T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
G Ü N D E M 19 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Gerekçeli karar savcıyı doğruladı

Hukukçular, Şemdinli davasının gerekçeli kararının Savcı Sarıkaya'nın haklılığını ortaya koyduğunu belirtti. Kararda savcının belirttiği gibi, "Sanıklar böyle bir eylemi üstlerinin himayesi olmadan gerçekleştiremez" deniliyor

Şemdinli davasıyla ilgili olarak Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hazırladığı gerekçeli karar, HSYK tarafından meslekten ihraç edilen Savcı Ferhat Sarıkaya'yı doğruladı. Gerekçeli kararda da Sarıkaya'nın hazırladığı iddianamede belirtiği gibi, "Sanıklar böyle bir eylemi, daha yüksek rütbelilerin himayesi olmadan işleyemezler" denildi. Hukukçular 'gerekçenin' Hakimler ve Savcılar Yüksel Kurulu'nun ihraç kararının hukuki olmadığını ispat ettiğini belirtti.

Sanıkların böylesi eylemleri tek başlarına karar alıp işlemelerinin "hayatın doğal akışına aykırı" olduğu vurgulanan gerekçeli kararda, "Şayet var ise sanıklar dışındaki bunlara yardım eden kişilerin yargı önüne çıkarılmaları görevi devletin yetkili organlarındadır" denilerek, söz konusu davada yargının gücünün sınırlarına işaret edildiği belirtildi. Anayasa Hukuku uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, gerekçeli kararın Savcı Ferhat Sarıkaya'nın iddianamesi kadar cesur ve onu tamamlayıcı nitelikte olduğunu belirterek, "Açık bir biçimde yargı feryat ediyor" dedi. Kamalak, "Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in bu işi kendiliğinden işlemeleri düşünülemez ifadesi son derece doğrudur. Bunların üzerinde yahut bunlarla birlikte bu olaylara katılmış kişiler varsa bunları ortaya çıkarmak da devletin görevidir, cümlesi de son derece önemli ve anlamlıdır. Mahkeme tabir caizse burada hem feryat ediyor hem de büyük endişe duyuyor. Kendi kanaatini ortaya koyuyor, bizim düşüncemiz böyle deniyor, ama arkasından da 'yapabileceğimiz bir şey yok, böylesi önemli bir olayı aydınlatmak ancak devletin desteği ve faaliyetiyle mümkündür' deniyor. Netice olarak burada görev ve sorumluluk asıl itibariyle devlete düşmektedir ve devletin omuzlarındadır" dedi.

HSYK'NIN GEREKÇESİ DÜŞTÜ

Hukukçular Derneği Genel Başkanı Hüsnü Tuna ise gerekçeli kararın Ferhat Sarıkaya'nın haklılığını tartışmasız bir biçimde ortaya koyduğunu söyledi. Tuna, "İddianamede bu kişilerin yalnız olmadığı ve örgütsel yapılanma içinde sadece bir üye olarak bulundukları dile getirilerek, devletin bunları bulup çıkarması gerektiği üzerinde duruluyor. Öbür taraftan da Savcı Sarıkaya'yı haklı çıkartan bir gerekçe. HSYK'nun kararı zaten hukuka uygun değildi " dedi. Mazlum-Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen, gerekçeli karardaSarıkaya'nın haklılığının vurgulanmasının ötesinde, çeteyle bağlantılı üst düzey kişilerin devlet tarafından bulunup ortaya çıkartılmasının istenmesini "yargının toplum vicdanına seslenişi olduğunu" dile getirerek, şunları söyledi: "Şemdinli'nin 2 astsubaydan ibaret olmadığını ve bu kişilerin mutlaka emir aldıkları ve bilgi verdikleri üstlerinin bulunması gerektiği, eğer böyle bir şey yoksa bunun TSK açısından daha fazla endişe verici bir durum olması gerektiği biliniyor. Öte yandan gerekçeli kararda altı çizilen hususu bütün Türkiye'nin konuşması gerekiyor. "

  • ALİ EYVAZ / ANKARA

    Tek başlarına planlamaları imkansız

    " Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 143 sayfalık gerekçeli kararında şu ifadeler dikkat çekiyor: "Emsal olarak belirtilen Yargıtay kararında (Susurluk kararı) da belirtildiği üzere; askeri bir emir komuta zinciri içinde bulunan sanıkların böylesi bir eylemi terör eylemlerinin yoğun olarak yaşandığı bir bölgede, tek başlarına planlamaları ve uygulamaları hayatın olağan akışına aykırı ve olanak dışıdır... Nitekim sanıklar Kaya ve İldeniz'in olay gününe ilişkin görevlendirme yazısına göre '9 Kasım 2005 günü (patlama günü) saat 08:00'den itibaren Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri bölgesinde bulunan örgüt mensupları hakkında bilgi elde etmek, istihbarî ve operasyonel faaliyetlerde bulunmak ve kendilerine gereken yardım ve kolaylık sağlanmak üzere' görevlendirilmeye ilişkin olduğu görülmektedir...

    Şayet var ise sanıklar dışındaki bunlara yardım eden kişilerin yargı önüne çıkarılmaları görevi devletin yetkili organlarındadır...

    Sanıklar yanlarına kamu görevlisi olmayan itirafçıyı da alarak terörle mücadele adı altında yola çıkmışlar ve bir süre sonra her türlü yasa dışılığı meşru sayıp terörle mücadeleye yönelik amaçlarına ulaşmak için tam bir sorumsuzlukla yasadışı her yöntemi uygulamışlardır...

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi