T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 19 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

Beyrut'ta 243 ABD askerinin ölümünü unuttunuz galiba!

Amerikan-İngiliz savaş gemileri Lübnan'a geliyor. Binlerce askeriyle. Güya Lübnan'daki 25 bin ABD vatandaşını tahliye edecek. Ama bunlar tahliye gemisi değil. Bir ateşkesi zorlamak için de gelmiyorlar. Bunlar işgal gemileri. İsrail'e destek için geliyorlar. İşgale yardım için geliyorlar. Savaş şiddetlenirse büyük ihtimalle ABD deniz piyadeleri ve özel operasyon birlikleri Lübnan saldırısına destek verecek.

Amerikan özel birlikleri, Dimona'daki İsrail nükleer silah kompleksini korumaya aldı. Muhtemelen başka bölgelerdeki nükleer silah depolarını da korumaya aldılar ya da alıyorlar. Özel birlikler, ABD Dışişleri Bakanı ile İsrail Başbakanı arasında yapılan bir anlaşma gereği Irak'tan getirildi. Bu, savaşın hangi boyutlara ulaşabileceğine işaret ediyor.

Lübnan'ın dört bir yanı ağır bombardıman altında. Dünya, bırakın İsrail'i durdurmayı, ateşkes için bile kılını kımıldatmıyor. BM Güvenlik Konseyi İsrail'i kınayamadığı gibi ateşkes çağrısı için bile karar almadı. İsrail'e yapabileceklerini yapması için zaman tanıyorlar, kapıları açıyorlar, ellerini ovuşturup Lübnan'ın harabeye dönüşünü izliyorlar.

Lübnan saldırıları, ABD yönetiminin, özellikle de neoconların rüyalarını süsleyen Büyük Ortadoğu Savaşı için bir bahane olarak kullanılacak. Saldırılarla bu savaşın zeminini hazırlıyorlar. Neoconların öncü ismi William Kristol, Weekly Standard'daki yazısında Bush'a çağrıda bulunarak, G-8 zirvesini bırakıp derhal Kudüs'e gitmesi ve İsrail'e destek vermesi çağrısında bulundu. Dünya, bu saldırılar nedeniyle İsrail'e şükran borçluymuş, İsrail özgürlükleri koruyormuş, hem kendi topraklarını hem de Amerika'yı savunuyormuş. "Bu bizim savaşımız" diyor Kristol ve asıl hedefin İran ve Suriye olduğunu söylüyor.

Refik Hariri'yi neden öldürdükleri açıkça ortaya çıkmadı mı şimdi? Hariri suikastini soruşturan Lübnan istihbaratı, suikastten sonra Beyrut'ta meydana gelen 15 bombalı saldırının arkasındaki gücün İsrail istihbaratı olduğunu ortaya çıkardı. Suikastlerde kullanılan Lübnanlı Mahmud Rafa ve Filistinli Hasin Hattab, Mossad'a bağlı çalıştıklarını, Hariri suikastine benzer şekilde öldürülen İslami Cihad lideri Mahdum Maczib ile kardeşine yönelik suikasti aynı yöntemlerle düzenlediklerini, istihbarat ve teknolojiyi İsrail'in sağladığını, Mossad adına havaya uçurdukları 5 kişinin ölümünden sorumlu olduklarını itiraf etti. Lübnan Dışişleri Bakanı Fevzi Saluk, "Tel Aviv'i BM Güvenlik Konseyi'ne şikayet edeceğiz ancak önce uluslar arası kamuoyu önünde teşhir edeceğiz" açıklamasına Beyrut'taki ABD Büyükelçisi Jeffrey Feltman, "Eğer Lübnan bunu yaparsa Lübnan-ABD ilişkileri sekteye uğrar" tehdidiyle cevap verdi. Sekteye uğradı da! Ardından bu saldırılar başladı. İsrail ve ABD'nin kirli çamaşırları ortaya dökülüyordu.

İsrail saldırılarını tek bir ülke durdurabilir: Amerika! Ama durdurmayacak. Çünkü saldırının arkasında o var. Bölgesel savaş için zemin oluşuncaya kadar saldırıları sürdürecekler. Öncelikli hedefleri Hamas ve Hizbullah'ı kontrol altına almak. Ama bu mümkün değil. Lübnan'da rejimi değiştirip bir kukla yönetim kurmaya, 1982'de yapamadıklarını şimdi yapmaya çalışacaklar. Hizbullah'ı sınırdan uzaklaştırıp İsrail topraklarını füze menzilinden çıkaracaklar. İlk etapta Lübnan'a 20-30 kilometre girmeyi uman İsrail, Beyrut'un güneyine kadar işgal senaryosu hazırlıyor.

Güvenlik gerekçesiyle bütün Ortadoğu'yu ateşe atacak üçlüde bir saldırganlık örneği sergileyen ABD, İngiltere ve İsrail, PKK saldırıları nedeniyle Türkiye'nin Kuzey Irak'ta operasyon yapmasına kesin olarak karşı çıkıyor. Ankara'daki ABD Büyükelçisi, İsrail'in savunma hakkını kullandığını söylerken Türkiye'ye aba altından sopa gösteriyor.

Onların terörle mücadele palavraları bu işte. Terörü bir savaş aracı olarak kullanıyorlar, ondan sonra da terörle savaştan söz ediyorlar. Bütün dünyayı aptal yerine koyuyorlar. Terör örgütleri kurup, varolanları destekleyip hedef ülkelere, Türkiye'ye, İran'a, Suriye'ye saldırtıyorlar. Herkes aklını başına almalı. Türkiye'nin elini kolunu bağlamalarının sebebi ne sizce?

Ekim 1983'te Lübnanlı bir kızın ABD askeri üssüne bombalı araçla düzenlediği saldırıda, 243 Amerikalı deniz piyadesi öldürüldü. ABD apar topar Lübnan'ı terk etmek zorunda kaldı. Aynı gün Beyrut'taki Fransız askeri üssüne düzenlenen saldırıda ise 58 Fransız askeri öldü. Aradan 23 yıl geçti.

Bekleyin, çok daha büyük dersler alacaklar!

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi