T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 21 ŞUBAT 2006 SALI | ||
|
Hamas'ın Ankara ziyareti, uluslararası akademik bir toplantı için Fransa'da olduğumuz zamana denk geldi. Biraz ilginç, biraz da iyi oldu... Gerek Türkiye'deki gerek Avrupa'daki tepkileri, uzak açıyla izleme şansı verdi, bu durum... Toplu ve uzaktan bakış, bir kez daha "Türkiye'de merkez medyanın karnından konuştuğunu, içine kapalı bir dünyada yaşadığını" gösterdi. Türkiye'de basının Hamas ziyaretiyle kopardığı vaveylayı ne Avrupa ve Amerika basınındaki yorumlarla ne de AB ve ABD yetkilerinin beyanatlarıyla doğrulamak mümkün... Bu konuda özelikle hassas olan ABD ile onun parçası olduğu "Dörtlü"nün tepkilerini dikkate alacak olursak, ortada ne ciddi bir kriz görüntüsü var, ne de Türk dış politikasının temel taşlarının yerinden oynadığı... Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Ömer Taşpınar'ın dün Radikal Gazetesi'nde yayınlanan yorumu bu açıdan sağlıklı bir değerlendirmeydi. Şöyle diyordu Taşpınar: "AKP yönetimi Hamas ziyareti nedeniyle Türk basını genelinde haksızca eleştirildi. Oysa, bu ziyaret Türkiye'nin bölgesinde sorunların değil çözümlerin bir parçası olmak istediğini gösteren cesur bir adımdı. Üstelik Hamas ziyareti dünya basınında olumsuz bir yankı uyandırmadı. İsrail basını bile olaya Türk basınından daha dengeli yaklaştı. Amerikan basınındaki ortak kanı ise ziyaretin kendisinden çok, Hamas'a ne söylendiğinin önemli olduğu yönündeydi... Unutmayalım ki Bush yönetimi henüz Hamas'ın seçim zaferinin getirdiği şoku atlatmış durumda değil. Bu nedenle Hamas'ın yavaş yavaş artmakta olan uluslararası meşruiyeti Washington için önemli bir ders haline geliyor..." Peki bu ziyaretin anlamı ne? Hamas'ın Türkiye ziyaretini "üç açı"dan değerlendirmek mümkün... 1. Türkiye dünyanın karışık bölgelerinden birinde bulunan, bu bölgede olup bitenlerden doğrudan etkilenen bir ülke. Gerek bu bölgede yaşanan sorunların istikameti, gerek bölgede oluşan dengeler doğal olarak Türkiye'nin birinci derecede ilgi konusu. Bu noktada "Ankara'nın ait olduğu uluslararası güç aileleriyle büyük çelişkiye düşmeden sorunların çözümü ve istikameti yönünde ağırlık koyması kaçınılmazdır. Bu son adım bu çerçevede önemli bir girişim olmuştur. Uluslararası camiada tepkiden çok dikkat çekmiştir." Dolayısıyla Hamas-Ankara teması bu açıdan doğal ve olumlu bir gelişmedir. 2. Ankara'nın Hamas'la temasında yaptığı telkinler uluslararası beklentiler ve meşruiyet çerçevesinin dışına çıkmamıştır: "Parti olarak silahı bırakmak, barış sürecini desteklemek, İsrail'i tanımak gibi tavsiyeler Hamas'ın konum ve politika değiştirmesine, bunları yaptığı takdirde meşruiyet kazanabileceğine dair önerilerdir." Ankara'nın Hamas'la ziyareti, bu partiyi daha uç temaslara yönelmekten şu aşamada alıkoymuştur. 3. "AK Parti hükümetinin girişimi Hamas'ı tercih ettiği için Filistin halkının cezalandırılmasının yanlışlığına işaret eden bir adımdır." Şunu unutmamak gerekir: Hamas bugüne kadar sistemin dışında kalan, sorumluluk taşımayan, hatta sistemle didişen bir güçtü. Seçim sonuçları bir anda onu sistemin ve sorumluluğun tam merkezine yerleştirdi. Tam denge halinde, dış faktörler hesaba katılmadığında böyle bir rol farkının Hamas'ı silahtan uzaklaşmaya, sistemle entegre olmaya itmesi doğaldır. Ancak tam denge halinin sağlanması başta İsrail ve ABD olmak üzere Batı güçlerinin bölgedeki huzur ve barış imkanları üzerine yeniden düşünmelerini gerektirir... Türkiye Ankara buluşmasıyla hem Hamas'ı bu tabiîleşme sürecine davet etmiş, hem Batı'nın politikalarını gözden geçirmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Sığ bir bakışla ya da kötü niyetle gürültü koparmaya gerek yok...
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |