T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 23 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ahmet KEKEÇ

Geç oldu ama...

Gazetecinin tabuları, dokunulmazları var mıdır? Bir gazeteci (buradaki gazeteciyi "köşe yazarı" olarak anlayın) her konuda yazmalı mıdır? Bir başka verimli tartışmanın konusu olabilecek bu meseleyi şimdilik geçiyorum...

Niçin bu satırların yazarı ceffelkalem her konuya dalmadı/dalmıyor?

Mesela, niçin "karikatür krizi" hakkında yazmadı?

Bunun cevabını, bence Kürşat Bumin verdi... Bumin'in, her satırına katıldığım "Bakmalı mı, bakmamalı mı?" başlıklı yazısı, bir de "Her meseleyi sütunlara taşımalı mı?" sorusu eşliğinde okunmalıdır derim.

Bu satırların yazarı Mehmet Ali Ağca'yı da yazmadı.

Tabii, Ağca'yla "karikatür krizi" arasında koşutluk kurmuyorum. İlkinde "unutkanlık", ikincisinde "seçim" sözkonusu... Belki de içim elvermediği, canım yazmak istemediği için konu kendini unutturdu.

Biz unutsak da, kariyyun-u kiram unutmuyor. Kaç haftadır, Ağca hakkında ne düşündüğümü (salıverilmesine, akabinde tutuklanmasına) nasıl yaklaştığımı soran mesajlar alıyorum

Düşündüm ki, birilerini kızdırmak pahasına da olsa yazmak zorundayım.

Konu, vaktiyle (Anasol-M hükümeti döneminde) Cumhurbaşkanı Sezer'in veto ettiği ve Mehmet Ali Ağca'yla Haluk Kırcı'nın da yararlanacakları söylenen "Şartla Salıverilme ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun" tartışılırken de gündeme gelmişti.

Medya çoğunluğunun yasaya karşı çıktığını hatırlarsınız.

Haluk Kırcı, malum, "Bahçelievler katliamını"nın azmettiricisi olarak biliniyor. Susurluk olayında da adı geçmişti.

Mehmet Ali Ağca'yı ise anlatmaya gerek yok.

Gazeteci Abdi İpekçi'yi öldürmekten sanık bir ülkücü eskisi...

Ağca'nın, İpekçi cinayetini müteakip nasıl yakalandığı, "tutuklu" bulunduğu cezaevinden (askerî bir cezaeviydi bu) nasıl kaçtığı ya da kaçırıldığı, yurtdışına nasıl, hangi yollardan çıktığı artık sır değil.

Yurtdışında bulunduğu sırada, bir de "Papa suikasti"ne karıştı. Yakalandı, yargılandı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. 20 yıl hapis yatıp posası çıktıktan sonra Türkiye'ye gönderildi. Türkiye'de de yargılandı, hüküm giydi, belli bir süre yattıktan sonra salıverildi. Ardından, "eksik yattığı" gerekçesiyle tutuklanıp, tekrar cezaevine konuldu.

Basındaki, çoğu 68 takımından arkadaşlar, Ağca'nın sılıverilmesine büyük tepki gösterdiler.

Tepkilerinde haklıydılar.

Ortada henüz (aradan 27 yıl geçmiş olmasına rağmen) esrarını koruyan bir cinayet ve sarı basın kartı sahibi, üstelik mesleğin büyüklerinden sayılan bir maktul (Abdi İpekçi) vardı. Tabii "meslek dayanışması"ndan kaynaklanan "kan davası" boyutunu da hesaba katmak lazımdı. Ki, tepkilerin odağında daha çok bu duygu yer alıyordu.

İyi de, siyasal cinayete kurban giden tek gazeteci Abdi İpekçi miydi?

Tek mağdur İpekçi ailesi miydi?

Marifet "sarı basın kartı"ndaysa, İpekçi'yle aynı kargaşa döneminde öldürülen sarı basın kartı sahibi gazeteciler niçin gündeme getirilmiyordu?

İsmail Gerçeksöz ve İlhan Darendelioğlu'ndan sözediyorum.

Bence, Ağca'nın niçin salıverildiğini, sonra neden tutuklandığını tartışmak, hele Abdi İpekçi'nin ne kadar önemli bir gazeteci olduğunu yazmak abesle iştigal...

Konu şu olmalı:

Değerli ve önemli bir gazeteci olan İpekçi'ye gösterdiğimiz hassasiyeti, niçin yıllarca karşıt görüşteki mensuplardan esirgedik/esirgiyoruz?

Bu soruya vereceğimiz cevap, "demokrasi"yi anlama ve kavrama noktasında hangi "olgunluk düzeyinde" bulunduğumuzu gösterecektir...

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi