T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 4 OCAK 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Gündem sorumluluğu

Zihinlerimizin sürekli inkâr ettiği bir gerçeği görelim artık: Türkiye'de siyasî gündemi belirleyen tek bir kişi var ve o da Tayyip Erdoğan... O konuşmasa, görüş açıklamasa, yönlendirmese siyasette yaprak kımıldamayacak... Muhalefet de, Ak Parti iktidarını içine sindiremeyen çevreler de gündem oluşturmada yetersiz kalıyorlar. Medya bile, yanında veya karşısında yer alarak ama mutlaka Tayyip Erdoğan odaklı bir konuşlanma içinde etkisini sürdürebiliyor.

Bu, açmazını kendi içinde taşıyan garip bir durumun tespiti. Bu durumun uzun vâdede kendisi ve hükümet için sorunlar çıkartacağını Başbakan Erdoğan ve Ak Parti yöneticileri görseler iyi olur. Hiçbir biçimde gündemi etkileyememek çok kötü tabii, ama bir kişinin tek başına gündemi belirlemesi de siyaseten o kadar gıpta edilecek bir durum değil.

Türkiye görev süresi 2007 mayısında sona erecek Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in halefinin kim olacağını, o tarihe henüz bir yıldan fazla bir süre olduğu halde, şimdiden tartışmaya başladı. O tartışmayla ilgili olduğu içindir ki, 'erken seçim' konusu da siyasî gündemimize girdi.

Şimdi şu noktaya dikkatinizi çekmek isterim: Cumhurbaşkanının kim olacağı ve erken seçime gidilip gidilmeyeceği Tayyip Erdoğan'ı merkez almadan tartışılamadığı gibi, o sesini çıkarmasa ortada tartışılacak bir konu da kalmıyor. Geçen hafta sarf ettiği "Gün ola, harman ola" sözünden hareketle Çankaya'da gözü olduğuna dair yazılanlar bir büyük klasörü dolduracak boyuta şimdiden ulaştı. CHP lideri Deniz Baykal "Erken seçim yapılacak" ısrarında; ama istese partili milletvekilleriyle sine-i millete dönerek bunu zorlayabilecek konumda olmasına rağmen, kulaklar bu konuda da Başbakan Erdoğan'ın sözlerine ayarlı.

Ülkemizin son 40 yılına iyi-kötü damgasını vurmuş Süleyman Demirel'in siyasetle yeniden ilgilenme niyetinde olduğu haberi bile kimseyi heyecanlandırmadı, baksanıza... Demirel'in gözü bir süredir seslendirilen 'sağın bütünleşmesi' projesinde; yeniden o bildik 'sağcı' söylemine uygun açıklamalar da yapıyor... Ama, ne hareketlenmesine ne de söylediklerine dikkat veren çıkıyor. Çünkü, Demirel'li hiçbir denklem Tayyip Erdoğan'ı içine almıyor; Erdoğan'ın odağında bulunmadığı bir siyasî denklemin ise heyecanlandırma katsayısı çok düşük...

Ne demek istediğimi biraz daha açayım: Demirel, siyasete dönme niyetini belli ettiği televizyon programında, ülkemizin müzmin tartışma konularından 'imam hatipler' ve 'türban' konularına da değindi. Hem de tamamen 'özgürlükçü' bir tavır takınarak... Eski bir cumhurbaşkanından gelmesi sebebiyle dahi toz kaldırması beklenecek o 'özgürlükçü' tavır kimseden olumlu-olumsuz bir tepki çekmedi. Sorum şu: Demirel'in o sözlerine, benzer görüşleri yıllardır açıklayan ve 'toplumsal uzlaşma' arayan Tayyip Erdoğan sahip çıksaydı ne olurdu? Bu sorunun cevabı, bu yazının tezi olan "Türkiye'de gündemi Tayyip Erdoğan belirliyor" görüşünün bir kanıtını teşkil ediyor.

Bu, Türkiye için yeni bir durum gerçekten. Geçmişte, Demirel'in de içinde yer aldığı politik kadroların hep umdukları ve pek az erişebildikleri bir konumda bugün Tayyip Erdoğan. İstediği anda ülkenin gündemini değiştirebiliyor, tartışmaları arzuladığı istikamete doğru yönlendirebiliyor... Tatile çıktığında gazeteler manşet sıkıntısı çekiyorlar... "Üç nokta" diye bitirdiği cümleyi kendilerine göre yorumlayıp tartışmayı sürdürmeseydiler, CHP sözcüleri, bütçe tartışma gündeminin bile dışında kalacaklardı. Siyasî hayatı boyunca hep 'iyi aile çocuğu' görüntüsünü muhafaza etmiş olan Deniz Baykal'da yeni beliren 'Kasımpaşalı' havalarına da dikkat ediyorsunuzdur muhakkak.

Gündemi belirleyebilme gücü, bir siyasetçi için çok önemli ve yerinde kullanma sorumluluğu getiren bir özellik.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi