Bowdoin ailesinin en küçük çocuğuydu. Arizona Eyalet Üniversitesi'nde öğrenciydi. Üniversiteyi bitirmesine sadece yarım dönem kalmıştı. Farklı dilleri ve kültürleri öğrenme hevesi onda büyük bir seyahat tutkusuna dönüşmüştü. Kararlıydı. Okulunu bitirir bitirmez kendini yollara vuracaktı. Hiç bilmediği şehirleri ve ülkeleri gezecek, biriktirdiği anıları ve çektiği fotoğrafları bir kitap haline getirecekti. Üstelik bu kitabında gittiği yerlerde yazacağı şiirler de olacaktı. Adı Deana Lynne Bowdoin'dı. Hayatının baharındaydı. Hayallerinin hiçbirini gerçekleştiremeden henüz 21 yaşında hayatına bir cani tarafından son verildi, hayalleri yarım kaldı.
YAKALANMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORDU
1978 yılında henüz 21 yaşında olan Deana Lynne Bowdoin, Arizona eyaletine bağlı Tempe'deki evinde cumayı cumartesiye bağlayan gece tek başınaydı. Akşam ailesiyle birlikte yemek yemiş, daha sonra bir arkadaşıyla bara gitmişti. Eve yalnız gelen genç kadın başına geleceklerden habersizdi. Bir süre gizlice daireyi gözetleyen Clarence Dixon, genç kadının tek başına olduğunu fark etti ve evin zilini çaldı.
- Erkek arkadaşının eve geldiğini zanneden Deana Bowdoin kapıyı açtı. Karşısındaki adam ondan sadece bir yaş büyüktü. Deana Lynne Bowdoin, karşısındaki caninin niyetini anlamıştı ama her şey için çok geçti. Dixon önce Bowdoin'i yatak odasına götürdü ve tecavüze kalkıştı. Ardından onu boğmak istedi. Ve en sonunda da mutfaktan kaptığı bıçakla genç kadını vahşice öldürdü. İşlediği cinayetten sonra korkuya kapılan cani Dixon evden koşar adımlarla uzaklaştı. Yakalanmayacağını düşünüyordu ama yanıldı.
ÖLÜM HÜCRESİNE ALINDI
Deana Lynne Bowdoin'ın cansız bedenini genç kadının erkek arkadaşı Mike Banes buldu. Sevgilisini yatak odasında kanlar içinde bulan Banes şoka girdi. Polise durumu bildirdiğinde gece ikiydi. Olay yerine gelen polis ekipleri ilk başta cinayete dair bir ipucu yakalayamadı. Yetkililer Bowdoin'ın tecavüze uğradığını, bıçaklandığını ve bir kemerle boğulduğunu tespit etti.
Araştırmalarını sürdüren ekipler olayla ilgili Clarence Dixon'dan şüphelenmeye başladı. Genç kadının yaşadığı apartman dairesinin karşı caddesinde yaşayan Dixon, önce Bowdoin'a tecavüz etmekle suçlandı. Fakat tecavüz suçlaması zaman aşımı gerekçesiyle düştü. Daha sonra Dixon bu kez cinayetten suçlu bulundu ve 1986 yılında ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ancak 2001 yılına geldiğinde işin rengi değişti. Çünkü polis, Dixon'ı Bowdoin davasına bağlayan yeni bir DNA kanıtı buldu. Böylelikle 2008 yılında Dixon bu kez ölüme mahkum edildi. Dixon 2008 yılından itibaren ölüm hücresinde tutulmaya başlandı.
İŞTE SON SÖZLERİ...
James, kendisine yoğun ilgi gösteren basın mensuplarına kız kardeşinin seyahat etmeyi sevdiğini, birden fazla dil konuşabildiğini, derslerinde çok başarılı ve çalışkan bir öğrenci olduğunu, kardeşinin şiire özel bir yeteneği olduğunu söyledi.