T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 23 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Özlem ALBAYRAK

Gözdağı imparatorluğu

Dünya'nın, keskin toplumsal bölünmelerle giderek kararan fotoğrafı önünde, derin bir şaşkınlıkla kalıvermemek mümkün değil şu son günlerde.

Güvenliğin meşru bir refleks olarak toplumsal bir erdem haline getirilmesi, yüceltilmesiyle daracık insan ilişkilerinden, çok boyutlu uluslararası meselelere dek hemen her alanın giderek "tehlike" çemberine alındığı bir yer artık yeryüzü çünkü. Bütün savaşlar, kavgalar, çarpışmalar, akıl süzgecinden akıtılmadan 'güvenlik'e teslim edilmiş sanki. Giderek derinleşen çatlağın iki yanında duran herkes, birbirine en önce gözdağı veren olma telaşesinde.

ABD-Latin Amerika restleşmesi ve ardından sökün eden söz düellolarından, karikatür krizinden, Hamas'ın zaferiyle pamuktan imal edilerek ülkeler arasına gerilmiş iplerin tekrar çekilmeye başlandığı Ortadoğu sorunundan, kapkaççılık, hırsızlık nedeniyle sokaktaki çocuklardan, komşusundan korkar hale gelmiş insanlardan müteşekkil Dünya, meşru bir refleks olarak tutunduğu "güvenlik" merkezli bir teyakkuzda.

"Etik"in ne insan ilişkilerine, ne de devletlerarası strateji yönelimlerine zerre kadar işlemediği, devlet-insan bireyselliğinin ve onun devamı olarak bencilliğinin artması gibi çağın öteden bu yana söylenegelen koşulları sebebiyle, uzun süredir dünyaya değmediği ortada.

Ancak bu dönüş gösteriyor ki, çıkar politikaları ve bu politikalara itibar etmeyeni gözdağıyla terbiye etmenin, safdışı edilmek istenen üzerindeki ilk aşama olma durumu da hiçbir zaman şimdiki kadar moda olmamıştı yeryüzünde. Haklılık-haksızlık sınırlarının kaybolduğu, adaletin gürültüye gittiği bir yeni dünya modası bu.

ABD'nin canını sıkan bütün dünya ülkelerine esirgemeden savurduğu salvolara karşılık Venezuela lideri Chavez'in Condolezza Rice'a bir halk türküsünden esinle "Beni kızdırma küçük hanım" diye hitap etmesi, bu atışmada kimin haklı, hangisinin haksız olduğunu değil ama, adaletin doğruyla yanlışı ayıran o ince çizgisinin belirsizleştiğini şeddeliyor herhalde.

Başka türlü bakıldığında pekala, ilgi ve destek talebi sebebiyle, demokrasi yolunda bir basamak olarak değerlendirilebilecek Hamas'ın Türkiye ziyaretini şerre yoranlar, "ABD-İsrail ile ilişkilerimiz bozulursa, sorarız size" şeklindeki öfkeli gözdağı politikasının Türkiye içindeki baş uygulayıcıları olarak karşımızda duruyor mesela.

Çoğusu medya mensubu olmak üzere 'etik' yerine koyduklarıyla...

Aytaç Kılınç örneğinde, devletin öfkeyle salladığı parmağını hep birlikte görmedik mi? Devlet katından "memurluktan atarım" sert tehdidini alan öğretmen, bir korku cenderesinin içinde debelenmektense, iyi ya da kötü bir seçim yapmayı tercih etti nihayetinde.

Çirkin karikatürlere tepkisini koyan asabi kitlelere karşı, "bu düşünce özgürlüğüdür" denilmek suretiyle, zaten uygar dünya dışında duran, ilkel ve vahşi bir manzaranın ortasında resmedilen bu insanlara, iyice marjinalize edilerek "terörist"likle gözdağı verilmesi, yine uzun süredir aşinası olduğumuz bir manzara değil miydi sizce de? Dünya güvenliğinin reçetesi artık, gösterişli bir korku tesis etme gayretiyle sınırlı.

Ve bunun giderek meşru savunma refleksi olarak normalleşmesi. Artık yadırganmaması. Herkesin "güvenlik" tesisi repertuarı farklı, ama yollar hep aynı: Gözdağı ve korku imparatorluğu...

İnsanlık değerlerine karşı, dünyanın kutuplara ayrılarak sorunların halledilmesi düşüncesine karşı böylesi bir teslimiyet ürkütücü geliyor.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi