T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 26 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
Salih TUNA

Atatürk ıslanmaz

Güzel bir bahçe resmi yapmıştı Max Ernst. Oldukça güzel bir resim. En azından kendisi çok beğenmişti çizdiği resmi. Gelgelelim, bahçedeki bir ağacın resmini yapmayı unutmuştu! Lanet olası ağacı çizmediğini fark ettiğinde tabloyu çoktan bitirmişti! Aksilik işte!

Bay Ernst sorunu nasıl çözdü biliyor musunuz?

Hiç düşünmeden, eğip bükmeden direkt sonuca gitti. Anlayacağınız, derhal o ağacı kestirip attı.

Bahçe seninse veya bahçeye sahip olduğunu sanıyorsan, en temel problemleri çözerken bile konsensüs sağlamana hiç gerek yok. Hele ki, bahçeye sorun dikmek dünyanın en kolay işi. Zaten bu ülkenin toprakları sorun üretmekte o kadar münbit ki; bir ekersen, bin toplarsın mahsulü. Yeter ki, sen bahçeyi nasıl görmek istediğini belirle. (Mühim olan senin göz zevkin, düşüncen, önyargın ve karyolan.)

Maşallah, toprak bu sene bol 'sorun' verecek galiba. Seri halinde nur topu gibi sorunlarımız oldu son zamanlarda. Memleket hızla 'sorun sathı mailine' girdi herhalde.

İmzasız bir e-mail sayesinde öğrendiğimiz "31 Mart Vakası" kutlaması; Merkez Bankası başkanının evinin önündeki 'mürteci' ayakkabılar; 23 Nisan törenlerinde bir ilçe başkanının, Atatürk anıtına çelenk bırakırken çiklet çiğnemesi ilk akla gelen sorunlarımız.

Bunlar da sorun mu diyerek burun kıvırmayınız. Çünkü normal koşullar altında (NŞA'da) 'sorun' oluşması için, bir 'soruna' bile ihtiyaç yok. Gündeme bir meselenin 'sorun' olarak sürülmesi kâfi.

Çiklet çiğneme olayı çok enteresan gerçekten. Tabii ki, hem enteresan, hem de olay olması, failinin tutuklanmasından kaynaklanıyor. Atatürk'ün anıtına çelenk bırakırken çiklet çiğnemek suretiyle en hafifinden nezaketsizlik yapan şahsın, bu menfur 'eylemi' tek başına mı, örgütlü mü yaptığı henüz bilinmiyor. Arkasında "Çiklet Çiğneyenler Örgütü" varsa, behemehal çökertilmelidir. (Atatürk heykelleri civarında yaktığı sigarayı avucunun içinde saklayan amcalara rastlarsak şaşmayalım.)

Cevat bu konularda oldukça rahat. Güvenle bakıyor geleceğe. Çünkü oğlunun alt yapısı çok sağlam. Anlattığı olaya bakarsak hepten de haksız sayılmaz. Atatürk konusunda oldukça hassas bir oğlu var. Çocuk su içmiyor, sakız çiğnemek ne kelime! (Cevat mahalleden, memleket meseleleriyle alakalı nalbur arkadaş. Bu yazıdaki parantez içleri tamamıyla ona ait. Buna, oğlunun başından bizzat geçen aşağıda okuyacağınız 'hadiseyi' aktarmamın 'rüşveti' olarak değil, çok ısrar ettiği için izin verdim)

Cevat'ın oğlunun dayanabilecek takati kalmamıştı. İki eliyle sıkıca kavradığı su dolu bardağı masanın üzerinde sağa sola kaydırıyordu.

"Anne çok susadım!.."

Önce "ultraprima" dönemi, ardından "Yap da amcalar görsün" gerzekliği geride kalmıştı. Kocaman adam olmuştu. Kocaman dedikse, kendi başına su içebilecek kadar.

"İç o zaman" dedi annesi, "Benim içirmemi mi bekliyorsun?"

Annesinin refakatinde okulu çiçeklendirmeye başladığı henüz birkaç hafta olmuştu. Büyüyünce doktor olacaktı ama şimdilik anatomi bilgisi midesinden ibaretti. Su dolu bardağa hasretle baktı. İçmedi...

Kulaklarında sınıfta hep birlikte ezberlemeye çalıştıkları o meşhur şarkı yankılanıyordu.

"Atatürk ölmediii, içimizde yaşıyooor..."

Sevgili öğretmenini, sınıf arkadaşlarını anımsadı. Karatahtanın hemen üstündeki Atatürk'ün 'tebessüm' eden fotoğrafı gözünde canlandı. Atatürk 'mesai' yapıyordu; derslerine çalışmazlarsa, yaramazlık yaparlarsa kaşlarını çatardı.

Korktu. Elindeki bardağı masanın üzerine bıraktı.

"Ama içersem Atatürk ıslanır anne!"

Oğlunun gönül ferahlığıyla su içmesini sağlayabilmek için annenin verdiği cevap şudur:

"Korkma oğlum, Atatürk'ün şemsiyesi var ıslanmaz."


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Dizi | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi