T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 2 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ali BAYRAMOĞLU

Dar alanda para tartışması...

Bu, sıkça olur... Her ciddi krizde, her ciddi para tıkanıklığında Türkiye, "dışa açılma zorunluluğu ile içe kapanma refleksinin kıskacı"na düşer.

Ve hastalıklarını bu kıskacı kullanarak yeniden üretir. Bu kıskaç içinde yasalarını değiştirir ama zihniyetini ve devletçi yapısının asli özelliklerini değiştirmez. Karar mekanizmalarının demirbaş oyuncularının krizlerde sorun olarak görülen çeşitli rolleri, örneğin Silahlı Kuvvetler'in siyasi rolü, politikacıların popülist rolü, bırakın değişmeyi, her değişim sürecinde biraz daha pekişir.

Bu pekişme aslında ülkenin söz konusu kıskaç içinde biteviye ürettiği, ilkenin karşısına gücü, değerin karşısına çıkarı diken ve ciddi bir ekonomik rasyonalitesi olan "mahalli gerçeğin" ta kendisidir...

Bu yüzdendir ki, siyasetçinin "devlet nimetlerini dağıtan ara bayi fonksiyonu" görmesi sadece kamu bankaları ya da ihale kanunu gibi araçların varlığından kaynaklanmaz.

Bu sistemin her tür devlet hizmeti ve işlevini maddi rant dağıtımına dönüştürme esnekliği sonsuzdur.

Sonsuzdur zira, bu sadece "arpalık kamu kuruluşları" meselesi değildir.

Rantçı devlet yapılanması "siyasi alanın aşırı darlığı"yla, bu darlık yüzünden siyasetçinin salt paraya yönelmesiyle, yani askerin siyasi rolü ve yeriyle de ilgili bir meseledir. Zira merkeziyetçiliğin arkasındaki, örneğin yerel yönetimler reformunu engelleyen en önemli ideolojik öge budur ve bu ideolojik ögenin ekonomik unsuru meşrulaştırması kaçınılmazdır.

Rantçı devlet yapılanması aynı zamanda bir "zihniyet" meselesidir ve bu meselenin "merkeziyetçiliğin yerine getirdiği işlevler"le yakından ilgisi vardır. Devletçilik; kaynak transferi, altan yukarı doğru yükselme gibi ülkedeki "toplumsal-siyasal seyyaliyet mekanizması"nın temel aracıdır ve kamuoyunda kendiliğinden ve tarihsel bir meşruiyete sahiptir.

Bu durum "siyasete tepkiyi siyallaştırarak" hemen her zaman ara rejimlerin alt yapısını oluşturmuştur.

Para, mal varlığı, yolsuzluklar çerçevesinde Türkiye'nin, Türk siyasetinin asıl tartışması gereken mesele budur...

Sorun yapısaldır, derindir ve tahrip edicidir...

Öylesine ki siyaset ve ekonomik kaynaklar arasındaki ilişkileri koparması beklenen özerk kurullar bile bizde malum "kaynak aktarma-güç transferi" sisteminin araçları haline gelmişlerdir.

Malum özerk kurullar daha önce kamunun elinde bulunan ya da doğal tekel durumunda olan işletmelerin özelleştirmeyle yeni tekeller oluşturmaması için kuruldu.

Başta RTÜK olmak üzere, SPK, BDDK, Telekomünikasyon Üst Kurulu, Elektrik Piyasası Üst Kurulu ve bir ölçüde Rekabet Kurulu gibi kurumlar, bu amaçla oluşturuldu.

Ne var ki yeni dönemde eski tarz siyaset yapmanın araçları bunlar oldu...

Buralara atanan kişilerin "siyaseten" atanmış oldukları ve olacakları ortada.

Yani eski tarz siyaset ve siyasetçiler bundan böyle kendilerini bu üst kurullarda kamufle ediyorlar ve edecekler. Bundan böyle kamu bankalarını, KİT'leri ve daha nicelerini kullanarak, hortumlayarak ya da hortumlanmalarına göz yumarak siyaset yapmak yerine, üst kurullardaki adamlarının güçleriyle varlıklarını sürdürecekler...

Velhasıl şunu görmek gerek:

Siyasetin yeniden yapılandırılması, kirli imajından uzaklaştırılması, kalıcı bir meşruiyete kavuşması siyaset alanın "para-kaynak-güç kapanı"ndan kurtulmasına bağlı...

Bunun yolu ise siyasi alanın gerçek anlamda genişlemesinden, toplumsal siyasetin ve katılım mekanizmalarının keşfedilmesinden geçiyor...

Anlamsız mal varlığı tartışması ise üretim ye-rine tüketimi esas alan hasta bir zihniyetin, devletçi bir zihniyetin siyaseti tahrip eden bir gülle işlevi görmesinden başka işe yaramıyor.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi