T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 29 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fikri AKYÜZ

Şu üç haberdeki üç çarpıtmayı bulunuz..

Bir cümleye takla nasıl attırılır ve bir haber balon gibi nasıl şişirilir? Şöyle attırılır ve şöyle şişirilir.

BİR: Abdullah Gül, Yener Süsoy'la yapmış olduğu röportajda demişti ki: "Erdoğan'ı bazen masa altından ayağımla dokunarak ikaz ediyorum". Oysa aynı röportajda Abdullah Gül, Meclis'teki bir görüşmede Deniz Baykal'a evrak uzatması karşısında Başbakan Erdoğan'ın "Bana ayağınla vurursun, şunu edersin, bunu edersin, senin bu yaptığın ne?" diyerek kendisini haklı olarak ikaz ettiğini de komplekssizce dile getirmişti.

İşte, röportajın bir kısmını görüp diğer kısmını görmezseniz, Abdullah Gül'ün "Ben var ya ben, ben büyük adamım, Erdoğan'ı ayağından dürterim.." dediğini anlarsınız; daha doğrusu doğrusunu anlarsınız da anladığınızı doğru bir şekilde yazmazsınız..

Abdullah Gül'ün 'ayak dürtmesini' kaleme alarak birilerini 'dürtüklemeyi' vazife olarak gören aynı basın, bir zamanlar "Silahlı Kuvvetler'in Ayak Sesleri" diye manşet atarak birilerinin 'nasırına basmaktan' nedense imtina etmiyordu. Üstelik o dönemde Silahlı Kuvvetler'in bazı üst düzey mensupları, ayak sürterek 'ikaz' etmiyor; "Almayayım ayağımın altına.." diyerek birilerine 'muhtıra' veriyordu.

İKİ: Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile ilgili haber ise şu: Güya THY hosteslerinden biri ya da bir kaçı "Günahtır.." diyerek içki ikramından kaçınıyormuş. Bunu Binali Yıldırım'a sormuşlar; Bakan Yıldırım da "Olur mu kardeşim, THY dergâh mı?" diye cevaplamış.

THY'de çalışmayı kabul eden bir hostes veya steward, eğer işe girdikten sonra aklını yitirip 'uçmamışsa', böyle bir tasarrufta bulunabilir mi? Burada iki ihtimal var: Ya, iç hatlarda içki yasak olduğu için bir hostes içki ikram etmemiştir. Ya da dış hatlarda içki içmek serbest olmasına rağmen içki talebini bir hostes reddetmiştir. Muhakkak ki, içki talebini reddeden hostes, bunu dindarlığından dolayı değil geri zekâlılığından dolayı reddetmiştir. Pek tabii ki, geri zekâlı bir hostes derhal işten çıkarılmalıdır. Ve yine pek tabii ki, bir uçağın içinde 'uçmuş' bir hostes varsa, onu fark edecek bir 'akıllı' mutlaka vardır.

Ama basın, bu iddiayı dile getirirken "THY'de geri zekâlı hostesler çalışıyor.." diye yazmıyor ki.. Olayı döndürüp dolaştırıp hükümet üyelerinin dindarlığı noktasına getiriyor ve "İşte THY'yi de yobazlar bastı.." şeklinde insanı 'dinden imandan çıkaran' bir bakış sergiliyor.

Ve Bakan Yıldırım'ın cevabını, sanki Bakan böyle bir şey olduğuna kâni olmuş da buna itiraz ediyormuş gibi yansıtmak, 'ayık kafayla' yazılabilecek bir beceri değil! Bakan Yıldırım, "Böyle bir şey olmuşsa, bunun olmaması gerekir" demiyor ki.. "Böyle bir şey olamaz" diyor. Bu iki cümle arasında, Boeing ile Murat 124 arasındaki fark kadar bir fark olduğunu fark edememek için 'farklı' bir beyne sahip olmak sanıyorum yetiyor!

ÜÇ: Hürriyet, Enerji Bakanı Hilmi Güler'i 'merkeze alıp' büyük bir 'enerji' sarf ederek dünkü manşette Bakü-Ceyhan boru hattı uzunluğunda bir habere yer vermiş. Aslında haberin, Hilmi Güler'i övmek için değil 'kan davalısı' Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'i yermek için kaleme alındığı aşikar.. "İlginç AKP'li" başlığı altında şöyle deniliyor: "Güler'in kızı, Candan Erçetin'in konserinde sahneye çıkıp oryantal dans yaptı". Aynı haber, bir gün önce Oray Eğin'in Akşam'daki köşesinde de yer almış; ama Hürriyet'in aksine Eğin konuyu çarpıtmayarak kızın 9 yaşında olduğunu da eklemişti. Pek çok kişinin bu haberden "Aaa, adamın karısının başı kapalı ama kızı konserde oryantal dans yapıyor; bu ne iştir?" yargısını çıkaracağı kesindir.

Dolayısıyla Güler'in, 'kendisini öven' bu haberden hoşlanması ihtimali, Oktay Ekşi'nin oryantal dans yapması ihtimali ne kadarsa o kadardır!


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi