|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| S O N D A K İ K A | 19 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Eşme'de siyanür zehirlenmesi iddiası
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Uşak'ın Eşme ilçesinde hastanelere bulantı, kusma ve ishal şikayetleriyle başvuran vatandaşların bir kısmından alınan kan tahlili sonuçlarının, bazı zehirlenmelerin siyanürden kaynaklanmış olma ihtimalini güçlendirdiğini söyledi.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Karababa, 27 Haziranda Eşme ve çevre köylerden bini aşkın vatandaşın zehirlenme belirtileriyle hastanelere başvurduğunu, El Ele Hareketi'nden uzman kişilerin 29 ve 30 Haziranda bazı vatandaşlardan tahlil amacıyla kan örnekleri aldığını bildirdi. Alınan örneklerin bir kısmına Eşme Kaymakamlığının el koyduğunu, 9 kişiye ait kan örneğine siyanür tahlili yapabildiklerini belirten Karababa, şöyle konuştu: "Kan tahlili sonuçları, zehirlenmelerin bir kısmının siyanürden kaynaklanmış olabileceği kuşkularını güçlendirmiştir. 9 kişinin de kanlarındaki siyanür düzeylerinin, belirtilen sınırların çok üzerinde olduğu saptandı. Bu sonuçlar, olayın ortaya çıktığı tarihten 2 gün sonra alınan örneklerden elde edildi. Kan örnekleri etkilenme sonrası alınmış olsaydı, kandaki siyanür oranı çok daha yüksek çıkacaktı.Hastaların ortak yakınmaları, sinir sistemi tutulumuyla açıklanabilecek bulgular olup siyanür zehirlenmesine uymaktadır." Uşak Valiliğinin, zehirlenmelerin "şebeke suyunun kirlenmesine bağlı" olduğu iddiasının çelişkili olduğunu savunan Karababa, su şebekesine kanalizasyon karışması halinde saptanması gereken maddelerin söz konusu kan örneklerinde görülmediğini ifade etti. Karababa, "Olay tekrar değerlendirildiğinde, sudan kaynaklanan bir sağlık sorunuyla değil, bir siyanür zehirlenmesiyle karşı karşıya olduğumuz anlaşılmaktadır" dedi. Kesin sonuçlara ulaşabilmek için daha fazla kan örneğine ihtiyaç duyulduğunu belirten Karababa, ancak Eşme Kaymakamlığının kan örneği alımını engellediğini iddia etti. "ÖRTBAS EDİLECEĞİ KAYGISI" El Ele Hareket Dönem Sözcüsü Oya Otyıldız, Eşme ilçesindeki Kışladağ Altın Madeninin "siyanür yığın liçi" yöntemini kullandığını, bu yöntemde havaya siyanür karışacağının bilindiğini öne sürdü. Otyıldız, "Yaz aylarında oluşacak buharlaşmayla havaya siyanür karışımı daha yoğun olacak ve madende çalışanlar ile yörede yaşayan yurttaşların siyanüre maruz kalma olasılığı artacaktır. Bu riski yaşamak zorunda mıyız? İnsan sağlığının bedeli kaç gram altına eş değerdir?" diye konuştu. Otyıldız, "kan örneği alınmasını engelleyen idari kurumların", oluşabilecek siyanür zehirlenmesi gibi vakaları örtbas edeceği yönünde kaygılarının bulunduğunu söyledi. Çağdaş Hukukçular Derneği Dönem Sözcüsü Berrin Ersin Kaya ise Ege Bölgesi'nde kandaki siyanürü saptayabilecek bir laboratuvarın bulunmadığını ifade ederek, Sağlık Bakanlığının bu zehirlenmenin saptanması ve tedavisi için hazırladığı bir eylem planının bulunmadığını savundu.
|
![]()
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |