|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 8 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Günlerdir Başbakan Tayip Erdoğan'ın malvarlığı ile ilgili olarak, "yok mal varlığını açıklamadı, açıklamaktan kaçıyor" gibi anlamsız bir tartışmanın peşinden soroklenip gidiyorduk. Sonunda Başbakan Erdoğan, muhalefetin ve medyanın uygun gördüğü bir takvim dahilinde değil, yine kendi takvimi doğrultusunda dün erken saatlerde Başbakanlık internet sitesi aracılığı ile mal varlığını açıklayıverdi. İyi de oldu, en azından "mal varlığı" tartışmaları üzerinden siyaseti tahrip ederek "rant sağlama" girişimlerinin önü alınmış oldu. Artık hepimiz Başbakan Erdoğan'ın mal varlığını ve kaynağını biliyoruz. Eğer gerçekten istenen bu idiyse maksat hasıl olmuştur. Yok eğer niyetimiz, üzüm yemek değil de bağcıyı dövmekse, o zaman bu tartışmalar hiç bitmeyecek demektir. Bunu da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Gerçi Başbakan'ın mal varlığı zaten herkesin malumuydu. Çünkü Başbakan olmadan önce yargılandığı bir dava dolayısıyla bunlar açıklanmış ve günlerce medyada bütün ayrıntılarıyla da yayınlanmıştı. Ancak Türkiye'nin, siyasetin toplum nezdindeki kredibilitesini düşürmek ve hep soru işaretleri bırakmak gibi müzmin bir hastalığı vardır. Mesela yarın birileri çıkıp, "Hayır Başbakan'ın malları bu kadar olmamalı, onları da açıklasın" gibi, tamamen siyasete "tuzak" kurmayı ve toplumun siyasete olan umutlarını kırmaya yönelik yeni bir tartışma başlatırsa buna da hiç şaşırmayalım. İşin başında CHP lideri Deniz Baykal'ın antrenörlüğünü üstlenen ve Baykal'ı bu labirente itenlerin daha "derin" hesaplar içinde olduklarını biliyoruz. Mal varlığı üzerinden Erdoğan'a yönelik hesap şimdilik tutmamış gibi görünüyor. Ama bu, hesap yapanların hedeflerinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Başbakan'ın mal varlığı ile CHP lideri Baykal'ın mal varlıklarını karşılaştırınca iki önemli ayrıntı dikkatimizi çekiyor. Birincisi, Baykal, (eşinin mal varlığı hariç) nakit ve gayrimenkulleriyle Başbakan Erdoğan'ı ikiye- üçe katlamış durumda. İkincisi ise, malların kaynağı. Erdoğan'ın mal varlığının ağırlıklı bölümünü, ticari ortaklıktan gelen para oluşturuyor. Yani Erdoğan'ın servetinin neredeyse tamamı, geçmişte yapmış olduğu vergilendirilmiş ticaretten elde edilmiş. Ya Deniz Baykal'ın mallarının kaynağı? Baykal'ın kendisinin de ifade ettiği gibi, bütün mallarını avukatlık yaparak kazanmış. Yani mal varlığının kaynağı 1980'li yıllardaki avukatlık dönemi. İşte, Baykal'ın mal varlığı ile ilgili kafaları karıştıran tek yön de burası. Zira Sayın Baykal, değişik zamanlarda, değişik gazetecilere yaptığı açıklamalarda, '80'li yıllarda büyük ekonomik sıkıntı içinde olduğunu ve adeta sefalet dönemi yaşadığını söylüyor. Oysa bugün aynı Baykal, bütün "mal varlığı"nı "büyük ekonomik sıkıntılar yaşadım" dediği 1980'li yıllarda avukatlık yaparak kazandığını açıklıyor. Peki hangi Baykal'a inanacağız? Kaldı ki, 'avukatlık yaparak kazandım' dediği o dönemde ödediği vergiler konusunda ise suskun. Öyle ya, bir avukat çok kazandıysa aynı zamanda çok da vergi ödemiştir.
|
![]()
| ||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |