MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin soruşturma kapsamında dönemin Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık ile Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. Maddesiyle yetkili Başsavcı Vekili Ahmet Karaca ile savcılar Aziz Takçı, Özcan Şişman ve eski Adana Jandarma Komutanı Kurmay Albay Özkan Çokay, Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanmıştı. Devletin gizli kalması gereken sırlarını ifşa ettikleri gerekçesiyle cezaevine gönderilen şüpheliler ile Mahkeme Başkanı Mehmet Fatih Aksoy'un arasında ilginç diyaloglar yaşandığı ortaya çıktı.
Cezaevine gönderilen şüphelilerden Kurmay Albay Çokay, soruşturmanın adil bir şekilde yürütülmediğini düşündüğünü söyleyerek, “Savunma yapmaktan imtina ediyorum” dedi. Mahkeme Başkanı Aksoy, bunun üzerine “Var mı ekleyeceğiniz bir şey?” diye sordu. Çokay'ın bu soruya cevabı ise “Yoktur” şeklinde oldu.
Türkiye tarihinde ilk kez bir defada 4 savcının tutuklandığı duruşmada şu diyaloglar yaşandı:
Özkan Çokay'ın avukatı Hasan Tok: “Şimdi bir meslektaşım ile görüştüm, konuyla alakalı, sizin reddinizin gerekçelerini ben o şekilde sıralayacaktım, sizin başkan olarak dün raporlu olduğunuzu söylediler.”
Mahkeme Başkanı: “Raporlu olduğuma dair bilgiyi yanlış almışsınız Avukat Bey.”
Avukat Tok: “Ben şu cübbeyi çıkarıyorum, hukukçuluktan istifa ediyorum, gideceğim memleketimde inek otlatacağım, çobanlık yapacağım ya.”
Mahkeme Başkanı: “Buyurun Avukat Bey, siz bilirsiniz.”
Dönemin Başsavcıvekili Ahmet Karaca: “Ben bir hain miyim yani?”
Mahkeme Başkanı: “Estağfurullah.”
Karaca: “Dosyada benim hain olduğuma dair bir belge var mı?”
Mahkeme Başkanı: “Bizim şahsi değerlendirme yapma şeyimiz yok, dosyaya göre.”
Aziz Takçı: “Hukuk bir gün geri döndüğünde demokrasi geri döndüğünde, bağımsız yargı tekrar geri döndüğünde bu gün buradaki kim iddianamesini yazmışsa kim TCK'nın 309. maddesini ihlal etmişse yazılmakta olan iddianame devam edecek ya da vicdan galip gelecek… ”
Mahkeme Başkanı: “Sesinizi yükseltmeden yalnız.”
Takçı: “Lütfen sesimi yükselttiğim için kusura bakmayın, bunu kişisel algılamayın, ya bu isyan noktasına getiriyor insanı.”
