T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
E K O N O M İ 24 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

'Bu isimle batarsınız' dediler Mavi bir dünya markası oldu

Ürüne yabancı isim vermeyi anlamsız bulduğunu söyleyen Mavi Jeans Genel Müdürü Nurettin Kantarelli, "Bu isimle batarsınız" denmesine rağmen 138 milyon dolar ciroluk bir dünya markası olduklarını söyledi

Fatma
Çiftçi
Pazartesi
Söyleşisi
Türk tekstili markalaşmalı" diye söze başlayanların verdiği ilk örnek, istisnasız Mavi Jeans. O nedenle, dünya markası olma sürecinde izlenen yolu ve uzun soluklu bu yolun inceliklerini öğreneceğimiz isimlerin başında da 13 yıldır bu amaçla çalışan Mavi Jeans Genel Müdürü Nurettin Kantarelli geliyor. 1991 yılında Mavi Jeans markasıyla yola çıkıldığında, işin temelinde, şirketin kurucusu Sait Akarlılar'ın 40 yıllık konfeksiyon deneyiminin de bulunduğunu vurgulayan Kantarelli, 50 ülkeye ihracat yapan 138 milyon dolar cirolu bir jeans markasının doğduğuna dikkat çekiyor. Takım elbise giymenin yasak olduğu izlenimini veren, genel müdür de dahil olmak üzere tüm çalışanların kot pantolon giydiği Mavi Jeans'in Topkapı'daki merkezinde konuştuğumuz Kantarelli, marka olmanın sırlarını, bugün geldikleri noktayı, Türk tekstiline bakışını ve hedeflerini anlattı.

ZOR OLAN PAZARI, AMERİKA'YI SEÇTİK

Siz nasıl marka oldunuz? Bu işte sırlar mı var, yoksa belli stratejileri mi izlemek gerekiyor?

Sırlar da var, bazılarına basit de gelse, stratejiler de var. Bizim 'perfect fit' yani mükemmel uyum diye adlandırdığımız bir kavramımız var. 1991 yılında yola çıktığımızda dışarıda başarılı olmuş jean modellerini aynen alıp Türk insanına giydirmeye çalışabilirdik. Ancak biz, Türk insanının vücut yapısına daha uygun modeller geliştirmek istedik. Ayrıca her pazarın kendine özgü pazarlama yöntemleri var. Vücuda uyum, kültürel uyum ve üçüncüsü de cebe uyum. Böylece mükemmel uyum sağlandı. Bence basite alınan, ama son derece önemli olan sırlardan biri bu.

Mavi, Amerika'dan yola çıktı. Bu tercih neden?

Biz Rusya, Ortadoğu, Uzakdoğu pazarlarını da çok önemli pazarlar olarak gördük. Ama ciddi bir tercih yapmak zorundaydık. Ya bu pazarlarda başarılı olmayı seçecektik ya da daha zor olan batı pazarlarında başarılı olacaktık. Strateji olarak önce kendimize batı pazarlarını seçtik. Böylece oradaki başarımızı daha sonra Rusya ve diğer ülkelerde her zaman kullanma şansımız olabilirdi. Bu da bizim farklılığımızı getiren unsurların başında yer alıyor.

YILDA 7 MİLYON BLUCİN

Jeans'in anavatanı Amerika'da 'tereciye tere satarken' pes ettiğiniz zamanlar oldu mu?

Bazı şeyleri deneme yanılma yoluyla anlıyoruz. Pazarın kendi özelliklerini dikkate almadan Türkiye'de ya da Avrupa'da başarılı olan ürünleri satmak için başlangıçta bir süre boşa zaman harcadık. Sonradan anladık ki bu, pazarlamanın temel ilkelerine aykırı. Amerika'da pazarın bir boşluğunu keşfettik. Satıcılarımız kanalıyla o boşluktan içeri girdik. 2005 yılında yarısı yurtiçinde, yarısı da 50 farklı ülkeye olmak üzere toplam 7 milyon adetin üzerinde jeans sattık. Ve aynı yıl 138 milyon dolarlık bir ciro elde ettik.

Mavi kaç noktada alıcıya ulaşıyor?

Yurtiçi ve yurtdışında toplam 4 bin 600 satış noktasındayız. Türkiye'de corner'lar dışında 103 mağazamız var. Yurtışında da çoğu franchise olmak üzere 170 mağazayla ürünlerimizi satıyoruz. Ama yurtdışında amiral gemisi diyebileceğimiz mağazalar New York'da Union Square, Kanada'da Montreal ve Vancouver, Almanya'da ise Frankfurt ve Berlin'de.

YABANCI İSİMLE TÜKETİCİ KANDIRILIYOR

Mavi'nin yıllardır akıllarda kalan reklam sloganı "Çok oluyoruz"du. Neyi vurgulamaya çalıştınız?

Bu reklamı 1997 yılında yaptırdığımız zaman 'Türk malı kalitesizdir' anlayışı vardı. O nedenle Türkiye'de pekçok şirket, kendisine yabancı markalar seçti. Oysa Mavi, daha başından beri Türkçe bu isminde ısrar etti. Birçok insan 'Ya deli misiniz. Batarsınız, böyle marka mı olur" demişse de, zaman bizim haklı olduğumuzu gösterdi. Önce yabancılar 'meyvi' diye telaffuz ediyorlardı, şimdi 'mavi diyorlar. Hatta çocuklarına mavi ismi koyan bile var.

Türkiye'de hâlâ birçok şirket yabancı isim tercih ediyor.

Asıl olan, o markanın nereye ait olduğu. Yabancı isim koymak suretiyle tüketiciyi yanıltmak, "Ben yabancı markayım" demek bana çok anlamsız geliyor. Bunun örneğini de gördük. 1999 yılında İtalya ile yaşanan Öcalan krizi döneminde, logosunda adeta İtalyan bayrağı olan ve İtalyanca isimli markalar, "Biz İtalyan markası değiliz" diye çarşaf çarşaf ilan verdiler. Bu çok komik oluyor. Kendinize "Ben kimler için, neden ve nasıl ürün yapıyorum" diye sorduğunuz zaman, doğru bir fiyat politikası, doğru bir marka ve doğru bir anlayışla tüketiciye hitab edersiniz. Ama bunları çok fazla dikkate almadan, falancanın yaptığını kopyalama yoluyla gidersek kısa vadede kafamızı bir yere çarparız.

Üretim Türkiye ağırlıklı

Pantolonlarınızı kardeş şirket Erak Giyim'in Çerkezköy'deki fabrikasında üretiyorsunuz. Yeni üretim merkezleri olacak mı?

Biz üretme gücünden çok, ürettirme gücüne güvenen bir konumdayız. Bugün dünyaca ünlü markalar, dünyanın çeşitli ülkelerinde üretiliyor. Bir İtalyan markasının Çin'de üretilmiş olması, o markanın Çinli olması anlamına gelmiyor. Ünlü Amerikan markaları ürünlerini Hindistan, Maldivler,

Meksika, Çin, Pakistan'da yaptırıyor. Eğer uluslararası rekabete hazırsanız, rakiplerle aynı silahları kullanacaksınız. Biz belirli ürünleri, dünyanın değişik ülkelerinde ürettirebiliyoruz. Ama çekirdek ürünlerimizin yüzde 99'u Türkiye'de üretiliyor. Çünkü Erak Giyim'in teknolojik gücü, bilgisi, birikimi henüz o ülkelerde yakalanmış değil. Uzunca bir süre daha yakalanması zor. Bizim tüketiciye iyi ürün sunma borcumuz var.

Türk tekstilinin şansı yüksek

Dünyada ucuz emek pazarlarına rağmen Türk tekstilinin şansı var mı?

Türk tekstilinin çok fazla seri üretime dayanan, işçiliğin öneminin adeta hiç olmadığı ürünlerde çok fazla şanslı olamayacak. Buralardaki payını ister istemez Pakistan, Hindistan'a bırakmak zorunda kalacak. Ancak, katma değeri yüksek ürünlerde çok ciddi şansı var. Gümrük Birliği nedeniyle Avrupa'ya gümrüksüz mal satmak azımsanacak birşey değil. Bu bölgeye yakın olmamız büyük avantaj. Bugün Almanya'dan bir işadamı, bir günde Türkiye'ye gelip gidebilir. Ama Çin'e gitmesi için bir haftasını ayırmasını lazım. Avrupalı marka, bir ürünün iyi sattığını görüp, yeni siparişi hızlı bir şekilde almak istediği zaman, Çin'den, Pakistan'dan o mal gelinceye kadar sezon geçer. Halbuki Türk firmalarıyla bunu yapabilme şansı çok daha fazla. Ayrıca kendimize güvenelim. Çok iyi makina parkımız, çok iyi yetişmiş insan gücümüz var.

Markalaşmaya 30 milyon $

Marka olmanın parasal boyutu nedir? Siz bunu hesaplayabiliyor musunuz?

Şu kadar harcadım demek zor. Kabaca baktığımızda 15 yılda yaklaşık 30 milyon dolar reklam için harcama yaptığımızı hesapladık. Ama bu markalaşma için harcadığımız toplam para anlamına gelmiyor. Bu marka 15 yılda belli bir noktaya kolay gelmiş zannedilebilir. Fakat bunun arkasında kurucumuz Sait Akarlılar'ın 45 yılı aşan bir konfeksiyon deneyimi var. Mavi'yi Mavi yapan sadece 15 yılda harcanan çaba ve para değil. Bu deneyimin de payı çok büyük. Sait Bey denim imalatına 1984 yılında başlamış, hâlâ da Erak Giyim olarak işini sürdürüyor. Mavi de dahil olmak üzere dünyanın ünlü markalarına imalat yapıyor.

Mavi, ucuz bir marka değil

Fiyat olarak Mavi Jeans yurtdışında hangi gelir grubuna hitap ediyor. Ucuz musunuz?

Eskiden bir jeans 8-9 dakikada fabrikadan çıkabilirdi. Oysa bugün her blucin adeta tek tek üretiliyor. Bu da Mavi'nin satış fiyatını da yukarı çekiyor. Ayrıca rekabetin fiyat yoluyla yapılmaması gerektiğine inanıyoruz. Ürünün katma değerinin artırıldığı, daha fazla değerin tüketiciye sunulduğu segmentleri tercih ediyoruz. Amerika'da Georgetown Üniversite'sinin yaptığı bir çalışmada açıkça görülüyor ki, biz Amerikan jean pazarında 60 -118 dolarlık bir fiyat segmentinde yer alıyoruz ve üniversite öğrencileri arasında beğenilen bir markayız.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


   İş'in Sırrı

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi