T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 16 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yasin DOĞAN

Baykal'ın her tuttuğu elinde kalıyor

Deniz Baykal son dönemde muhalefet olsun diye neye elini atsa, eli havada kalıyor. Mal beyanı tartışmalarının yoğunlaştığı dönemde söylemiştik, "bu iş Baykal'ın aleyhine gelişecek, mal varlığı bombası elinde patlayacak" diye. Yeni Şafak'ta ve Sabah gazetesinde çıkan yayınlara bakınca bu dediğimizin doğru çıktığını görüyoruz.

Neticede Başbakan Erdoğan'ın mal varlığı medyada defalarca çıkmıştı ve üç aşağı beş yukarı limitleri belliydi. Asıl belli olmayan ve kamuoyunun ilgisinden kaçırılan Baykal'ın mal varlığıydı. Şimdi görüyoruz ki, Baykal nasıl elde ettiğini açıklayamayacak kadar çok mal varlığına sahipmiş.

18 uygulamasıyla kıymeti trilyonları aşan arsalar, lüks daireler, eşinin açıklanmayan mal varlığı...

Baykal basının tüm yüklenmesine rağmen çıkıp da bu mal varlığına nasıl sahip olduğunu açıklayamıyor. Demagoji yaparak meseleyi geçiştirmeye çalışıyor.

Ak Parti'nin kılıcı sadece içeriyi kesen ve kendi bakanlarıyla ilgili soru önergeleri veren bir kısım milletvekillerinin ise kılı kıpırdamıyor. Çıkıp da "CHP lideri bu kadar malı mülkü nasıl edinmiştir" diye sormak akıllarına gelmiyor.

Gazeteler günlerdir yazıyor, Baykal'dan "tık" yok.

"İspat etsinler siyaseti bırakırım" diyor. Daha ispat edilecek ne kaldı? Gazetelere yansıyanlar bile yeter, asıl Baykal çıkıp bu mal beyanına nasıl ulaştığını izah ve ispat etmelidir.

Ana muhalefet lideri bu kadar iddiayla birlikte siyaset yapamaz.

Sosyal demokrat yazarlar hiç kalem oynatmıyorlar. Pekiyi sormaları gerekmez mi, "İç tefrişatını yaptırmak için üç daire ve bir arsa sattığı lüks dairenin değeri nedir?" DSP'nin eski lideri Ecevit'in solculuğuyla Baykal'ın lüks solculuğu yan yana gelebilir mi?

Mal varlığı meselesi Baykal'ın boynuna daha çok dolanacak gibi görünüyor. Diğer partiler bu konunun üzerine gitmeseler de Baykal çıkıp iddiaları net bir şekilde cevaplandırmalı, kamuoyunu aydınlatmalıdır.

Baykal'ın elinde kalan ikinci konu Mersin'li protestocu çiftçi meselesidir.

Başbakan'la çiftçinin diyaloğundan daha çok iş çıkar diye ümit eden muhalefet ikinci gününde meselenin ellerinde kaldığını gördü. Protestocu çiftçi çıktı, "Bugüne kadar çiftçi için sesini çıkarmayan partiler bugün benim üzerinden rant elde etmeye kalkmasın, Başbakan'ın Mersin'e gelirken müjde vereceğini bilseydim bu protestoyu yapmazdım, Başbakan'ı tahrik ettim" dedi.

Çiftçiyi siyasal malzeme haline getirmeye çalışan bir kısım partiler ve medya ise bu açıklamadan hiç memnun olmadı.

Protestocu Kemal Öncel'in sabah yaptığı basın toplantısı, Baykal'ın öğle grup toplantısında meseleyi kullanmasının önünü kesti.

Eğer bir işte samimiyet yoksa, gün geliyor attığınız ok geri dönüp sizi vuruyor. Bu yüzden mal beyanında da, dokunulmazlık meselesinde de, çiftçilerin sorunlarını dile getirmekte de biraz samimi olmak lazım. Sadece muhalefet olsun diye siyasi istismara açılan her konu ters tepiyor.

CHP'nin kendi dışındaki gelişmelerden medet ummak yerine, kendisinin bir aktör olarak siyasete yeni öneriler ve projeler sunması gerekiyor. CHP, tepkisel değil proaktif olmalı, Türkiye'nin ufkunu açacak düşünceler üretmeli. Yoksa bu tarz siyaset sadece onları yıpratmakla kalmıyor, Türk siyasetini de yozlaştırıyor.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi