Ekonomistler, bir bütün olarak ele alındığında tahvil alımı kararının AB bölgesinde iç talebi güçlendireceğini, para ve kredi hacmini de arttıracağını kaydediyor. Özellikle parasal genişleme ile ihracatı artıp ekonomisi toparlanacak Avrupa ülkeleri orta vadede harcamaya yönelecek. Bu gelişmeler de Avrupa’nın en büyük ticaret ortaklarından Türkiye’ye yarayacak. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necat Coşkun kararın, orta vadede olumlu olduğunu kaydetti. Coşkun, “Avrupa ekonomisi canlanırsa bu durum Türkiye’yi olumlu etkiler” diye konuştu.
Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği (SPYD) Başkanı Arif Ünver de paritedeki düşüşün avro cinsinden ihracat gelirlerini olumsuz etkileyecek olmasına karşın, genel ekonomik tablo açısından bu etkinin sınırlı kalacağını söyledi. Türkiye ekonomisi açısından paritedeki düşüş gibi olumsuz etkiler söz konusuyken, petrol fiyatlarındaki gerilemenin de olumlu etkilerinden söz edilebileceğini belirten Ünver, “Olumlu ve olumsuz etkilerle Türkiye’nin büyümesini sürdüreceğini söyleyebiliriz” dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl, tahvil alımının orta vadede AB’deki talebi artıracağını söyledi. Kararın, Türkiye bakımından toplam net etkisinin olumlu olacağını vurgulayan Karagöl, “AB’nin toplam ihracat içindeki payı da artacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Karagöl ayrıca, Atılan adımın reformlarla desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nda (WEF) konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa’daki son gelişmeler hakkında şunları söyledi: “Bize olan etkisi olumlu olur. Avro daha bol ve daha ucuz olacak demektir. Avrupa Merkez Bankası’nın aldığı karar o. Biz cari açığı olan ve cari açığının finansman ihtiyacı olan bir ülke olarak, ABD Merkez Bankası’nın sıkılaştırmaya gideceği bir yılda, Avrupa Merkez Bankası’nın genişlemeci politikaları Türkiye için kısa vadede en azından faydalıdır. Avrupa ekonomisinin asıl ihtiyacı yapısal reformlar. Merkez bankalarının bu tür operasyonları ilelebet Avrupa’yı kalkındıracak, Avrupa’nın krizini çözmeyi sağlayacak adımlar değil. Güven olmayınca bunların faydasını görmek çok zor. Güven de gerçekten kararlı siyasi irade ortaya koyan ve gerçekten yapısal sorunları çözmeye niyetli bir ekonomi yönetimiyle olur.”
