Birleşmiş Milletler Teşkilâtı (BM), İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinden hemen sonra, 25 Nisan-26 Haziran 1945 tarihleri arasında ABD’nin San Francisco kentinde düzenlenen uluslararası toplantının ardından kuruldu. Dünyanın daha huzurlu, güvenli ve adil bir yer haline getirileceği iddiasıyla yola çıkan BM’nin yaklaşık 80 yıllık karnesi ise kırıklarla dolu. Özellikle Müslümanları ilgilendiren meselelerde çekimser bir tutum alan veya konuya doğrudan müdahil olmayan BM, şimdiye kadar İslâm dünyasının karşı karşıya kaldığı hiçbir krizde kalıcı bir çözüm ortaya koyamadı.
- Dünyanın bütün ülkelerini içine alan bir çatı organizasyon olarak öne çıkan BM’de, Müslüman ülkelerin sonuca etki edici bir pozisyonu da yok. Zaman zaman bazı sembolik makamlar Müslüman üyelere bırakılsa da, son kararı her zaman İslam dünyasının dışındaki aktörler veriyor.
VETO GARABETİ
BM’de uygulanan mevcut sistemin Müslümanlar açısından en rahatsız edici noktalarından biri, herhangi bir kararı veto etme yetkisinin yalnızca beş ülkeye verilmiş olması. Çin, Rusya, Fransa, ABD ve İngiltere’den oluşan bu beş ülke, kendi aralarındaki siyasi ilişkilerin seyrine göre, milyarlarca insanı doğrudan ilgilendiren birçok kararda veto yetkisini dilediği gibi kullanıyor. Nüfusu 2 milyara yaklaşan İslam dünyasının ise böyle bir hakkı bulunmuyor. Müslümanların karşılaştığı sayısız kriz, söz konusu ülkelerin veto engeline takılıyor.
ÜÇ MAYMUNU OYNUYOR
- BM, Filistin’den Keşmir’e, Kıbrıs’tan Arakan’a, Bosna’dan Somali’ye, Müslüman dünyanın farklı noktalarında on yıllardır devam eden problemlere yalnızca göstermelik öneriler sunmakla yetiniyor. BM’de alınan kararların sahada nasıl uygulanacağı konusunda hiçbir yaptırım mekanizması devreye sokulamazken, bu konuda en akılda kalıcı örnek Filistin’de devam eden işgaller. İsrail, şimdiye kadar BM’nin hiçbir kararını dikkate almadan işgali sürdürürken, BM yönetimi bu ihlalleri durdurabilmek için adım atmaktan aciz bir görüntü sergiliyor.
Yanlış iliklenen ilk düğme
BM ile İslam dünyasının tatsız serüveni, 29 Kasım 1947 günü düzenlenen Filistin topraklarının Araplarla Yahudiler arasında taksimi konulu meşhur oylamayla başladı. Filistin’de yaşanan gerçeklikleri tamamen hiçe sayan oylama, Müslümanlara ait arazilerin ve mülklerin kaderini, bir salonda toplanan üyelerin kaldıracağı veya indireceği parmakların sayısına bağlamıştı. Müslümanların yaşadığı bu ilk hayal kırıklığını daha sonra başkaları da izledi. Bosna’da BM şemsiyesi altında katliamlar işlenirken, yüz binlerce Müslümanın yurdundan edildiği diğer coğrafyalarda da BM’nin kör ve sağır tavrı sürdü.
