T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 4 OCAK 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Yılgın Türkler

Bülent Akyürek, ak yürekli bir yazar. O, kahveden gelen adam.

Cesur, açık sözlü, samimi.

(Bunlar, burada birbirini tamamlayan fakat aslında ayrı, birbirinden bağımsız vasıflar.

Bir adam açık sözlü olabilir, fakat samimi değilse kaç para!)

Bülent Akyürek

Bülent Akyürek, lafı eğip bükmeden söylüyor söyleyeceğini.

Kıvırma yok, süsleme yok.

Kenar boşluklara çizilmiş çiçek de bulamazsınız.

Şu alınır, bu bozulur, öteki kırılır, beriki gücenirmiş hesabında değil.

Dengeleri yengeleri gözetmeden, dobra dobra yazıyor.

Dolambaçlı ifadelere ihtiyaç duymuyor; dili son derece yalın.

Herkes böyle olsun demiyorum, üslup meselesi.

* * *

Bülent Akyürek'in son kitabı Yılgın Türkler.

Öncekileri hatırlayalım:

Ve Tanrı Ağladı, Cinnetim Cennetimdir, İtin Biri, Yağmur Getiren Fırtına, Zamanın Efendisi, Kadınlar Üstüne Ahmet Abi'nin Gözünden Kaçanlar, Çöldeki Penguen, Boş Laflar Antolojisi.

Birinden birini okumuşsunuzdur.

Yahut görmüşsünüzdür.

O da olmadı, adını duymuş olmalısınız.

Tahminlerimin hiç birini tutturamadıysam tüh bana.

Fakat en azından bundan sonra görebilir, okuyabilirsiniz.

Tüh'ü geri aldım.

* * *

Yılgın Türkler şu cümleyle başlıyor:

"Gerçeğin her zaman iki şahide ihtiyacı vardır.

Birincisi benim. İkincisi siz olun.

Yoksa bana deli diyecekler!"

Ve ilk bahis:

Ayaktayken bir bardak su getirsene...

Hepimizin çok iyi bildiği bu sözün arka planını şöyle açıklıyor yazar:

"Yatay olan her şey, dikey olana gıcık olur!

Üç kıtaya nam salmış, onlarca ülkeyi vergiye bağlayarak geçinmiş şanlı milletimizin genlerinde başkasına iş buyurmak, terk edilmesi zor bir zaaftır."

EVLİLİK

Yılgın Türklerin evlenme sebebini de öğreniyoruz:

"Kişi, bir bardak su getirenim olmazsa korkusuyla titrer, aceleyle evlenip çocuk sahibi olur."

İster katılın, ister karşı çıkın; yazar gözlemlerini, tespitlerini, kanaatlerini kitabın sonuna kadar büyük bir serbestlik içinde dile getiriyor.

Kanalizasyon ihtiyacı, yellenme gibi fizyolojiye dayalı konuları da es geçmeden.

BARIŞ

Yurtta sulh, cihanda kaos başlığı altında şöyle dalıyor muhabbete:

"Barışı zayıflar ve yenilmişler ister.

Türkler savaşmaktan yılmıştır."

BEDEN DİLİ

Türklerde beden dili bahsinde de, sıkça başvurduğu üzere, konuya bilimsel yaklaşmaktadır.

"Sosyolog, psikolog, antropolog, soğuk ütücü ve birleşmiş overlokçuların büyük araştırmalarına göre, insanlar iletişim kurarken, yüzde doksan beden dili ve yüzde on da sözden faydalanırlar.

Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Antik Yunan'dan beri üstünde çalışılan beden dili, vücudun diksiyonunu düzeltmeye yarayan önemli bir buluş olmuştur."

SAVAŞ TAKTİĞİ

Savaş stratejileri konusuna da kafa yormuş Bülent Akyürek...

"Amerika Zibidik Devletleri; tarzını Türk tarihinden yaratmıştır. Biz ve diğer milletler şimdi aynı tarzın kurbanı oluyoruz.

Osmanlı, yenilmek üzere olduğu birkaç savaşta, başka çadırlarda gizlediği, beyaz sakallı, yeşil cüppeli askerleriyle orduya moral vererek kazanmasını bilmiştir.

Müslüman ülkeler, Tanrı'laşan Amerika Üfürük Devletleri yüzünden kendi kitabıyla çelişti. O kitap ki; 'Zulüm görenin yanındayız.' der."

* * *

İklimlerin insan üzerindeki etkisinden bahseden yazar, ülkemizde dört iklimi bir anda görebilmemizin sonuçlarını kayda geçer:

"Türklerin fevriliği, coşkusu, ataklığı ve yılgınlığı bu cepheden çözüldüğünde daha müthiş çıkarımlar yaparız."

SON ÇAĞRI

Son olarak, arka kapağa göz atalım:

Zaferlerinden değil, yenilgilerinden ders çıkarmayan milletler yok olmuşlardır.

Şimdi, "Ya İstiklal, Ya Ölüm" parolasıyla düşmanı kazma ve kürekle yurdundan kovan milletimiz, modern dünya düzeninde hayli yorgun düşmüştür.

Artık övgüye değil, bizi kendimize getirecek gerçeklere ihtiyacımız var.

Bu kitap, dünya tarihinin en yorgun, en yılgın milletine agresif, hüzünlü ve trajikomik bir son çağrıdır.

* * *

Yılgın Türkler'i ana hatlarıyla özetlemiş olduk. Geriye, ailenin diğer fertlerinin hatları kaldı.

Hatları parçalamayın ki aile bütünlüğü korunsun.

Zira biliyorsunuz, "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır".

O satıh, bütün ailedir.

Ederi 2.95 ytl, herkes okusun diye. Yayınevi: Art.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi