T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 8 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Resul TOSUN

Kısmi petrol ambargosu öneriyorum

Danimarka gazetesi Jyllands -Posten'nın 30 Eylül 205 tarihinde yayınladığı Rahmet Peygamberi Efendimize hakaret içeren 12 adet karikatürün sebep olduğu gerginliğe her gün bir yenisi ekleniyor.

Gösterilen tepkileri akl-ı selim ile değerlendirmesi beklenen medeni Avrupa'nın kimi gazeteleri beklenenin tam aksine aynı karikatürleri tekrar yayınlayarak ateşin üstüne benzin döküyorlar.

İfade özgürlüğünün inanca saygısızlık anlamına gelmeyeceğini aslında çok iyi biliyorlar. Biliyorlar çünkü Hz. Peygamber'e (sas) hakaret karikatürlerini yayınlayan Danimarkalı Jyllands Posten gazetesinin 2003 yılında Hz. İsa ile ilgili bir karikatürü yayınlamadığı ortaya çıktı.

Karikatürist Christoffer Zieler'in gönderdiği Hz İsa'nın dirilişini anlatan karikatür, gazete editörlerince sakıncalı bulunmuş. Zieler'in çizimi, "Okuyucularımız bunun komik olmadığını düşünür. Ayrıca bu karikatürü yayınlarsak hem inançlı insanları rencide eder hem de gereksiz bir tartışma ortamı oluştururuz. Tansiyonun artmasından endişe ediyoruz." denilerek reddedilmiş.

Bunun anlamı açıktır. Rencide olanlar Hıristiyan olursa inanca saygı gösterilir, Müslüman olursa gösterilmez..

Asıl saygısızlık budur.

Batıdaki kimi aklı başında kanaat önderleri ve devlet adamları bu karikatürleri sanat dışında provakatif çıkışlar olarak değerlendirmekte kamuoylarını ikaz etmektedirler. Ancak bu işi başlatan başta Danimarka olmak üzere duyarsızlığın ötesinde saygısızlığa iştirak edercesine politika geliştiren devletler ve devlet adamları sükuneti temin etmek yerine ateşi körüklemektedirler.

Başta Danimarka olmak üzere bu karikatürleri yayınlayan tüm batı ülkeleri gerçekten barıştan yana iseler Müslümanlardan açıkça özür dilemek zorundadırlar. Bunu basın toplantılarıyla yapabilirler bunu gazeteler ve televizyonlara ilan vererek yapabilirler. Yapmak zorundalar.

Çünkü olay İslami olmanın ötesinde insani bir ayıptır. İnancı ne olursa olsun insanların inancına saygı göstermek bir insanlık görevidir.

Bu saygısızlığı yapanların özür dilememesi dünya barışını tehdit etmekle eşdeğerdir. Elbette ki insanlık ve elbette ki hakarete maruz kalan Müslümanlar gereken tepkiyi göstereceklerdir.

İşte bu noktada tepki koyanların özellikle Müslümanların ölçüyü kaçırmamaları gerekir. Ölçünün kaçması ve şiddete başvurmak karikatürü yayınlayarak provakatif çıkış yapanların ekmeğine yağ sürecektir. Bu saygısızlığa karşı elbette tepki gösterilecektir.

Şiddete başvurmaksızın izinli gösteri ve yürüyüş insani ve demokratik bir tepki yöntemidir. Şiddet kullanmak haklı tepkiyi anlamsız ve haksız kılar ve provokasyonun bir parçasına dönüşür. Dolayısıyla bazı ülkelerdeki şiddet gösterileri, araçların tahribi, binaların ateşe verilmesi haklı tepkiyi haksız konuma düşürmektedir. Hatta bayrak ve kukla yakılması da caydırıcı değil tahrik edici tepkilerdir, isabetli değildir.

Bu ülkelerin ürünlerini boykot etmek de bir tepki yöntemidir, üstelik etkili bir tepki yöntemidir. Nitekim başka körfez ülkeleri olmak üzere bazı arap ülkelerindeki vatandaşların koyduğu boykot tepkisi Danimarka ekonomisini temelinden sarsmıştır. Şu anda yarım ağız özür dilemenin altında bu yöntem yatmaktadır. Türkiye'de de cep telefonlarına gelen mesajlarla bu boykot teşvik edilmektedir.

Karikatür yayınlanan ülkelerde yayınlayan gazeteler aleyhine dava açmak da konacak insani ve demokratik tepkiler arasındadır.

Ticari siyasi ilişkilerin gözden geçirilmesi de bir tepkidir. İslam Konferansı Örgütü'nün acil toplanması, başbakanımızın İspanya başbakanıyla birlikte medeniyetler ittifakı bağlamında girişimde bulunmaları, MÜSİAD'ın bu ülkelerle ticari ilişkilerini askıya alması da son derece insani ve demokratik tepkilerdir. Ama benim bir telifim var ki bu tepki gösterilebilirse hem Danimarka ve yandaşı ülkelere bu saygısızlığa son verecekler hem de hiçbir ülke bu saygısızlığı aklının ucundan bile geçiremeyecektir.

Kısmi petrol ambargosu.

Petrol üreten ülkelerin ezici çoğunluğu Müslüman ülkeler olduğuna göre bu hakaret de biz Müslümanların peygamberine yapıldığına göre, Müslüman ülkeler Danimarka'ya yapılan petrol sevkıyatının tamamını değil sadece yüzde 30'unu durdursunlar bence yeterli.

Bu saygısızlığa kol kanat geren ülkelerin ifade özgürlüğü var da petrol üreten ülkelerin ticaret özgürlüğü yok mu?

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi