T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 19 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Arayan adam

Hayatın anlamını aramak için yollara düşen bir adam... Dağları tepeleri dolaşan, çöller aşan, nehirler geçen adamın karşısına, günün birinde "ölümün anlamı" çıkarsa ne yapar?

Ne yapacağı adamına göre değişir elbette.

Aradığını bulmuştur diyenler bu tarafa ayrılsın, bulmamıştır aramaya devam etsin diyenler şu tarafa.

*

Kafasına taktığı meseleye çözüm bulmak için yola koyulan adam, yolculuğu boyunca yedi iklim dört bucak dolaşsa, nelerle karşılaşır kim bilir...

Türlü türlü ağaç ve bitki...
Türlü türlü hayvan...
Türlü türlü insan...

Ama onun aradığı bitki, hayvan ya da insan değil.

Hayatın anlamını arıyor.

Pek çokları için 'sır' olan bir husus.

Belki daha çoğu, öyle bir sırrın varlığından da habersiz.

*

Büyük bir zihin sancısıyla, merakla, tecessüsle ve belki hepsinden önemlisi sabır ve tevekkülle dolaşırken karşılaştıkları, onun bilgisini, görgüsünü, tecrübesini artıracaktır muhakkak.

Sözler duyacak, olaylar görecek, maceralar yaşayacaktır.

Bir ihtimal, yolculuğunun bir yerinde durup acaba diyecektir, dolaşmadan da arayabilir miydim?

Danıştıkları akıl verecek, danışanlar akıl alacaktır da arayış kolay kolay son bulmayacaktır.

*

Yoluna çıkanların inançları, âdetleri, gelenekleri onu da birer çentik etkileyecektir muhtemelen.

Barışlar savaşlar görecek, mutluluklar hüzünler görecek, doğumlar ölümler görecek ve o gördükleriyle sevinip üzülecek, onlarla beraber doğup ölecektir.

Duydukları gördükleri, bildikleriyle harmanlanacak ve harman zamanla büyüyecek ama arayış devam edecektir.

*

O sırrın varlığından habersiz olanlar da dâhil, her insan, aslında o arayışını bilerek ya da bilmeyerek devam ettirmektedir.

Bilinç seviyeleri farklı olarak seyretmekte akışlar.

Merhum Arvasi Hoca'nın dediği gibi, insan kendini aramaktadır belki de.

Bendeniz de kendimi bildim bileli bir şeyler arayıp duruyorum, bulduğum birkaç kırıntı sadece.

Daha fazlasını bulursam, söz, haber vereceğim.

*

Arayışını sürdürmekte olan o kişi, bizim buralara da uğrarsa pek çok şeyle ve pek çok sözle karşılaşacaktır. Bu sözlerden bazı örnekler verelim:

Var evi kerem evi, yok evi verem evi.
Buğday başak verince, orak pahaya çıkar.
Azıksız yola çıkanın iki gözü el torbasında olur.
Deveci ile konuşan, kapısını büyük açar.
Körler ülkesinde şaşılar padişah olur.
Aşure yemeye giden, kaşığını yanında taşır.
Faydasız baş, mezara yakışır.
Kırkından sonra saza başlayan, kıyamette çalar.
Zenginin horozu bile yumurtlar.
Ağanın malı çıkar, uşağın canı.
Yabancı koyun, kenara yatar.
Düğün aşıyla dost ağırlanmaz.
Deniz dalgasız, kapı halkasız olmaz.
Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa.
Mal canı kazanmaz, can malı kazanır.
Adamakla mal tükenmez.

*

Bugünkü yazımızı bir dörtlüğün yarısıyla bitirelim.

Yâr saçların lüle lüle,
Hadi sana güle güle.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi