|

Cameron Avrupa liderleriyle pazarlık yapacak

İngiltere Başbakanı David Cameron "inişli çıkışlı olacak" dediği ülkesinin Avrupa Birliği (AB) ile yeniden müzakere süreci çerçevesinde Avrupa turuna bugün başlarken, Cameron'ı bu süreçte hem kamuoyunu hem de Avrupalı ortaklarını küstürmemek gibi zorlu bir görev bekliyor.

Yeni Şafak
13:55 - 28/05/2015 Perşembe
Güncelleme: 11:01 - 28/05/2015 Perşembe
AA

Cameron bugün Hollanda ve Fransa'ya, yarın ise Polonya ve Almanya'ya seyahat edecek. İngiltere Başbakanının özellikle bugün Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, yarın ise Alman mevkidaşı Angela Merkel ile yapacağı görüşmeler önem taşıyor.



7 Mayıs'taki genel seçimle tek başına iktidar olan Muhafazakar Parti'nin Genel Başkanı Cameron, seçmenlerine verdiği, "Önce çıkarlarımız için AB ile müzakere edeceğiz sonra AB üyeliğini referanduma götüreceğiz" sözünü tutmakta kararlı görülüyor.



28 üyeli AB içerisinde seyahat ve çalışma özgürlüğüne sahip olan birlik üyesi ülkelerin vatandaşları, yaşadıkları AB ülkelerinde o ülkenin sosyal yardım sisteminden de yararlanabiliyor. Ancak İngiliz hükümeti, bunun değişmesi gerektiğini ve sosyal yardım sisteminin AB vatandaşları tarafından suistimal edildiğini savunuyor. Ülkesinde 500 binden fazla Polonyalının yaşadığı Cameron'ın özellikle sosyal yardım sisteminden faydalanılmasına sınırlama getirilmesi önerisinin Polonyalı mevkidaşı Ewa Kopacz tarafından olumsuz karşılanması bekleniyor.



David Cameron ayrıca avro kullanmayan ülkelere birlik içerisinde farklı davranılmaması gerektiğini dile getiriyor. Almanya ile Fransa'nın avro bölgesinde ekonomik entegrasyonu güçlendirmek için anlaşmaya vardığına dair haberlerin basına yansımasının ardından İngiltere'nin işinin daha da zorlaşması öngörülüyor.



"Cameron serbest dolaşıma sınırlama getiremeyeceğini biliyor"


"Open Europe" adlı düşünce kuruluşundan siyasi analist Pawel Swidlicki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeniden müzakerelerin zorlu olacağını ancak Cameron'ın AB'de reform yapılması konusunda iyi bir şansı olduğunu söyledi.



Cameron'ın pazarlık yaparken Avrupa'nın nereye gittiğini dikkate alarak yeni teklifler sunması gerektiğini belirten Swidlicki, İngiltere Başbakanının Brüksel ile yürüteceği yeniden müzakerelerde ulusal parlamentolara daha fazla yetki verilmesi ve üye ülkelerdeki sosyal yardım sistemlerinden yararlanmaya sınırlamalar getirilmesi gibi konuların bulunduğunu belirtti.



Swidlicki, Cameron'ın serbest dolaşımın sınırlandırılması talebi konusuna AB üyelerinin olumlu bakmadığını kaydederek "Cameron bunu yapamayacağını bildiği için de AB vatandaşlarının İngiliz sosyal yardım sistemine dahil olmasına sınırlama getirmeyi planlıyor" dedi.



İngiltere'nin AB üyeliğiyle ilgili yapılan mevcut kamuoyu yoklamalarının İngiliz halkının AB'den çıkmak istemediğini gösterdiğine işaret eden Swidlicki, ancak anketlere çok fazla güvenilmemesi gerektiğinin ülkedeki son genel seçimde görüldüğünü kaydetti. Swidlicki, "Cameron AB ile ne kadar çok reform yapabilirse İngiliz halkı o kadar çok AB'de kalmak isteyecektir" ifadesini kullandı.



Chatham House düşünce kuruluşu araştırma görevlisi ve Avrupa Programı Başkanı Thomas Raines de İngiltere'nin AB üyeliğini uzun süredir sorguladığını söyleyerek "Cameron bu süreçte AB'yi zorlayacaktır ama tabii bunu yaparken Avrupalı ortaklarıyla arasını da bozmak istemeyecektir. Hem destekçilerini hem de Avrupalı ortaklarını küstürmeden müzakere yürütmek zor olacaktır" diye konuştu.



Yeniden müzakere sürecinin sonunda İngiliz halkının AB'den çıkmak istemeyeceği tahmininde bulunan Raines, "Cameron iç kamuoyuna, ülkesi ile AB arasındaki ilişkilerde değişiklik sağladığını anlatabilirse İngiltere AB'de kalacaktır" dedi.



Kamuoyu görüşünü müzakere süreci etkileyecek


Ülkesinin 1973 yılından bu yana sürdürdüğü AB üyeliğini yeniden müzakere etmeye geçen hafta Riga'da yapılan AB Doğu Ortaklığı Zirvesi'nde başlayan Cameron, bu hafta ise "Bu kurum için doğru kişi olduğunu düşünmüyorum" diyerek seçilmesine karşı çıktığı Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ile çalışma yemeğinde bir araya geldi.



Cameron, görüşmede Juncker'e İngiliz halkının AB ile Birleşik Krallık arasındaki mevcut durumdan memnun olmadığını ve endişeleri gidermek için AB'nin değişime ihtiyacı olduğunu aktardı. İngiltere Başbakanlığından görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, "Juncker'in ise İngiltere'ye AB ile adil bir anlaşma yapması için yardım etmek istediğini söylediği" kaydedildi.



İngiltere'nin AB ile yeniden müzakereleri bu haftaki ikili görüşmelerin yanı sıra gelecek ay Brüksel'de yapılacak AB Zirvesi'nde sürdürmesi bekleniyor.



Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılma olasılığı en çok finans dünyasında endişeye neden oluyor. İngiltere'nin AB üyeliği 500 milyon tüketicinin bulunduğu ortak pazara girişini sağlarken, olası ayrılığının ülkenin ekonomik büyümesini yavaşlatacağı tahmininde bulunuluyor.



İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth'in dünkü hükümet programı konuşmasıyla parlamentonun yeni dönemde çıkaracağı yasalar arasında yerini alan AB referandumu yasasıyla İngiliz halkına, "Birleşik Krallık'ın AB üyesi olarak kalması gerektiğini düşünüyor musunuz?" sorusu yöneltilecek.



Cameron'ın Brüksel ile 2017 sonuna kadar yürütmeyi planladığı yeniden müzakere sürecinin temelinde üç konu bulunuyor. Bunlar, Avrupa'nın daha rekabetçi olması, birliğin üye ülkeler üzerindeki yetkisinin azaltılması ve AB göçmenlerinin İngiliz sosyal yardım sisteminden faydalanmasının önlenmesi olarak sıralanıyor.



Mevcut anketlerde Birleşik Krallık'ın AB'de kalmak istediğini ifade eden İngiliz halkının görüşünü, David Cameron'ın referandumun yapılmasının planlandığı 2017 yılı sonuna kadar Brüksel ile yürüteceği müzakerelerin etkilemesi bekleniyor. Cameron'ın bu süreç sonunda kamuoyuna "AB'den istediğini kopardığı" mesajını vererek ülkesinin 28 üyeli birlikte kalması gerektiğini savunma ihtimali de bulunuyor.



#ingiltere
#ingiltere referandum
#ingiltere ab üyeliği
#ingiliz başbakanı david cameron
9 yıl önce