T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 26 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Siyasi literatürümüzün yeni kavramlarını selâmlayalı fazla olmadı: Bir yanda 'beyaz Türkler' var, diğer yanda da 'zenciler'... Her iki grup 'renk'le ifade edilse bile aralarındaki ayrımda 'renk' hemen hiç rol oynamıyor. 'Beyaz' denilenler içinde teni karaya çalanlar olabildiği gibi, 'zenci' sınıfına sokulanlar arasında bembeyaz tenliler de bulunabiliyor. Renkle ifade edilseler de iki sınıf arasındaki 'fark' ten rengiyle irtibatlı değil... Peki de, fark ne ile irtibatlı? Cumhuriyet kurulduğunda, ayrımcılığı ortadan kaldırıp 'imtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitle' oluşturmak için, çare olarak, saray ahalisi yurtdışına çıkarılmıştı. Hânedan ve yakınlarının kadınlarına konan yasaklama 1950'lerde kaldırıldı; erkekler de 1980'li yıllardan itibaren Türkiye'ye gelebiliyorlar. Ancak, Osmanlı Ailesi'nden hiçbir fert, toplumsal açıdan, hiçbirimizden üstün sayılmıyor. 'Beyaz Türk' sıfatıyla anılanlar Osman Bey'in sülâlesinden gelenler değil. Bu kadarı kesin. İşin aslına bakılırsa, kendilerini 'beyaz Türk' görenler ile onların 'zenci' muamelesine mâruz bıraktığı kişiler birbirlerinden çok da farklı bir sosyal arkaplana sahip sayılmazlar. Son tartışmayı sütununda başlatan yayın yönetmeni, doğduğu ve yetiştiği mütevazı muhitte pekâlâ farklı bir hayat çizgisi izleyebilir ve kendisinden 'zenci' olarak söz ettiği kesim arasında yer alabilirdi. Biraz yakından bakılırsa, ailesi fertleri arasında, kendisinin 'hor' baktığı kesimden çizgiler taşıyan insanlar olduğu görülecektir. CHP-DP çekişmesi yaşandığı dönemde, şimdi kendisinin bulunduğu konumdaki yazarlar, DP kadrosuna 'zenci' muamelesi yapıyorlardı. Eski fotoğraflarına bakıp "Hiçbirinin eşi türbanlı değil" dediği DP kadrosu, CHP muhalefetinin ve CHP ile aynı saftaki 'matbuatın' sürekli işlediği 'irtica' suçlamasından etkilenen askerlerîn darbesiyle devrilmemiş miydi? Yazdıklarından biliyoruz; kendini 'beyaz Türk' gören, "Acaba köylerden ve varoşlardan gelen bir 'garibanizm ihtilali mi' yaşıyoruz?" sorusunu kendine yönelten yazarın babası DP'yi destekleyen bir esnaftı. Acaba yurtdışında okuma fırsatı bulduğu için mi 'beyaz Türk' sınıfına atladı yazarımız? Öyleyse, neden kendisi gibi yurtdışında eğitim almış bir yüksek bürokratı 'beyaz Türk' olarak görmüyor? Türkiye'de Cumhuriyet'in en önemli özelliklerinden biri herkese eşit yükselme fırsatı sağlamasıdır. Aynı mahallenin çocukları farklı yollardan geçseler bile farklı muamele görmüyorlar; daha doğrusu, farklı muamele görmüyorlardı. Aynı ilkokulda okuyan çocuklar eğitim hayatları boyunca ve sonrasında birbiriyle irtibatı koparmıyorlardı. Babalarının isteğine bağlı olarak, mahallenin çocuklarından biri askerî liseye, diğeri ortaokula, üçüncüsü İmam Hatip lisesine gidiyor, farklı okullarda okumak onları birbirinden ayrı düşürmüyordu. Evvel yok olan ayrımcılık şimdilerde had safhada. Aynı mahalleden çocuklar, yine babalarının tercihiyle, farklı farklı okullara gidiyorlar, ama artık bir daha yolları kesişmiyor, irtibatları da kopuyor... Aynı sınıfsal kökene sahip olup da birbirinden müthiş kopuk nesiller oluşturmayı son yıllarda başardık... Yazık, ama gerçek... Başka bazı ülkelerde 'asalet' kan bağıyla belirleniyor; belli ailelerden gelenler 'asil' sayılıyor, bunu belirtecek unvanlar da taşıyorlar. Bizde bu anlamda 'asil' bulunmuyor, bu yüzden 'beyaz Türk' olmayı doğumdan hak edenlerimiz yok. Birbirimizden 'renk' bakımından da ayrışıyor sayılmayız; ten renklerimiz 'zenci-beyaz' ayrımına hak verdirecek kadar farklı değil çünkü. Geriye kala kala kapının önünde çıkarılan üç-beş erkek ayakkabısı ile kadınların taktığı türban ve insanların farklı olma hakkını savunma cüreti kalıyor... 'Zencilerimiz' bunlar bizim... 'Beyaz Türk' kim peki? Eskiler "Civciv yumurtadan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş" demişler ya, o kabuğunu beğenmeyen civcivlere bizde 'beyaz Türk' diyorlar...
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |