T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 12 OCAK 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

Şaron-3: Negev toplantısı, Kissinger, Sabra ve Şatilla!

İsrail artık Ariel Şaron'suz. Biyolojik olarak hayatta olsa bile siyasi ömrü sona erdi, Şaron dönemi kapandı. Kötülüklerini 20. yüzyılın ilk döneminden 21. yüzyılın ilk yıllarına kadar yayan Şaron bitti ama onun ırkçı düşüncesini benimseyenler, Ortadoğu'ya ve dünyaya kötülük saçmaya devam edecek. Onun tezleri bugün ABD Başkanı George Bush ve ekibi tarafından yeni bir faşizm dalgasına dönüştürülüyor ve bu dalga bütün dünyayı çatışma alanına dönüştürüyor.

Mehmet Yurtseven adlı bir okur, 16 Eylül 1982'deki korkunç Sabra ve Şatilla katliamlarını bakın nasıl hatırlıyor: "Henüz 10 yaşındaydım. Ekrandan hatırladığım görüntüde elinde bir makası gösteren bir baba, 5 yaşındaki oğlunun bu makasla nasıl parçalandığını hıçkırıklar içinde anlatıyordu. 10 yaşındaydım ama çok iyi hatırlıyorum; uzun süre bu görüntüler çocuk hafızamdan ve gözlerimin önünden silinmedi. Katliamdan sonraki ilk cuma günü, mahallemizin imamı, cuma hutbesini hıçkırık nöbetlerinden tamamlayamadı. Onun hıçkırıkları da gözümün önünden gitmiyor..."

Sabra ve Şatilla katliamına girmeden önce bazı "ayrıntıları" hatırlayalım: 14 yaşında Haganah adlı terör örgütüne katıldı. 20 yaşında Alexandroni Tugayı'nın başında 1948 savaşına katıldı. Bu savaşta 300 bin Filistinli, soykırım yöntemleri kullanılarak topraklarından sürüldü. 1953'te "101. Birlik" adlı ölüm mangasını kurdu. Bu çeteyle Batı Şeria'nın Kibya bölgesinde 66 masum insanı katletti. Halk makineli tüfek ateşleriyle evlerinden çıkarıldı, bir çoğu yıkılan evlerinin altında kaldı. 2002'deki Cenin katliamı, Kibya katliamının bir örneği olarak planlanıp uygulandı. Katliam ödüllendirildi ve paraşüt birliklerinin başına getirildi. Şaron'un ölüm mangaları Batı Şeria'nın Kalkilya bölgesinde aynı yöntemlerle 83 masumu daha öldürdü.

1956'da İngiltere, Fransa ve İsrail, Süveyş Kanalı'na saldırdı. Şaron, terörist arkadaşı Rafael Eytan'la birlikte korkunç katliamlara imza attı. Mısırlı savaş esirlerini ve Sudanlı işçileri katletti. 273 savaş esiri kurşuna dizilip toplu mezara gömüldü. 1970'lerden bugüne İsrail ve Rusya'daki Yahudi mafyasını yönetti. Ordudan ayrılıp siyasete girmesine rağmen savaş suçlarına devam etti. Oslo Anlaşması'nı imzalayan İsrail Başbakanı Yitzak Rabin'in öldürülmesinin arkasında da Şaron'un olduğuna dair çok güçlü iddialar var. (Victor Ostrovski'nin "Yahuda'nın Pençesi" adlı kitabında, Mossad içinde Rabin'in öldürülmesine ilişkin tartışmalara yer verilir. Çünkü o barış istiyordur ve barış İsrail için tehlikelidir. Kitabın Türkçe çevirisinden bir yıl sonra da Rabin öldürülür.) 1997'lerde bile ölüm mangasını yönetmeye devam ediyor, sabotajları, katliamları, suikastleri planlayıp uyguluyordu.

1980'de ABD'de bir dizi temaslar yaptı. Ardından Negev Çölü'nde bir toplantı düzenledi. Toplantıya katılanlar arasında Henry Kissinger da vardı. Bu toplantıdan sonra 4 Haziran 1982'de Lübnan işgali başladı. 4 Haziran'dan 31 Ağustos'a kadar 19 bin Filistinli öldürdü, 30 bin kişiyi yaraladı. 15 Eylül'de ateşkesi bozdu. 16 Eylül'de de Sabra, Şatilla ve Burc ul-Beracine katliamı oldu. Şaron kontrolündeki Hristiyan Falanjistler tarihin ender gördüğü bir katliama imza attı. BM katliamı sert biçimde kınadı ama Şaron, Cenin, Ramallah ve Beytüllehim'de cinayetlere devam etti. Katliamdan bir ay sonra Negev toplantısının ikincisi Lübnan'da yapıldı. Toplantıda, Rupert Murdoch'tan Kissinger'a ve İngiliz istihbarat teşkilatı MI6 temsilcilerine kadar çok sayıda katılımcı vardı.

O gün, Şaron Lübnan'daki işgal güçlerinin komutanıydı. Katliamı yine Rafael Eytan'la birlikte planladı. Katliam ihalesi Falanjistlere verildi.

16 Eylül sabahı Beyrut'un güneyinde bulunan Sabra, Şatilla ve Burc ul-Beracine kampları kuşatıldı. Falanjistler İsrail askerlerinin kontrolünde mülteci kamplarına girdiler. 991 kişi en vahşi yöntemlerle öldürüldü. Cesetler tanınmaz haldeydi. Sadece 328'inin kimliği tespit edilebildi. Gençler, yaşlılar, kadınlar, çocuklar, masum insanlar, yersiz yurtsuz topraklarından sürülmüş insanlar, mülteci kamplarında perişan bir hayat süren insanlar, korkunç bir kıyıma tâbi tutuldu. Tetikçiler Falanjistlerdi, katil ise Şaron!

Devam edeceğiz...

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi