T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 12 OCAK 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ahmet KEKEÇ

Dürüst gazeteci Necati!

Bombayı Vatan yazarı Necati Doğru patlattı; Necip Fazıl için "besleme", Fehmi Koru için de "besleyici" ifadelerini kullandı. Eskiden siyasetçiler gazetecileri beslermiş, şimdilerde gazeteciler siyasetçileri besliyormuş.

Böyle bir yazı.

Hayır, Necati'nin açtığı tartışma kulvarına girmek istemiyorum, rol çalmak gibi bir hevesim de yok; cevap vermesi gerekenler, gerekli cevabı vereceklerdir. Ben, "dürüst gazeteci Necati Doğru" olgusu üzerinde durmak istiyorum.

Necati Doğru, pek çok kesimin "dürüst kalem" olarak bildiği bir gazetecidir.

Ben de dürüst buluyorum.

Bir-iki ufak sorunu var... Mesela, "başkalarının patronları"yla çok ilgili. Bazen doğru saptamalar da yapıyor. Fakat, dikkatini, didikleyici ve dürüst kalemini kendi patronlarından sakınıyor.

Bir ara Sabah gazetesinde çalışıyordu. Oradan ayrıldı, Cumhuriyet gazetesine geçti. Ardından, "Basında yeni bir dönem açıldığı, artık iyi yazı yarışı başladığı" için tekrar Sabah'a geçti. Şimdilerde, (muhtemelen) Sabah'tan ayrılmasına gerekçe teşkil eden adamın gazetesinde çalışıyor. Hani, Nihal Mete Ün'e, "Ne gazeteciliği kardeşim, biz burada dükkan açtık, para kazanıyoruz" diyordu ya, o adam işte.

Peki, Sabah'tan niçin ayrılmıştı?

Şöyle diyordu: "Bizim Sabah Gazetesi'nin kurucusu, geliştiricisi, lider yapıcısı Dinç Bilgin'in bankası kendisine dedesinden kalma bir banka değildi. Zaten devletin bankasıydı... Devlet bu bankayı çalıştıramadı, yük haline getirdi..."

Oysa, Necati Doğru'nun iddiasına göre, herkes ağız birliği etmiş, Dinç Bilgin'e, "güçlü bir bankan olursa daha güçlü gazeten olur..." diyordu. Dinç Bilgin de saftı ve bunlara inanıyordu.

Banka (Etibank) kumaş tüccarından (Sabri Doğan) pazenciye (Cavit Çağlar), pazenciden de gazeteciye (Dinç Bilgin) geçti.

Gazeteciye geçerken "bir şeyler oldu."

Dürüst kalem Necati Doğru dili varıp da ne olduğunu açık etmiyor ama, ben söyleyeyim: Banka gazeteciye geçerken battı. Yani soyuldu. Banka batınca Dinç Bilgin Kartal Cezaevi'ne gönderildi, Necati Doğru da düşündü taşındı ve şu sonuca vardı:

Banka sahibi olmak, gazeteyi/gazeteciyi güçlü kılmıyor. Aksine bankanın kamburu da gelip gazeteye yükleniyor. Dolayısıyla, bankacı bankacılığını, gazeteci gazeteciliğini bilmeli... Güçler (maazallah) tek elde toplanırsa faşizm, diktatörlük ve de (hiç temenni etmeyiz ama) "oligarşi" doğar. Basın gücü ile banka gücü tek elde toplanırsa iki gücün de ahengi bozulur...

Sonra ne olur?

Soygunlar, hortumlamalar, banka boşaltmalar başlar.

İşte burada gazeteci devreye girer... Gazetecinin görevi, olanı biteni "bütün saydamlığıyla en ince ayrıntısına kadar", çoğu zaman kuralları, gelenekleri, yasaların sınırlarını da zorlayarak açıklamaktır.

Dürüst kalem Necati Doğru böyle diyordu. Fakat, "hukuk"un tepetaklak edildiği, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ayaklar altına alındığı, "andıç"larla gazetecilerin susturulduğu mahut "ara-dönem"de devreye girme gereği duymadı, yani gazetecilik görevini hatırlamadı.

Sustu ve araziye uymayı tercih etti.

Üstelik bu dönem, Necati Doğru'nun da şekvacı olduğu "banka soygunları"nın miladıydı.

Şimdilerde çıtayı daha da yükseltmiş görünüyor; basının bağımsızlığını savunuyor... Fakat Cumhuriyet'ten niçin ayrıldığını, niçin tekrar Sabah'a döndüğünü, transfer bedeli olarak cebine kaç para girdiğini, niçin buna tamah etmeyip bu kez Sabah'tan ayrılmasına gerekçe teşkil eden adamın gazetesine geçtiğini açıklamıyor. Dinç Bilgin'e yönelik eleştirilerinde, niçin "anlayışlı" ve "özür dilemeci" bir tavır takındığını da açıklamıyor.

Biz ondan, Necip Fazıl'a giydirirkenki celadeti bekliyoruz.

Bir de, elan çalışmakta olduğu gazetenin hangi kaynaklarla kurulduğunu araştırmasını...

Çok şey mi istiyoruz?

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi