T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
A K T Ü E L 1 OCAK 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Herkes benim kadar şanslı değil

Aile şirketleri esnaflıktan gelen babaların ellerinden yurtdışı tahsilli yeni nesle devroluyor. Babasının iş tecrübesinin yanısıra yurtiçi ve yurtdışında eğitim alan Özlem Yılmaz da ikinci nesil yöneticilerden. Öztiryakiler Madeni Eşya'da İhracat ve Satış Pazarlama Müdürü olarak çalışan Özlem Yılmaz, 86 ülkedeki müşterilerine ulaşmak için iş hayatının yarısından fazlasını yurt dışında geçirmiş

Ayşe
Olgun
Bugün 86 ülkede müşterisi olan ve 'en fazla ihracat yapan 4 firmadan biri olarak' ödüle layık görülen Öztiryakiler Madeni Eşya'nın İhracat Satış Pazarlama Müdürü ve Koordinatörü Özlem Yılmaz'ın hayatı kıtalar arası yolculukta geçiyor. 15 yıldır çalıştığı aile şirketinde bayram tatilleri hariç hiç tatil yapmaya fırsat bulamadığını söyleyen Yılmaz'a göre dünyanın en keyifli tatili evde yapılır. Nerdeyse gezmediği ülke kalmadığını dile getiren Yılmaz'ın 15 yıllık iş hayatının yarısı gökyüzünde uçarak geçmiş. Türkiye'ye döndüğü zaman İstanbul dışına pek çıkmayıp vaktini evde ve işte geçiren Yılmaz, doğuda sadece Erzurum'u görmüş, güneydoğuya ise hiç gitmemiş.

OKUMAK BÜYÜK ŞANS

Varlıklı bir ailenin kızı olarak Yeşilköy'de doğan Yılmaz, Saint Benoit Lisesi'nden mezun olduktan sonra İngiltere'de İşletme ve Pazarlama eğitimi almış. "Biz şanslı kadınlarız ama bu ülkede yaşayan her kadın bizim kadar şanslı değil" diyen Yılmaz, kızların okutulmasının gerekliliğini de üzerine basa basa vurguluyor. İş hayatına yaz tatillerinde şirkette çalışarak başlayan Yılmaz, santralden ambalaja kadar her bölümde çalışmış. Satmayı çok sevdiği ve dil bildiği için pazarlama alanında başarılı olacağına inanan Yılmaz, ihracatın başına gelmiş ve babasının kendisine olan güvenini boşa çıkarmamış.

TEDAVİ GÖRDÜM

Saatlerce uçtuktan sonra dünyanın bir ucundaki müşterisine giden ve burada bir iki gün kaldıktan sonra tekrar geri dönen ve kimi zaman aynı gün başka bir kıtaya uçmak zorunda kalan Yılmaz, bu uçuşların sonucunda metobolizmasında ciddi sorunlar yaşadığını söylüyor ve bu yüzden bir buçuk ay boyunca tedavi gördüğünü sözlerine ekliyor. "Bazen yatakta gözümü açtığımda şimdi neredeyim acaba, hangi ülkede ya da hangi oteldeyim? diye kendi kendime sorduğum çok zaman oldu" diyen Yılmaz, mesleğine aşık biri. Bunun sebebi ise babasına duyduğu hayranlık.

AŞÇILIĞIM BOLU'DAN

İşkadınlığının yanına bir de ev kadınlığını ekleyen Yılmaz, evliliğin iş temposunu düşürmediğini tam tersine sorumluluklarını biraz daha arttırdığını ifade ediyor. Yılmaz, akşam eve gittiğinde günün yorgunluğunu yemek yaparak attığını sözlerine ekliyor. Çok lezzetli yemekler yaptığını söyleyen Özlem Yılmaz bu durumu Bolulu olmasına bağıyor.

YEREL SİYASET KADIN İŞİ

İşinin yanında siyasetle de ilgilenen Yılmaz, mahalli yönetimde kadınların sesinin daha yüksek çıkmasından yana. Bu yüzden AK Parti Bakırköy İlçe yönetiminde görev almış. Her alanda olduğu gibi siyasette de kadınların sayısının az olduğunu, oysa özellikle mahalli yönetimde sayılarının çok daha yüksek olması gerektiğine inanıyor. Katıldığı bir toplantıda şiddete uğrayan kadınların hikayelerini dinleyince çok etkilendiğini anlatan Yılmaz'a göre bu tür sıkıntıların önüne geçmek için kız çocuklarının mutlaka okuması gerektiyor.

Erkekler iş dünyasında benciller

"İş dünyasında kadın olmak zor. Kadın erkek eşitliği diye bir şey yok, çünkü kadın iş dünyasında çok daha zor şartlarda mücadele ediyor. Eğer evli ve bir de çocuğun varsa durum daha zor. Çünkü hem onları ihmal etmemen hem de işinde başarılı olman bekleniyor. O gün çalıştığı için eve geç gelen bir kadın ev halkı tarafından bugün çok çalıştığı için övülmez ama bir erkek için durum böyle değildir. Ayrıca iş dünyasında erkekler çok bencil çalışıyor. Bunun toplantılarda çok örneğini yaşadım. Grup olarak hazırladığımız bir projeyi sunan erkekse 'ben yaptım' 'benim başarım' diye hepimizin çalışmasını kendi başarısı olarak dile getirebiliyor. Bu yüzden bir çok toplantıdan sinirden ağlayarak çıktığım olmuştur."

Okuyarak değil gezerek öğreniyorum

"Ayda bir kitap okurum. Şu an elimde "Şu Çılgın Türkler" kitabı var. Ancak ben okumaktan çok gezerek öğrenenlerdenim. Gezdiğim yerlerde beni en çok etkileyen Mısır uygarlığı. Japonya'da ise metroda insanlar bir karınca topluluğuna benziyordu ve bu görüntü bana çok ilginç gelmişti. Yine Ümit Burnu'na gitiğimde dünyanın en son ucuna ayak bastığım için çok heyecanlanmıştım."

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi