T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 21 OCAK 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Demirel zorluyor, ama nâfile

Uzun mülâkatın "Önümüzdeki günlerde o kısmı da canlanacaktır işin" cümlesi iyi olmayan niyeti ele veriyor; hemen arkasından eklediği, "Yani bu görünüyor, bu hava görünüyor ortada" hafifletme cümlesine rağmen... Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel neyin peşinde olduğunu artık saklayamaz halde. İstediği, konumu gereği bazı güçlere sahip olduğu bir dönemde gerçekleştirdiği sürecin bir benzeri; ancak hem artık o eski gücü yok, hem de hayli yaşlı Demirel... Türkiye de artık o eski Türkiye olmaktan çok uzak...

Vatan gazetesi Ankara Temsilcisi Bilal Çetin siyasetin falına bakması için uğramış eski cumhurbaşkanına; o da elhak kendisinden bekleneni iyi yapmış. Falda çıkanı, "En kısa zamanda seçime gidip Meclis yenilenmeli" diye özetlemiş gazete. Ancak, Meclis'te ezici çoğunluğa sahip iktidar partisinin buna râzı olmayacağını biliyor Demirel; bir soruya cevap verirken, gülerek, "Baskın seçime gittiğimde elimden iktidar gidiyor; yani kimi basıyorsun, kendi kendini basıyorsun" demesi bunu gösteriyor...

Peki, bu durumda, falı nasıl çıkacak?

Eski alışkanlıklar kolay ortadan kalkmıyor. Çankaya Köşkü'nde otururken, bayağı çetrefilli bir süreci devreye sokarak, istemediği bir hükümetin sonunu getirebilmişti Demirel. Bunun için Milli Güvenlik Kurulu'nu (MGK) sistemin tam merkezine oturtmuş, oradan çıkmasını sağladığı kararları zorla yürürlüğe sokturduğunda hükümetin büyüsü bozuluvermişti. Medya aracılığıyla kışkırtılan bazı kuruluşlar eylemlere başlamış, muhalefet hırçınlaşmıştı... Son darbeyi vuran ise iktidar ortaklarından birinin Meclis grubuna uzanan el olmuştu; istifalar ve transferlerle çoğunluk gidince iktidar da çözülmüştü...

Demirel'in şimdi de istediği bu. İsterseniz ne dediğini mülâkattan okuyalım: "Siyaset sadece siyasi partilerle yapılmıyor. Siyasette çok önemli rolü olan meslek kuruluşlarıdır, üniversitelerdir, sendikalardır, odalardır, gönüllü kuruluşlardır. Bunların şu ana kadar çok sesi çıkmıyor. Ses çıkmaması hali, 'Acaba bugünkü siyasi iktidar alternatifsiz mi' diye birtakım şüpheleri getirdi. Halbuki ben şuna daima inanmışımdır ki, halk eğer idareden memnun değilse bunu gösterebilmesi için liderlik ister, rehberlik ister. Bu rehberliği yapacak olan siyasi partilerdir. Bunu tek başına da yapamaz. Medyadan, meslek kuruluşlarından, sendikalardan, odalardan, gönüllü kuruluşlardan destek almadıkça bu hizmeti layıkıyla yapamazlar. (..) Önümüzdeki günlerde o kısmı da canlanacaktır işin. Yani bu görünüyor, bu hava görünüyor ortada. Zaten birtakım arayışlar olmasının sebebi, kahvelerde, köy odalarında, meydanlarda, sokaklarda 'Dur bakalım' diyenler 'Bu işin sonu ne olacak yahu?' demeye başlamışlardır. 'Bu işin sonu ne olacak' diyenler, 'Ne olacak, üstümüze ölü toprağı mı serpildi, herkes vatandaşlık görevini yapsın' noktasına gelecektir. Buraya geldiği takdirde siyasi iktidarı alternatifsiz bırakmayacaklardır."

Görüyorsunuz, eski cumhurbaşkanı, iktidara alternatif olarak sokağı gösteriyor. Sokaklar hareketlenince, iktidarı işbaşından götürecek, ya da erken seçime zorlayacak bir sürecin başlayacağı hesabında. Daha önce ülkeye yaşattığı türden bir sürecin...

82 yaşına erişmiş bir insanın hiç değilse bundan böyle tarihin kendisi hakkında ne yazacağını düşünmesi ve o düşünceye uygun hareket etmesi gerekmez mi? Süleyman Demirel ile ilgili olarak, tarih, partisini iktidara kaç kez getirdiği, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yaptığı gibi olguları sıralamaktan öte ne yazabilir? Ekonomide, sosyal hayatta, siyasette, teknolojide, kültürde hangi becerilere sahip oldu Demirel, o alanlarda Türkiye'ye ne gibi hizmetler etti? Kendisini defalarca iktidara taşıyan halka son hediyesi olan 28 Şubat dışında hangi başarısıyla övünebilir?

Türkiye'nin değiştiğini, insanların iyi ile kötüyü ayırt etmede ustalaştığını kimileri anlamıyor. 28 Şubat da Türkiye'yi değiştiren bir süreçti; bir daha tekrarlanmaması gerektiğini herkese öğreten bir süreç...

Bu gerçeği Süleyman Demirel de öğrenecek; keşke zor tarafından öğrenmese...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi