İtalya’nın geçtiğimiz hafta 629 sığınmacıyı taşıyan Aquarius gemisini kabul etmemesi üzerine Avrupa ülkeleri arasında başlayan sığınmacı krizinde son çıkış Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan geldi. Macron, sığınmacı kabul etmek istemeyen Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ekonomik yaptırım uygulanması çağrısı yaptı.
ÜÇ AŞAMALI STRATEJİ
İlk yurt dışı ziyaretini Fransa’ya yapan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile Elysee Sarayı’nda bir araya gelen Macron, görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında, görüşmenin Avrupa’da reform konusunda aynı görüşte olduklarını teyit etmelerini sağladığını belirtti. Macron, “Fransa ve İspanya, sığınmacılar ile ilgili sorunun etkili ve insani bir şekilde çözülmesi konusunda aynı stratejiye sahip” ifadelerini kullandı. Bu stratejinin 3 aşaması olduğuna işaret eden Macron, bunları sığınmacıların geldiği ülkelerle iş birliği yapmak, Schengen bölgesinin sınırlarını korumak ve iltica hakkına sahip olmayan sığınmacıları ülkelerine geri gönderip diğerlerini Avrupa’da karşılamak olarak sıraladı.
YAPTIRIM ÇAĞRISI
Macron, ülkesine sığınmacı kabul etmek istemeyen AB ülkelerine yaptırım uygulanması çağrısında bulunarak, “AB’nin dayanışmasından büyük ölçüde yararlanan ve sığınmacı meselesi söz konusu olduğunda ulusal bencilliklerini öne çıkaran ülkeler olmamalı” dedi. Halihazırda Avrupa’nın sığınmacı krizi değil, siyasi bir kriz yaşadığına dikkati çeken Macron, Fransa’nın sadece iltica hakkına sahip sığınmacıları kabul edeceğini kaydetti. Macron’un AB’de reform yapılması gerektiği yönündeki ifadelerini değinen Sanchez ise, “İspanya ve Fransa aynı çizgide. Macron ile aynı siyasi iradeye sahibiz. Daha güçlü bir Avrupa istiyoruz. Dünyadaki sorunlara çözüm bulan bir Avrupa istiyoruz” dedi. Sanchez, Avrupa’nın yaşadığı sorunları birlik içinde çözmesi gerektiğine inancını dile getirdi. İspanya ve Fransa’nın aksine, İtalya’dan önceki gün “Avrupa Birliği’nin dağılacağına” yönelik mesajlar gelmişti. İtalya Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Matteo Salvini, Avrupa Birliği’nin geleceğinin tehlikede olduğunu ve önümüzdeki bir yıl içinde kaderinin belirleneceğini söylemişti.
