Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Hürol BİLAL hbilal@yenisafak.com.tr

Yaklaşan TFF seçimlerinde, başkanlık için konuşulan isimlerden biri olan sayın Ayhan Bermek resmen aday olduğunu kamuoyuna açıkladı. İş dünyası dahil, futbol ile az çok ilgilenen herkes için tanınan bir isim olan sayın Bermek'in günümüze dek Türk futbolu için neler yaptığını, nasıl uğraş verdiğini bilmiyenimiz yok! Ayrıca şu anda önemli olan, bilinenleri açıklamaktan ziyade sevgili Ayhan Bermek'in tek sorumlusu olacağı koltukta bundan sonra neler yapacağı? Bunu da çok açık bir şekilde ortaya koydu sayın Bermek. Adeta senet verircesine, "Yapamazsam basın beni yargılasın" diyerek açık, planlı, disiplinli ve şeffaf bir yönetim vadetti. Tahkimin son skandalına adeta nazire yaparcasına, "Seçilecek Tahkim Kurulu'ndaki hakimler cüppelerini giyince herkese nasil eşit adalet dağıtılacağı hemen farkedilecek" diye tamamladığı kısa söylevinden sonra basının sorularını cevaplandırdı!..

"Ankara'dan rüzgar gelirse ne yapacaksınız" sorusuna Bermek'in "Önemli olan oradan rüzgarın gelmesine sebebiyet vermemek" cevabı çok manidardı. Ve de siyasetin futboldaki tanzim rolünü açıkladı Bermek.

Burada ben de bir ilave yapmak zorunluluğunu hissediyorum. Elbette hepimiz tam ve mutlak bir özerklikten yanayız. Ama lütfen çuvaldızı önce kendimize batıralım. Kulüplerimiz sigorta borçları, vergi affı, arazi tahsisi gibi konularda; kısacası her başları sıkıştığında devlete, siyasilere başvurursa bu siyaset nasıl futboldan ayrı tutulur? Sen önce ekonomik gücünü bağımsız kılacak dereceye getir ve devlet kapısından çekil. Ancak o zaman tam özerkliği savunmaya hakkın olur!..

"Ben artık geri kalan ömrümü tamamen Türk Futboluna tahsis ettim." Değerli dostumuzun ağzından çıkan bu sözler gerçekten inanılır gibi değil. Sıfırdan başlayıp bugün milyonlarca dolarlık iş hacmine ulaştırdığı dev işletmesini bırakıp kendini futbola adamak acaba kaç kişinin düşünebileceği birşey? Hangimiz böylesine bir riski göze alabilir? İşini, gücünü bırakıp böylesine bir aşkla bu ATEŞTEN gömleği giymek isteyebilir?!

Bu sevgiye, bu hizmet aşkına ancak şapka çıkarılabilir dersem acaba yanılmış mı olurum?! Ben hiç zannetmiyorum sevgili okurlarım, ya sizler? Oyları ile Türk Futbolunu aydınlık günlere kavuşturacak siz sayın delegeler?!..

Geri dön

Yazdır

Yukarı