Kabul edilmeyen BMGK karar tasarısı, Ortadoğu sorununda 12 ay içinde barışa ulaşılmasını ve İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından 2017 yılının sonuna kadar çekilmesini öngörüyordu. Tasarının kabulü için BMGK’da 9 oy gerekiyordu. Ancak bu çoğunluk sağlansa bile ABD’nin veto etmesine kesin gözüyle bakılıyordu.
2014’ün son saatlerinde alınan Filistin karşıtı karar, ABD Başkanı Barack Obama’nın –göreve geldiği 2008 yılından bu yana olduğu gibi– Ortadoğu sorununa çözüm bulmak yerine İsrail yanlısı tutuma devam edeceğinin de mesajını vermiş oldu. ABD’nin BM Büyükelçisi Samantha Power ise, oylamayla ilgili yaptığı konuşmada, tasarının yalnızca bir kesimin kaygılarını dile getirdiğini iddia etti ve İsrail’in güvenliğinin göz önüne alınmadığını savundu.
Tasarıya karşı çıkan ülkeler, iki tarafın, “barış” görüşmeleriyle uzlaşabileceği bahanesini öne sürerken, çözüm adına attığı her adım Tel Aviv yönetiminin saldırganlıklarıyla karşılık bulan Filistin yönetimi ise BMGK’dan çıkan sonuca tepkili. Hamas, karar tasarısının kabul edilmemesini, “barış sürecinin başarısızlığı” olarak değerlendirdi. Filistin’in BM Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur, Filistin’in mücadeleyi sürdüreceğini belirtirken, Fetih Hareketi sözcüsü Ahmed Assaf ise, Filistin karar tasarısının kabul edilmemesinin, ABD ve İsrail’in BM’ye üye ülkelere uyguladığı baskı ve şantajdan kaynaklandığını söyledi. Assaf, “ABD, İsrail terörünün yanında olduğunu ispatladı. ABD, güvenilirliğini kaybediyor. Karizması dünya önünde sarsıldı. Biz başarısız olmadık. Filistin davasını uluslararası toplumun önüne koyarak zafer elde ettik” ifadelerini kullandı.
Ortadoğu barışı için iddialı çıkışlarda bulunan ABD Başkanı Barack Obama, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yu 1 Eylül 2010 tarihinde Beyaz Saray'da ağırlamıştı.