T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 8 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet OCAKTAN

Politik güç, yargı ve 'brifingli' hukuk...

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok diyor ki, "Eğer politik güç kimi olaylarda yargı gibi çalışıyorsa, yani soruşturmaları etkiliyor, yön ve yol veriyorsa nedenlerini önce sistemde, yani savcıların bağımlı ve teminatsız olmalarında, soruşturma görevi verilen kolluğun idare bünyesinde yer almasında, açıkçası adli kolluğun kurulmamasında ve sayıları az da olsa mesleki formasyon eksikliği ve kişisel tutum zaafı içerisindeki yargı mensupları da dahil olmak üzere ülkemizde hukuk bilincinin gelişmemesinde aramak gerekir."

Sayın Başsavcı doğru söylüyor, maalesef ülkemizde 'çağdaş' 'demokratik' anlamda bir hukuk bilincinin geliştiğini söylemek mümkün değil.

Çünkü biz bu ülkede, savcıların, yargıçların, anlı şanlı hukuk profesörlerinin kuyruklar oluşturarak askerlerden 'brifing' almaya gittiklerini biliyoruz. Dünyanın hangi 'demokratik hukuk devleti'nde böyle bir manzara yaşanmaktadır.

Dahası biz, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun, hazırladığı 'Şemdinli iddianamesi'nde askerlerin adını geçirdi diye Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'yı meslekten 'ihraç' ettiğini de biliyoruz.

Türkiye'nin 'yakın tarihi'ne baktığımızda, Başsavcı Ok'un iddia ettiği gibi 'politik gücün olaylarda yargı gibi çalıştığı' yönünde bir örneği görmek mümkün değil ama, 'siyaset dışı' etkilerin hukuku yönlendirdiğine ilişkin çok sayıda örnekleri sıralamak mümkün.

Mesela, '28 Şubat süreci'nde savcılar, hedef siyasiler olduğu için 'ideolojik içerikli', hukukla uzaktan yakından ilgisi olmayan, gazete kupürlerinden oluşan iddianameler hazırladılar, daha mahkeme aşamasına bile gelmeden siyasetçileri, partileri baştan mahkum ettiler.

Bugün, Van savcısı için 'jet' hızıyla karar veren Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, nedense o günlerde, savcılara 'inceleme başlatmak' gibi bir düşünceyi aklının ucundan bile geçirmedi. Demek ki, Başsavcı Ok'un da belirttiği gibi Türkiye'de henüz 'demokratik hukuk' bilinci oluşmamış.

Görüldüğü gibi, savcılar, yargıçlar sayın Başsavcı Nuri Ok'un söylediği gibi hiç de siyasi iktidarlardan etkilenmiyorlar. Aksine, en rahat şekilde siyasi iktidarları ve siyasetçileri yargılıyorlar. Ayrıca, Türkiye'de yargı kurumları bağımsızdır, yargıçlar da... Genellikle bu ülkede, 'darbe' ya da 'postmodern darbe' dönemleri hariç, yargıyı yönlendirmeye kimse cesaret edememiştir.

Başsavcı Ok'un da işaret ettiği gibi, 'politik güç yargı gibi çalışıyorsa', henüz elimizde bunu kanıtlayacak örnekler yok ama, eğer varsa kesinlikle önlemeliyiz. Ama aynı zamanda, yargıya yönelik 'siyaset dışı' etkileri de önlemeliyiz. Aksi taktirde, hukuku 'ideolojik' yaklaşımlara açık hale getiririz ki, bu anlayış sonuçta hukuka zarar verir.

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi