|

Rusların fantastik dünyası Türkçe’de

İlk cildi okurla buluşan Rus Halk Masalları, VBKY etiketiyle yayımlandı. Kitaptaki masallarda Rusya kırsalında her şey taşrada yaşanan taşrada kalır misali kentlere hiç taşınmadan bir anda mucizevi bir şekilde çığırından çıkabiliyor ve yine her şey aniden kontrol altına alınabiliyor. Rus halkının ruhunu bu masallarda görmek mümkün.

04:00 - 15/09/2020 Tuesday
Güncelleme: 02:49 - 15/09/2020 Tuesday
Yeni Şafak
Aleksandr Afanasyev
Aleksandr Afanasyev
ÖMER ÇEŞİT

Rus Halk Masalları Aleksandr Afanasyev’in derlediği haliyle ilk kez Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından Türkçe’de yayımlanıyor. Dünya masal tarihinde, Grimm Kardeşler ve Hans Christian Andersen ile birlikte ismi anılacak kadar önemli bir masal derlemecisi Afanasyev’in derlediği 10 masal, birbirinden renkli çizimlerle beraber sunuluyor. Türkçe çevirisini Laura Kochkarova’nın yaptığı kitabın diğer iki cildinin yakın dönemde okurla buluşturulması planlanırken, kitaptaki birbirinden renkli ve sanatsal illüstrasyonlar Irina Adam Erkılıç’ın imzasını taşıyor.

DÜNYADA MASALA İLGİ VAR


Afanasyev (1826- 1871) Rusya’yı karış karış gezip 600’den fazla masalın peşine düşerek Rus masal külliyatını oluşturdu. Ardında dev bir kayıt bıraktı. Bu masallardaki olağan dışı güçler, periler, cinler, çarlar, köylü delikanlılar, cadılar, prensesler ve durduk yere ortaya çıkan ordular bir kültürün ve toplumun bilinçaltı serüvenine açılan derin kapıları aralamanın en basit ve doğal yollarını bize gösteriyor. Afanasyev’in yaşadığı dönemde küreselleşmenin etkisini artırmasıyla farklı kültürleri doğuran ana unsurlar özellikle yazılı edebiyatla bağlantılı ilerliyordu ve insanlar diğer dönemlere nazaran bunun daha çok farkına varmaya başlamıştı. Günümüzde masallara karşı ilgi ve rağbetin artmasının belki de ana nedeni ise dijitalleşmeyle birlikte insanların hem zamanlarının hem de bir şeye odaklanma sürelerinin düşmesi olabilir. Ancak bilinen bir gerçek var ki, kısa anlatım ve keskin finalle son bulan masallar tüm dünyada giderek ilgi odağı haline geliyor.

TAŞRADA YAŞANAN TAŞRADA KALIR

Slav mitolojisinin derlenmesine, Rus halk masalları külliyatının oluşturulması ve yazılı halde halka sunulmasına neredeyse tüm yaşamını ayıran Afanasyev gibileri kültürün korunması ve kişiler arası iletişim konularında sağladıkları katkılarla insanlara muhteşem bir miras bırakıyorlar. Bu nedenle Rus Afanasyev, ünlü masalcılar Alman Grimm Kardeşler ve Danimarkalı Andersen ile eş tutuluyor. Sözlü halk geleneğinin yazılı şekilde kayıt altına alınması gibi dev katkılar, akla, insanlara bırakılacak gerçek mirasın mülkiyetle ilgili şeylerden çok böyle zenginliklerin paylaşılmasının daha kıymetli olduğunu getiriyor. Kitapta, tıpkı sözlü anlatıldığı gibi (masallar yazılı değil, tamamen sözlü gelenektir) ‘miş’li zaman kullanılarak yazıya aktarılan masallar, o dönemin kelimelerini ve ruhunu ortaya koyuyor. Kahramanlar taşradan, hayatlar pastoral yaşamdan alınıyor.


Bazen büyücüler sihirleriyle yaşanılan adaletsizliklere el koyuyor, kendilerince eşitliği sağlıyor, belki de yepyeni bir düzen oluşturuyor. Bazen de halktan kişiler çarların kızlarıyla evlenebilmek adına hayatlarını hiçe sayan sıra dışı serüvenlere korkusuzca atılıyor. Akabinde maceralar birbiri ardında sıralanıyor. Masallarda kötülüğü huy haline getirenler veya tamamen altın kalpli insanlar da var ya da olayları, tıpkı Antik Yunan tragedyalarındaki gibi Deus ex machina mantığında finalde birden el atıp çözüme kavuşturan kişiler de bulunuyor. Öykülerin ilerleyişi açısından anlatım yapısı aynı ve isimler birbirine çok benzer ama masallar farklı. Kıssadan hisselerin çıkarıldığı bu masallar yoluyla, masal ve hikâyelerin insanları doğrulara sevk edebilmesindeki etkilerine tanıklık etmiş oluyoruz. Rusya kırsalında her şey taşrada yaşanan taşrada kalır misali kentlere hiç taşınmadan bir anda mucizevi bir şekilde çığırından çıkabiliyor ve yine her şey aniden kontrol altına alınabiliyor. Büyük mücadeleler yol serüvenleriyle birleşirken başka kahramanlar ittifak kurarak olayın tam ortasına giriş yapabiliyor.

KELOĞLAN YA DA KURBAĞA PRENSES

Kitaptaki masalları okurken diğer kültürlerle ne kadar çok ortak nokta barındırdıklarını gördükçe şaşırmamak elde değil. Örneğin bir yüzüğün güçlerinin bir orduyu kontrol edebilecek kadar güçlü olduğunu gördüğümüz zaman aklımıza Yüzüklerin Efendisi serisi geliyor. Ya da kurbağaya dönüşen güzellerin hikâyesinin Batı’da anlatılan bir diğer masalla genetiği aynı; ki muhtemelen kulaktan kulağa, toplumdan topluma yayılarak prenseslerin sayısı azalmış ve prense dönüşüm yaşanmış veya tam tersi bir durum da olabilir. Çarların kızlarıyla evlenebilmek için türlü türlü badireler atlatan kahramanlar ise akıllara padişahların kızlarıyla evlenebilmek için zekâsını kullanan ve kaderi şanstan yana gülen Keloğlan öykülerini getiriyor. Uçan gemi masalında belki de tarihin ilk süper kahramanlarını okuduğumuz zaman şaşırmadan edemiyoruz. Bu kahramanların mücadele ettiği kişi de Rus çarının ta kendisi. Masallar bizlerin önyargılarını adeta parçalayıp hiyerarşiyi yıkıyorlar. Çünkü diğer masallarda olduğu gibi Rus masallarında da ortak amaç insanların genel erdemliliklerinin nasıl olması gerektiğinin sorgulanması olarak öne çıkıyor.

#Aleksandr Afanasyev
#Rusya
#Masal
4 years ago