T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 4 OCAK 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Vecdi AKYÜZ

Kurbanın geçerliliği

Muhterem Hocam, kesilen kurbanların sahih olabilmesi için, en başta hangi şartlar aranır? (İbrahim ERGİN)

Büyükbaş bir kurbana, beş paylık ortak oldum. Üç payını anneme, kendime ve hanımıma ayırdım. İki payını ise, yapmış olduğum adak için kesmek istiyorum. mümkün mü? (S. ARSLAN)

Kurbanın temeli

Kurban kesmenin yükümlülük ve geçerlilik temeli, sebebi ve rüknü biçiminde iki açıdan ele alınabilir:

1) Kurbanın sebebi: Kurbanın vacip olmasının sebebi vakittir. Vakit tekrar ettikçe, yani bir Müslüman şartlarını taşıdığı halde, ömrü boyunca Kurban Bayramı'na ulaştıkça, kendisine kurban kesmenin vacip olması de tekrar eder.

2) Kurbanın rüknü: Kan akıtma, kurbanın rüknüdür. Bu sebeple, kesilen kurbanın sahih olabilmesi ve etinin yenebilmesi için, kan akıtma olmadan herhangi bir şekilde öldürülmemesi gerekir. Kan akıtmak, illeti akılla anlaşılmaz olduğundan, bunun yerine başkası, meselâ aynını (kurbanlığı) veya değerini tasadduk (sadakaya dönüştürmek), kurban yerine geçmez.

Kurbanın sahih olma şartları

Kurban kesiminin sahih olabilmesi için, kesenle, kurbanlıkla ve kesim işlemiyle ilgili bir takım şartlar aranır. Bugünkü yazıda, kesenle ilgili şartları, yarınkinde ise kurbanlıkla ilgili şartları, kesim işlemiyle ilgili olanları ise cuma günü ele alacağız. Kurban kesenle ilgili sıhhat şartları şunlardır:

1) Allah'a yakınlaşma: Kurbanın sahih olması için kesenin niyeti, Allah'a yakınlaşma olmalıdır: "Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah'a asla ulaşmaz. Fakat sizden ona, yalnız takva (Allah'a bağlılık ve sorumluluk bilinci) ulaşır." (Hacc, 22/37) Bunun dışındaki niyetlerle kesilen hayvanlar, kurban yerine geçmez. Niyetin, aslında kalple yapılması gerekir; ancak dille de yapmak uygun olur.

2) Niyetin kesime bitişik olması: Namazda iftitah tekbirinde olduğu gibi, kurban keserken de niyetin kesme işlemiyle birlikte olması gerekir; bu şart, ancak zaruret halinde, mesela kesim başlayınca düşer.

3) Ortaklığın Doğru Olması: Ortaklaşa kesilecek büyükbaş hayvanlar için ortakların kimliği, ortak sayısı ve ortakların niyeti önemlidir. Öncelikle ortakların hepsi Müslüman olmalıdır. Koyun ve keçi, ancak bir kişi için kurban edilebilir. Deve ve sığır ise, yedi kişiye kadar ortaklar arasında kurban edilebilir. Hz.Câbir, şöyle demiştir: "Hudeybiye'de Rasulullah (s.a.) ile birlikte kurban kestik. Deveyi de, sığırı da yedi kişi için kestik." (Müslim, hac, 352, 355) Bir kişi, kendi başına kesmek üzere aldığı sığır ve deveye, sonradan altı veya daha az sayıda kişiyi ortak edebilir; ancak bu hareket tarzı mekruhtur. Yalnızca fakir, bu durumda hiç kimseyi ortak edemez; çünkü onun bu hayvanı adak gibidir. Her ortak, kurbanlık sığır veya devenin, en az yedide birine sahip olmalıdır.

Hanefilere göre, udhiye (bayram) kurbanı, adak kurbanı, şükür hedyi (hac kurbanı), hacla ilgili ihsar ve av cezasına ait hedyler vb.de her ortağın niyeti kurban, adak, hedy, keffaret gibi, Allah'a ibadet olmalıdır. Ortakların, birinin niyeti et, diğeri bambaşka bir gaye, bir diğeri de takarrub (ibadet) için kesmek üzere ortak olması halinde, hepsinin kestiği bâtıl olur. Şafiî ve Hanbelî mezheplerine göre, ibadet niyetiyle olmayan ortaklık da geçerlidir. İmam Malik'e göre ise, hane halkı temel alınarak, bir deve veya sığır, aynı aile bireylerinden yedi veya daha çok kimse adına kurban olabilir; başka aile bireyleri için, yediden az olsalar bile geçerli olmaz.

Ortak olarak kesilecek kurbanlarda her ortağın niyetinin aynı, mesela hepsininki udhiye ve hepsininki şükür hedyi olması şart değildir. Şu halde ikinci sorunun cevabı, bu kural gereğince, üçü bayram kurbanı, ikisi adak kurbanı olarak ibadet amacı dolayısıyla, evet mümkün olabilir şeklindedir.

4) Kurban sahibinin kesme izni vermesi: Kesen başkası olunca, kurban sahibinin açık veya delâlet yollu kesme izninin bulunması gerekir.

5) Besmele çekmek: Besmele, tezkiyenin (usulüne uygun kesimin) sahih olma şartlarındandır. Bu konuyu, inşallah Cuma yazısında genişçe ele alacağız.

6) Özel vaktinde kesmek: Udhiye (bayram) kurbanının sahih olması için, özel vaktinde, yani eyyam-ı nahir (Kurban Bayramı günleri) denen Zilhicce ayının on, onbir ve onikinci gününde kesilmesi gerekir. Kurbanın gece kesilmesi kerahatle caizdir. Kurban kesimi, bayram namazının kılınmasından sonra başlar. Bayram namazı kılınmayan yerlerde ise, sabah namazı (imsak) vaktinden itibaren kesilebilir. Kurbanın, bayramın ilk günü kesilmesi daha faziletlidir. Kurbanın son kesim vakti, bayramın üçüncü günü güneşin batmasıyla biter. Şafiîlere göre ise, teşrik günlerinin sonuncusu olan dördüncü gün akşama kadar kurban kesilebilir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi