Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Metin BADEMLİ mbademli@yenisafak.com.tr

Diyarbakır'daki mücadelede futbol yoktu, pozisyon bir elin parmakları kadardı ama Diyarbakır kaçırdı, Heinz attı ve Galatasaray yine kazandı.

Kupadaki son maçına çıkan Galatasaray'a beraberlik yetiyordu. Gerets, belki de bunu düşünerek takımın yarısını yenileyerek başladı. Ümit ve Necati yok, dolayısıyla forvet yoktu. Orta sahada son haftaların flaş ismi Ferhat yoktu. Kale de genç Aykut'a teslim edilmişti. Bu operasyon, sarı-kırmızılı takımı için pahalıya mal olabilirdi ama 4 net gol pozisyonu bulup skoru değiştiremeyen Diyarbakır-spor, Gerets'in şansı oldu..

Ağır sahadaki mücadelenin ilk yarısında karşılıklı pas hataları ve top kayıpları yüzünden pozisyon ve dolayısıyla gol de yoktu. 27. dakikada Galatasaray'ın top kaybı 21, Diyarbakırspor'un ise 16 idi. Galatasaray bir, Diyarbakırspor iki kez gole yaklaştı o kadar... Sarı-kırmızılı takımda, yarısı değişen takım yüzünden uyum sorunu yaşandı. Özellikle Ümit ve Necati'nin olmayışı, rakip defansın hücum iştahını da kabarttı.

Israrla yan ve geri paslarla oynayıp kanatları kullanamayınca Galatasaray için gol şansa kalmıştı. Tek pozisyon, hucuma giden Diyarbakırspor savunmasının ani top kaybı yüzünden kontra yediği anda Hasan Şaş'ın şutuydu, yandan dışarı gitti. Gerets, ikinci yarıya Volkan'ın yerine İliç'i alarak başladı, sonra da Hasan Şaş ile Sabri'yi değiştirdi. Ama oyunun kurgusu değişmedi. Çünkü orta saha işlemiyordu. Sakatlığı yüzünden uzun süredir oynamayan Ergün ve Heinz ile de bundan fazlası olamazdı. Topla daha çok oynayan ama onu verimli kullanamayan G.Saray, şans golü ile bir deplasmandan daha istediğini elde ederek döndü.

Kazanarak yoluna devam etmek isteyen Diyarbakırspor ise çok koştu, iyi mücadele etti, sahayı enine-boyuna iyi kullanmaya gayret etti ama bulduğu az sayıdaki pozisyonda beceriksizdi. Ev sahibi takım, hem kazandığı toplarla hücuma çabuk çıkmak isterken ağır sahayı unutup kısa paslarla oynamayı tercih edip çok top kaybetti hem de aşırı telaş yüzünden rakip ceza alanına inerken son topları kötü kullandı ve adeta ayağına kadar gelen şansı tepti.

Hakem Zafer Önder İpek, centilmence geçen maçta topa-rakibe hareketleri doğru süzemeyince zaman zaman sertliğe prim verip tansiyonu yükseltti. Yardımcıları maçı en az hatayla tamamladı.

Geri dön

Yazdır

Yukarı