T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 20 NİSAN 2006 PERŞEMBE | ||
|
Ünlü reklâm uzmanı Ali Atıf Bir, imzasız gönderilen ihbara aldanıp yeni bir 31 Mart vakası olduğunu köşesinde yazınca, ortalık karıştı. Kullan kullan bir türlü eskimeyen irtica sakızı, yine keyif ve heyecanla çiğnenmek üzereydi ki, maalesef olayın aslı çabuk anlaşıldı. Fena halde gaza gelen Bir Hoca'nın şu sıra sesi çıkmadığı için, reklâm piyasasında bir boşluk doğmuş bulunuyor. Bu boşluğu doldurmak için kolları sıvadık ve bazı reklâmları eleştirel bir gözle inceledik. Hemen belirtelim ki reklâmlar hatadan geçilmez halde. Son günlerde sıkça yayınlanan birkaç reklâma bakacağız.
Emekleme çağında bir çocuk, sokakta emeklerken aniden büyüyor ve yürümeye başlıyor. İlerledikçe yaşı daha çok büyüyor... Herkesin gittiği yollardan gitmek yerine, önüne çıkan engelleri tırmanarak, hoplayıp zıplayarak aşıyor. Otuz saniyede koca bir delikanlı olan kahramanımız, bir köprünün üzerinden aşağıya atladıktan sonra, az ışıklı köprü altından geçiyor. Oradan geçerken gözleri bir anda otomobil farı gibi parlamaya başlıyor. Ayakkabıları otomobil tekerleğine dönüşüyor ve nihayet kendisi de bir 'Clio' halini alıyor. Bu reklâm ilk bakışta, bir başka Fransız markası olan Citroen C4 reklâmını hatırlatmakta. Delikanlının kendisi otomobile dönüşeceğine, köprü altında bulduğu otomobile binip gitseydi, daha mantıklı olurdu. Böylece taklit etmişler düşüncesi doğmazdı seyredenlerde.Ayrıca delikanlı "yeni Clio" haline gelince, direksiyonda birinin bulunması gerekmez mi? Trafikte serseri mayın gibi sürücüsüz ilerleyen bir otomobil çıkıyor karşımıza. Kedi buysa kıyma nerede demiş ya Hoca, biz de delikanlı otomobilse şoför nerede diye sormak zorundayız.
Axess reklâmındayız. Pizza dağıtıcısı kız, bir gün mutlaka ünlü olacağına inanıyor, hayaller kuruyor. Hayallerine biz de ortak oluyoruz. Şarkılar söylerken, hayatın gerçekleri dikiliyor karşısına ve ustası siparişi yerine teslim etmesi gerektiğini hatırlatıyor. Motosikletiyle giderken, durduğu kırmızı ışıkta yine hayallere dalıyor kızımız. Kavşaktaki kadın polisin yerine kendisi geçip dans etmeye başlıyor. Tabii bu hayali de kısa sürüyor. Çünkü ışık yeşile dönmüş. Kadın polis yolu açıyor. Açıyor ama nasıl? Bu reklâmı hazırlayanlar ya hiç polis görmemiş yahut sayı saymayı bilmiyorlar. Hiçbir trafik polisi yüzünü size dönerek gel gel işareti yapmaz. Polisin önü veya arkasını görüyorsanız ilerleyemezsiniz. Yolu açan polisi yandan görmeniz gerekir gidebilmek için.
Opet istasyonuna Cem Yılmaz'ın Gitt adlı siyah otomobili geliyor. İçinden Cem Yılmaz değil, dört hanım kızımız iniyor. Hepsi yeşil kısa şort giymiş. Dans edip şarkı söyleyerek arabanın deposunu dolduruyorlar. Şen şakrak halde camları ve kaportayı yıkayıp sildikten sonra, görevlilerin şaşkın bakışları altında, para ödemeden uzaklaşıyorlar. Burada iki sorumuz var: Cem Yılmaz arabasını kızlara nasıl ve niçin kaptırdı? Opet'ten benzin alınca ödeme yapmadan ayrılabilir miyiz? Önemli not: Şarkı söylemem, şort giymem, dans etmem. Cevap verecek biri çıkarsa, bunları dikkate alsın.
"Acıktın mı? Kap bir Snickers" diye başlayan reklâmdaysa iki delikanlı iş makinelerinin operatör koltuğuna oturmuşlar, kepçelerini kullanarak futbol oynuyorlar. Fakat atıp tuttukları top değil, variller. Allah aşkına söyleyin, bu zamanda varillerle böyle oyun olur mu? Toptan yanlış! Hiç vakit kaybetmeden uygun bir arazi bulup, varilleri toprağa gömmeleri gerekirdi.
Bir de Cumhuriyet'in "Tehlikenin farkında mısınız?" reklâmları var ama o kadar çapsız ki ele almaya değmez. Zaten alan aldı; üstüne söz söylenmez.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |