T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 16 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Akif EMRE

Filistin'de postmodern darbe hazırlığı

Hamas'ın Filistin seçimlerinden zaferle çıkması gerek iç politikada gerekse İsrail başta olmak üzere uluslar arası düzeyde hesapları alt üst etti. Sorun şurdan kaynaklanıyor: Ortadoğuya yönelik belli bir retorik geliştiren Batı, bölgenin gerçekleriyle karşılaştığında açmazlara düşüyor. Yani, Ortadoğuda eksikliğinden dem vurulan demokrasi işlemeye başladığında "istenmeyen sonuçlar" çıkıyor. Modern dönem (Osmanlı sonrası) Ortadoğu siyaseti Batı açısından retorikle siyasi ve kültürel temsil arasındaki çelişkiler tarihidir. Siyasal sürece katılması engellenen kitlelerin taleplerini farklı yöntemlerle ifade etmelerinin adı oldu terör ve fundamantalizm. Siyasal süreç işletildiğinde ise istenmeyen çoğunluğun iktidarı ele geçirmesi tehlikesi her an mevcut; bunun son örneği de Filistin'de Hamas'ın galibiyetidir.

Bölgede siyasal sürece katılan sistem dışı her hareket gibi Hamas'ı da bekleyen tehlike; muhalefet söylemi ile iktidar olmanın, idealle pratik arasındaki çelişkiye hazırlıksız yakalanmaktır. Yükselişe geçen söylemin pratik karşısında terk edilerek içeriğinin boşaltılmasıdır. Ortadoğu, burayı şekillendirmek isteyen projeler mezarlığı olduğu gibi iktidar karşılığında gücünü aldığı tabandan uzaklaşarak uzlaşmayı, tabanına yabancılaşmayı seçen hareketlerin mezarlığıdır da.

Normal şartlarda bile hareketin dönüş/türül/mesi riskini taşıyan muhalefet-iktidar çelişkisi, Hamas özelinde uluslararası bir sorun haline gelmektedir. New York Times'in haberine göre Amerika ve İsrail muhtemel bir Hamas hükümetini başarısız kılmak için tedbir(!) alıyormuş. Amaç, kurulacak bir Hamas hükümetini, başta ekonomik ve siyasal yollar olmak üzere çok iyi bildikleri yöntemle başarısız kılmak ve yeni bir seçime zorlamakmış.

Bunun Türkçesi Filistin'de yeni bir postmodern darbe modeli denenecek demektir. Siyasi ve ekonomik komplo kurularak meşru bir hükümet darbesinin ayak seslerini aşan anlamları var bu komplonun. Filistinlilerin gelecekleri pahasına, yükselişte olan bir hareketin temsilcilerinin başarısız kılınmak istendiği açıkca ilan ediliyor. Bir yanda Hamas, İsrail karşısında FKÖ'nün düştüğü açmaza sürüklenmek istenirken diğer tarafta ne yaparsa yapsın başarısız olması için komplolar hazırlanıyor. Türkiye'den bakınca söylenecek tek söz var: Biz bu filmi görmüştük.

Amerikan - İsrail yapımı komploya göre ilk elden başvurulacak silah ekonomik olarak Hamas'ı zor durumda bırakmak. Büyük ölçüde İsrail denetimine ve ekonomisine bağlı Filistin bütçesi, dış yardım kaynakların önemli kısmı kesilince şimdiden maaşları vermekte zorlanmaya başladı.

Hamas üzerinden Filistin siyasi yapısına kurulan komplo sadece ekonomik ambargo ile sınırlı değil. Bir bakıma atanmış başkan durumundaki Mahmud Abbas'a, Hamas karşısında bir tür güvence gözüyle bakıldığından konumunu daha da tahkim edici planlar yapılıyor. Örneğin devlet başkanı sıfatıyla Filistin güvenlik güçleri üzerindeki otoritesinin pekiştirilmesi; yüksek yargı üyelerinin alelacele atanması ilk akla gelenlerden. İsrail'le ilişkileri sürdürmemesi halinde anayasal kriz çıkacağı uyarısında bulunması aslında Hamas'a yapılan bir tehdit olduğu kadar Yaser Arafat'ın yükseliş ve düşüş gerekçesini bir yönüyle açıklamaktadır.

Özetle Hamas'tan istenenler; Filistin siyasetinde normalleşmesi/ehlileştirilmesi ikinci olarak da uluslar arası sisteme entegre olması. Yani, Filistin halkının içine girdiği çıkmazdan kurtarılması için Hamas'ın iddialarından vazgeçmesi telkin ve icbar ediliyor.

Buna karşılık Hamas ne yapabilir? En önemli kozu, temsil ettiği İslamcı söylemin Filistin'de yükselişte olması, bu nedenle belli bir meşruiyetinin olması. Buna karşılık ekonomik ambargo Hamas'ın yumuşak karnı olarak gözüküyor.

İkinci büyük kozu, Filistin dengelerini ve İsrail'le ilişkileri belirleyecek askeri bir güce sahip olmasıdır. En büyük zaafı ise, çürütücü iktidar ilişkisine razı olmak ve uluslararası tanınma adına iddialarından vaz geçmesi yani meşruiyetini yitirmesidir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi