|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| G Ü N D E M | 23 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE | ||
|
|
Jandarmanın gece yarısı baskınına suç duyurusu
Jandarmanın, ilköğretim öğrencilerinin kaldığı bir yurda gece yarısı baskın yapmasına 'olur' veren Hakim Cemal Levent hakkında Adalet Bakanlığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Babadağ Jandarma Komutanlığı ise İçişleri Bakanlığı'na şikayet edildi
Jandarmanın Denizli'de 5 Aralık 2005 tarihinde ilköğretim öğrencilerinin kaldığı yurda yaptığı baskınlar şikayet konusu oldu. Öğrenci yurtlarına baskın yapılan Serhat Eğitim Kurumları, Babadağ Jandarma Komutanlığı yetkilisini İçişleri Bakanlığı'na şikayet ederken, baskına 'olur' veren Sarayköy Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Cemal Levent hakkında da Adalet Bakanlığı'na suç duyurusunda bulundu. İçişleri ve Adalet Bakanlıklarına yapılan şikayetlerde "kolluk güçleri ve hakimlerin kanunlara ve yönetmeliklere uygun davranmadıkları" dile getirildi. HAKİMİN İHMALİ VAR Jandarmanın arama yaptığı yurdu işleten şirketin avukatları Ali Rıza Özkan ve Hüdayi Özkan, her iki Bakanlığa gönderdikleri şikayet dilekçelerinde "arama izni kararının hakimin ihmaliyle verildiği"ni belirterek, 2005 yılında yürürlüğe giren CMK'ya atıfta bulundular. Avukatlar, CMK'nın 118'inci maddesinin "konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vakti arama yapılamaz" hükmünü içerdiğini hatırlattılar. Avukatlar yurdun gece arandığını, bunun da "açık bir şekilde hukuka aykırı olarak" yapıldığını belirttiler. Şirketin avukatları her iki Bakanlığa gönderdikleri şikayet dilekçelerinde "idarenin temel görevlerinden birinin kişi hak ve özgürlüklerinin korunması" olduğuna dikkat çekerek ilgili kurumların görevini hukuk kuralları içinde yürütmesinin zorunluluğunu hatırlattılar. Dilekçelerde AİHM'de açılan davaların büyük bir kısmının yapılan işlemlerin eksikliğinden veya tutarsızlığından kaynaklandığı da belirtildi. ZARARA UĞRADIK Avukatlar yurtta jandarma tarafından yapılan aramanın ve arama izni veren hakim kararının 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren CMUK'un 116., arama yönetmeliğinin 20/1 maddesine, CMUK'nun 118. maddesi 1 ve 2'nci bendlerine, 119/2. maddenin a, b, c bendlerine, 121. maddesine aykırı olduğunu belirterek, şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını, bunun için de sorumluların cezalandırılmasını istediler. Bu arada, Diyarbakır Valisi Efgan Ala, dün gazetemizde konuyla ilgili yayınlana görüşünde yer alan "Teklif bile edemezler" başlığının görüşünü tam yansıtmadığını belirterek, "Jandarma'dan yasal dayanağı olmayan böyle bir teklif yapılamaz, yasal dayanağı olmayan bu teklife izin verilmesi de düşünülemez" dedi. EMASYA'yı hatırlattı Jandarmanın, valilerden izin alarak çok sayıda operasyon yaptığı haberi, 28 Şubat döneminde gündeme gelen olan EMASYA'yı hatırlattı. 1997 yılında İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay arasında imzalanan protokol ile mülki idari amirleri toplumsal olaylar karşısında yetersiz kaldığında EMASYA'dan (Emniyet, Asayiş Yardımlaşma Birlikleri) askeri yardım isteyebileceğini öngörüyordu. Ancak bu protokol ile EMASYA birliklerine, valilik talep etsin veya etmesin kendisi gerekli gördüğü durumlarda toplumsal olaylara müdahale etme yetkisi verildiği gerekçesiyle eleştirildi. 28 Şubat döneminde başta fişleme olayları olmak üzere yaşanan gelişmeler endişelerin haklılığını ortaya koydu. EMASYA protokolünün halal yürürlükte olduğu iddia ediliyor. 'Olur'cu valiler incelenmeli Hukukçular Derneği Başkanı Hüsnü Tuna, bazı valilerin jandarmaya polis bölgesinde operasyon yapması için 'olur' vermesinin yasa dışı olduğunu söyledi. Tuna, bu uygulamaya izin veren Valilerin, ya 'görevi kötüye kullanmak suçundan' işten el çektirilerek cezalandırılmasını, ya da 'görevi kötüye kullanmaktan yargılanması' gerektiğini söyledi. Verilen izinler iptal edilmeli Hukuki Araştırmalar Derneği Başkanı Yakup Erikel, hukuk sınırları içinde jandarmaya böyle bir yetki verilmesinin "Devletin polisine güvenmediği" anlamına geldiğini belirterek"Şehirde vazife yapmak polisin görevidir. Polisin görev bölgesini jandarmaya teslim ederseniz, bu polise güvenmediğiniz anlamına gelir.Verilen izinlerin derhal iptal edilmesi gerekir" dedi. Bir olayla sınırlanmalı Adalet eski Bakanlarından Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, 5542 sayılı İl İdaresi Kanunu'nunun valilere çok geniş yetkiler verdiğini, bu yetkilerin arasında olağanüstü hal durumunda güvenliğin temin edilmesi için valinin "İçişleri'nden, Jandarma'dan, Kara Kuvvetleri'nden " takviye kuvvet istiyebileceğini, ama bunun da bir olaya atfen yapılabileceğini söyledi. Türk, bu tür durumların dışında jandarmanın polis bölgesinde görevlendirilmesinin kanunlara aykırı olduğunu belirtti. Güvenlik karşı karşıya gelir Eski İçişleri Bakanlarından Saffet Arıkan Bedük, jandarmaya bir yıl süreli genel yetkinin verilmesinin yasalarımızla bağdaşmadığını söyledi. Bedük, Jandarmanın emniyetin görev sahasında görevlendirilmesi durumunda "İki güvenlik kuvvetinin karşı karşıya gelmesinin söz konusu olacağını" belirterek, "Zaten verilen izin ve yetkilerin iptal edildiği bilgisini aldım" dedi. İhtiyaç duyarsak yetki verebiliriz Yalova Valisi Doç. Dr. Yusuf Erbay, jandarmanın kendilerinden bu konuda bir talebinin olmadığını belirterek ihtiyaç duyduklarında böyle bir yetki ve izni verebileceklerini söyledi. Erbay, geçen yıl Yalova'da meydana gelen bir olay üzerine jandarmayı çağırdıklarını da hatırlattı.
|
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |