T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 9 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Vecdi AKYÜZ

Kadınlara Mahsus Cami

Gazetemiz Yeni Şafak'ın dünkü sayısında, İstanbul Müftüsü Sayın Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı beyle yaptığı röportajda, Fadime Özkan "Tamamen kadınların kullanımına sunulmuş 'kadınlara mahsus cami' olabilir mi?" sorusunu yöneltmiş ve müftümüz bu soruya şu cevabı vermiştir: "Ben şahsen, eğer kadınlar talep ediyorlarsa, sadece onlara hizmet veren birkaç caminin olmasını faydalı buluyorum. Yalnız bu, orada kadınların imam olup kadınlara namaz kıldırmasını içermeli midir, o konuda zihnim net değil doğrusu. Alimler kadının kadına imameti caizdir demişlerdir. Peygamberimiz zamanında da uygulanmıştır bu." Saygıdeğer bir ağabeyimiz, aynı fakültede uzun yıllar birlikte görev yaptığımız meslektaşımız ve dostumuz olan müftümüz, ayrıca böyle bir uygulamayı daha önce düşündüğünü ve danışmaları sonucu uygulamaya geçilemediğini belirtiyor: "Ramazan'da uygulamayı düşündüm, fikrimi arkadaşlarımla paylaştım ama faydalı olmayacağı sonucuna varıldı. Olursa, kadınlar mevlit programları düzenlerler, kendi vaazlarını yaparlar, kasideler okur, hatim duası yaparlar, vakit geldiğinde namazlarını kılarlar. Bunun olmasını arzu ediyorum ama toplum nasıl tepki verir, hayır işleyelim derken yanlışlara mı neden oluruz diye endişe ediyoruz. Bakacağız." Uygulamaya geçilmemesi, bence çok isabetli olmuş görünüyor.

Ortak namaz

Sayın müftümüzün, bu sesli düşüncelerini bizlerle paylaşmasını gerçekten takdirle karşılıyorum. Ancak, camilerdeki namaz kılma ile diğer vaaz, irşad ve başka faaliyetleri ayrı kesimlerde ele almak gerektiğini düşünüyorum.

Camide cemaatla namaz, İslâmî kurallar ve gelenekler çerçevesinde erkek, kadın, çocuk bütün namaz kılmak isteyenlere açık olmalıdır. "Kadınlara mahsus cami" veya "camide kadınlara mahsus cemaat" düşünceleri, toplumun tepkisinden ayrı olarak, öncelikle İslâm'ın getirmek istediği ibadet, cemaat ve toplum anlayışına aykırı düşer. Hz.Peygamber'in (s.a.), kadınların cemaatle namaz kılmak için camiye gelmesini teşvik ettiğini biliyoruz. Ayrıca o, camide nasıl saf tutulacağını da bütün açıklığıyla öğretmiştir. İbadetlerin nasıl yapılacağını öğreten ve gösteren Hz.Peygamber'in (s.a.) bu uygulaması, bizim bağlayıcı örneğimizdir.

Camide vakit namazı kılındıktan sonra, herhangi bir vesileyle camide bulunan sırf kadınlar topluluğu, içlerinden biri imam olarak ve ön safın ortasında aynı hizada durarak, tıpkı evdeki gibi herhangi bir vakit namazını cemaatle elbette kılabilirler. Bu konuda, Hz.Peygamber (s.a.) döneminden örnek uygulamalar vardır. Ancak fukaha, bu şekli bile mekruh görmüştür. Belki de bu görüşün bir dayanağı, zamanla kadınların ayrı cami talebinde bulunma, böylelikle cemaatin birleştiriciliğinden kopma kaygısıdır.

Bu yüzden, bırakın kadınlardan talep gelmesini beklemeyi, geldiğinde bile bu talep dinimizin ibadet ve cemaat mantığına uymadığı gerekçesiyle, uygun bir dille geri çevrilmelidir. Burada şunu belirtmeyi de uygun görüyorum: Diyanet yetkilileri tarafından aradabir seslendirilen cami mimarisinde kadınlara mahsus bölümler yapılması düşüncesi bile, mümkün olduğunca bütüncül bir mekânda namaz kılınması anlayışı ve uygulaması karşısında, son derece yanlıştır. Geleneksel mimarî korunarak, kadınlar uygun yerlerde kılabilecekleri gibi, caminin durumuna ve cemaatin kalabalıklığına göre erkeklerden biraz arkada da saf tutabilirler.

Vaaz, irşad ve diğer faaliyetler

Camilerin genel vaaz, irşad ve diğer faaliyetleri yanında, camilerde veya cami kapsamındaki kütüphane gibi yerlerde kadınlara mahsus vaaz, irşad, ders (ilmihal, tefsir, hadis, fıkıh.. dersleri), mevlit ve ilâhîler okuma veya daha başka yararlı izlencelere açılması ise çok yararlı olur. Bu faaliyetlerin en yararlı olabileceği yöntemler seçilmeli, bilgisayar destekli ve görüntülü faaliyetler canlı, etkileşimli ve paylaşımlı biçimde yürütülmelidir. Sözünü ettiğimiz bu faaliyetlerin uygun bölümleri için özellikle kadın eğitimciler önde olabilir. Ama illâ da kadın kadına olacak diye de ısrar edilmesi doğru olmaz.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi