T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 23 NİSAN 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Cömert ASLAN

"Güneşli günler"

Bu maçın daha 20. dakikada 2-0'a gelip kopmasının futbol mantığı içinde pek izahı yok. 13. dakikadaki gole kadar oyunu götüren, pozitif oynayan Galatasaray iken, Appiah'ın golü herşeyi değiştirdi. Bunun o dakikaya kadarki ilk ciddi F.Bahçe atağı olduğunu belirtelim. Bundan sonra F.Bahçe kazanması gerektiğini aklına getirirken, Galatasaray "klasik Kadıköy bunalımına" giriverdi. Sonrasında öyle bir 10 dakika oynandı ki, Galatasaraylı futbolcular ne yaptıklarını bilmez haldeydi. Ya bu bunalımdan bir gol atarak çıkacaklardı, ya da bir gol daha da yiyeceklerdi, ikincisi oldu.

İkinci yarının başında gelebilecek bir Galatasaray golü belki umut olabilirdi ama Saidou'nun erken atılması bunu da siliverdi. Bundan sonra sahada F.Bahçe'nin şovu vardı ve en doğal beklenti farkın gelmesiydi. Oyun artık Nobre'lik değil, Anelka'lık hal alırken, Daum'un değişikliği yapmasını sağlayan sakatlık oldu. Anelka, girer girmez 3. golü hazırladı, ardından da 4. golü kendi atıp G.Saray'ı bitirdi.

"Kazanan haklıdır" deyip geçmeyeceğim. Daum'un sahaya çıkadığı onbir ve oyun kurgusu hatalarla doluydu. Kurduğu kadro kazanmaya ihtiyacı olan bir takımın onbiri değildi. Uzun süredir oynamayan ve kendisinin de hazırlamayı düşünmediği Selçuk'u sahaya sürmesi riskti. Bu risk ilk yarı boyunca defalarca kendini gösterdi. Üstelik, onu göbekte oynatıp Appiah'ı sağ kulvarda kullanması bir başka yanlıştı. Sağ tarafta görevli Appiah, bu sınırı tanımamış olacak ki, sol tarafa gelip oradan golü attı.

Peki ama bu kadar hatadan bu fark nasıl çıktı? Şükrü Saracoğlu'nun atmosferi bunda birinci etken... İkincisi, Appiah'ın ilk F.Bahçe atağında golü bulması, G.Saray'ı psikolojik olarak çökertti. Ayrıca F.Bahçe kadrosunun kalite farkını bu kadar net ortaya koyması maçı sarı-lacivertlilere getiren bir başka unsurdur.

Tabii bir de Gerets'in hatalarının payı vardı. Bir kere kontrollü oynamamaya inat etmiş. Aşırı derecede kendine güvenmenin ne sonuç doğuracağını unutmuş. Sağda Uğur, solda Ferhat gibi maçın ağırlığını kaldıramayan iki oyuncuyu tercih etmesi de resmen intihardı.

Fenerbahçeli taraftarlar Nazım Hikmet'in şiirini marşları yapmışlardı dün... "Güzel günler göreceğiz, güneşli günler" diye... Dedikleri oldu. Düne kadar G.Saray, şampiyonluğu daha çok hak ediyordu ama dünden sonra bu böyle değil. Daha geride 3 hafta var belki ama bu sezon 4 kez oynadığı Galatasaray'ı her seferinde alt eden Fenerbahçe, artık puan cetvelinde olduğu gibi "hak etmede" de önde...


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi