanayiciler ve sivil bürokratlar üzerinden devreye sokmasıdır.

Bir devrin perde arkası elbet gazetelerde yer alıyor, kitaplarda da...

Bugün yeni yeni ve önemli olan gelişmelerin birinci derece aktörlerinden Hüsamettin Özkan'ın tüm bunları teyit etmesidir...

Şunu teyit etmektedir Özkan:

Tüm kuvvet komutanları, Genelkurmay 2. Başkanı, emekli orgeneraller başta olma üzere ordu üst kademesi çeşitli toplantılar yapmış, başbakan değişikliğine yönelik talebini belirlemiş ve çeşitli yerlere aktarmıştır. Bu talep malum planlar çerçevesinde dönemin bol tirajlı gazeteleri tarafından desteklenmiştir. Ecevit'in bunadığı, yıkanamadığı, karısının kendisini bir köşeye attığı haberleri bir kampanya haline dönüşmüş, sevk edildiği hastanelerden iş yapamaz raporu verilmesine ramak kalmıştır.

Velhasıl herkesin katıldığı bu "Şark Ekspresi cinayeti"nin baş aktörü askerdi.

Ortada ne bölücülük, ne irtica iddiası vardı o zaman...

Ve birileri anayasayı ihlal ediyordu.

Onların anayasayı ihlal etmelerinin bir adı var, bu memlekette: Siyaset...

Bu tarz, ihlalcilerden hukuki yollarla hesap sorulmadıkça süregidecektir... Ya da bugün olduğu gibi üstü sahte etik tartışmalarıyla örtülecektir...

Bu arada unutmayın, sesi en yüksek çıkanlar, suç ortaklıkları en derin olanlardır...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi