Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "İsrail'in UCM'ye yönelik karalama kampanyası başlatması ile finansal kaynaklarının dondurulmasına yönelik çağrı yapması, uluslararası kanuna aykırı olmanın yanı sıra uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler'e (BM) ait kurumlara karşı bir saldırıdır" ifadesi kullanıldı.
Bu kampanyayla siyasi tepki yerine BM ve uluslararası topluma ait kurumları iflas ettirmekle tehdit edildiği savunulan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Sanki söz konusu kurumların anahtarları İsrailli yetkililerin elinde. Kurumların çalışmalarını durduracak tehdit ve saldırı karşısında uluslararası toplumun sessiz kalması gariptir. Uluslararası kanun ve meşruiyeti yok etmeye çalışan İsrail'in şu kibirli çabaları karşısında ciddi bir adım atılmasını bekleyeceğiz. İsrail tavırlarıyla, uluslararası insani kanunlar yerine 'orman ve işgal kanununa" davet ediyor."
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, bir süre önce, aralarında UCM'ye üyeliğin de bulunduğu 20 uluslararası anlaşmaya imza atmış ve bunları BM'ye sunmuştu. Filistin'in UCM üyeliğinin 1 Nisan itibarıyla yürürlüğe girmesi bekleniyor.
UCM 16 Aralık'ta Başsavcı Fatou Bensouda'nın Filistin'deki durumla ilgili ön soruşturma açtığını duyurmuştu. Söz konusu ön soruşturmanın, Filistin'in 2 Ocak'ta mahkemenin kuruluşuna kaynaklık eden Roma Anlaşmasını imzalaması ve 1 Ocak'ta UCM'ye verdiği "Filistin topraklarında işlenen suçlarla ilgili mahkemenin otoritesini 13 Haziran 2014 itibarıyla kabul ettiğine dair beyanı" üzerine açıldığı kaydedilmişti.
Bu karara tepki gösteren İsrail'in önde gelen gazetelerinden Haaretz'in başbakanlık kaynaklara dayandırdığı bir haberde, "Başbakan Binyamin Netanyahu'nun, Lahey'deki UCM ve UCM Başsavcısı Bensouda aleyinde karalama kampanyası başlatma kararı aldığı" ifade edilmişti.
