|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 19 OCAK 2006 PERŞEMBE | ||
|
|
Siyasi gidişatı etkileyecek önemde bir gelişme olmamasına rağmen "erken seçim" tartışması gündemden düşmüyor. Bir düşünelim: Yeni bir siyasal aktör sahneye çıktı mı? Yok. Ekonomik veya siyasal bir kriz ya da çöküntü var mı? Yok. Heyecan ve ilgi uyandıracak yeni bir siyasal hareket var mı? Yok. Seçim olsa siyasi tablo değişir mi? Kısmen... Peki madem seçimin şartları oluşmamış ve seçim olsa durum değişmeyecek niçin erken seçim olsun? Bunun niçini malum, ama biz niçinini değil, seçim şartlarının oluşup oluşamayacağını irdelemeye devam edelim. Erken seçime gitmek her ne kadar Türkiye'de olağanlaşsa da istikrarlı demokrasilerde olağanüstü bir durumdur. Erken seçim için çok ciddi olumsuz şartların ortaya çıkmış olması, yasamanın çok parçalı bir hal almasının ötesinde yürütmenin siyasal desteğinin ortadan kalkması ya da hükümeti zora sokacak ciddi olayların olması gerekir. Türkiye'de bugün için erken seçimi gerektirecek şartlar oluşmuş değil, peki oluşabilir mi? Ekonomik göstergeler bir kriz ihtimali göstermiyor, o zaman hukuki veya siyasi bir kriz olmadıktan sonra seçimin gündeme gelmesi mümkün değil. Seçim şartları oluşmadığına göre sun'i olarak oluşturulma ihtimali var. Ama son dönemde görüldü ki, sun'i olarak geliştirilen her proje beklenenin tam ters bir toplumsal etki yapıyor. O halde "dışarıdan" ve "sun'i" müdahaleler Ak Parti'yi sarsamaz ve Ak Parti'yi iktidara getiren şartların tekrarından başka bir durum üretmez. Siyasi tabloyu ancak Ak Parti'nin doğal süreç içinde erimesi ve aşınması değiştirir. Bu süreçte siyaset mühendislerinin yapabilecekleri tek şey, bu aşınma ve yıpranma sürecini hızlandırmaya çalışmak olacaktır. Buna karşı Ak Parti'nin yapacağı da iç bütünlüğünü ve dinamizmini korumaya çalışmaktır. Bu oyuna sürülebilecek aktör sayısı sınırlıdır. Yargı, medya, yolsuzluğa bulaşacak bürokratlar ve yerel idareciler... Yargı zaten son dönemde kendisini gösteriyor. Hükümetin attığı bazı adımlara çelme takmanın dışında, MHP eğilimli kişilerin başvuruları ve etkileriyle devreye giren kimi savcıların özgürlük alanını daraltacak müdahaleleri hükümeti zora sokuyor. Medyanın ise bu sonucu sağlayabilecek kabiliyeti olsa bugüne kadar yaptıkları zaten netice verirdi. Yani dışarıdan tertipler Ak Parti'yi sarsmıyor. Bu süreçte Ak Parti açısından en önemli husus, Meclis grubunun bütünlüğünün korunmasıdır ki, birkaç bireysel yoklama hangi amaca hizmet edeceği anlaşıldığından neşv u nema bulamamıştır. Ak Parti'yi aşındırma çabası istikrarı ve güven ortamını aşındıracağından Türkiye'ye zarar verecektir. Bu yüzden oyuna sürülebilecek çevre sayısı azdır, çünkü olumsuzluklar önce bu çevrelerin zarar görmesine sebep olur. Ak Parti iktidarının sağladığı güven ortamından en çok istifade eden sermaye gruplarının ve örgütlerinin "aşındırma sürecine" müdahil olamaması, kendi menfaatlerine zarar vermemek içindir. Ak Parti son dönemlerin en akılcı stratejisini uygulamıştır: Kendi politik hedefleriyle Türkiye'nin politik hedeflerini örtüştürmek. Bugün Ak Parti'yi büyütecek veya küçültecek ne varsa, Türkiye'yi de rahatlatacak veya bunaltacak hususlardır. Bu yüzden Ak Parti'yi hedefinden saptırmak, bir anlamda Türkiye'yi hedeflerinden saptırmak anlamına gelecektir ki, bunu göze almak ancak sorumsuzca bir gözü karalık gerektirir. Ak Parti'nin siyasal kimliğinden rahatsız olan ama belki de sürdürdüğü siyasetin ülkeye yararlarını gözeterek sorumlu davranan bazı çevrelerin bundan sonra Ak Parti politika değiştirmeden tutum değiştirmesini beklemek ihtimal dahilinde görünmüyor. Ama geçmişte ülkenin menfaatlerini sekteye uğratacak sorumsuzca davranışların da sayısız örnekleri vardır. Ümit ederiz, mantık dışı erken seçim dayatmaları Türkiye'nin halihazır olumlu gidişatını etkileyecek düzeye ulaşmaz.
|
![]()
| |||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |