|

Kahire penceresinden Sisi’nin Doha ziyareti

13 Eylül 2022 tarihinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi Doha’ya resmi bir ziyarette bulundu. 2013’te seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’ye karşı darbe yaparak yönetimi ele alan Sisi’nin bu ziyareti Katar-Mısır ilişkilerinde yeni bir döneme girildiğini gösteriyor.

02:51 - 3/10/2022 Pazartesi
Güncelleme: 02:54 - 3/10/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
Mehmet Rakipoğlu

13 Eylül 2022 tarihinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi Doha’ya resmi bir ziyarette bulundu. 2013’te seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’ye karşı darbe yaparak yönetimi ele alan Sisi’nin bu ziyareti Katar-Mısır ilişkilerinde yeni bir döneme girildiğini gösteriyor. Nitekim 2013’teki darbeden 2021’deki el-Ula zirvesine kadar Mısır-Katar ilişkileri oldukça gergindi. Sisi’ye yakın isimler tarafından, gerek medya gerekse farklı platformlar üzerinden, Katar kapsamlı şekilde marjinalleştirilmeye çalışıldı. Haziran 2017’de başlayan Körfez krizi boyunca da Doha üzerine ciddi bir baskı politikası uygulanmıştı. Katar’ın yumuşak gücünün en önemli temsilcisi El-Cezire’nin yayın politikasının değiştirilmesi, Müslüman Kardeşler’e verilen desteğin sonlandırılması ve Türkiye’nin Katar’daki askeri üssünün kapatılması gibi dayatmalara rağmen Doha yönetimi bu süreci başarı ile atlattı ve dahası kendisine karşı adım atan aktörlerle normalleşerek bölgesel diplomatik bir kazanım elde etti.

EL-ULA UZLAŞISI

Sisi’nin Doha ziyaretinin arkasında temelde bölgede değişen dengelerin yattığı söylenebilir. Bilindiği gibi Doha’nın Bahreynleştirilip Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) eksenine bağımlı kılınması projesinin temel mimari Kahire değildi. Bu proje Riyad-Abu Dabi hattında tasarlanmıştı ve Ocak 2021’de son bulmuştu. Dolayısıyla Mısır, Katar ile ilişkilerini düzelten Suudi Arabistan-BAE eksenini takip etmek durumunda kaldı. Bu anlamda el-Ula’da varılan uzlaşı domino etkisi yaptı ve Katar-Mısır ilişkilerinin normalleşme sürecini hızlandırdı.

MISIR’IN İÇ DİNAMİKLERİ

İkinci olarak Mısır’ın tehdit öncelikleri arasında Müslüman Kardeşler’in yoğunluğu 2013-2017 dönemine kıyasla görece azaldı. Müslüman Kardeşler’e mensup isimlerin etkisizleştirilmesi, bazılarının da Sisi ile iş birliğine yanaşması ve bazı isimlerin siyasetten uzak kalacaklarına dair beyanları, Kahire’nin İhvan’ı destekleyen ve İhvan’a yakın isimleri himaye eden Katar’ı düşmanlaştırma politikasının sonlanmasına neden oldu. Üçüncü olarak Mısır’daki iç siyasi ve ekonomik kriz, Katar ile yakınlaşmasını hızlandırdı. Bu anlamda Mısır ordusu içerisinde Sisi’den rahatsız olanların varlığına dair söylentilerin dolaştığı hesaba katılmalı. Dolayısıyla Sisi ordu içindeki rahatsızlığı gidermek adına da Doha ile yakınlaşmak istiyor olabilir. Ayrıca Katar’ın mali desteği Mısır’daki ekonomik bunalımın aşılması noktasında Sisi yönetimine ciddi destek sağlayabilir. Halihazırda Rus işgalinin yarattığı gıda ve petrol fiyatlarındaki artışlar, turizm gelirlerinde istenen seviyelere erişilememesi gibi birçok ekonomik problem Sisi’yi Doha ile normalleşmeye itti. Katar’ın 2022’nin başında Mısır Merkez Bankası’na 3 milyar dolar borç vermesi, Qatar Energy firmasının Mısır’daki bir doğalgaz arama projesinin yüzde 40 hissesini alması, Sisi’nin Doha ziyareti kapsamında karşılıklı yatırımı kolaylaştıran mutabakat imzalanması, Kahire’nin normalleşme motivasyonunu kanıtlar niteliktedir.

DIŞ POLİTİKADA ÜÇ EKSEN

Dördüncü olarak Doha ile normalleşme Mısır’ın dış politikası açısından da okunabilir. Bu anlamda üç ana eksende Kahire’nin Doha ile normalleşmesi anlamlandırılabilir. Bunlardan ilki ABD ile ilişkiler bağlamında değerlendirilebilir. Normalleşme sürecinde Katar’ın ABD ile geliştirdiği ilişkilerin de büyük önemi haiz olduğu söylenebilir. Nitekim hatırlanacak olursa Biden, Suud-BAE ekseni ile ilişki dahi kurmadığı dönemde Katar Emiri Temim es-Sani’yi Beyaz Saray’da ağırlayarak Katar’a NATO dışı önemli müttefik statüsü vermişti. Biden, Katar’ı özellikle sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) başta olmak üzere enerji piyasalarında Rusya aleyhine önemli bir aktör olarak görüyor. ABD’den gelen baskıları azaltmak adına Sisi de Katar ile normalleşmek ve ABD ile ilişkileri yumuşatmak istiyor olabilir.

İkinci eksen; Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan etkileyen Libya meselesinde de Katar’ın aktif diplomatik rol oynuyor olması da Kahire-Doha normalleşmesini hızlandırdı. Her ne kadar Darbeci Halife Hafter 2017’deki ambargo sürecinde Suud-BAE ekseni yanında pozisyon alsa da Katar tıpkı Türkiye gibi Libya’daki bütün aktörlerle görüşerek diplomatik kazanımlar elde ediyor. Mısır Katar ile normalleşerek Libya sorununda her tarafla görüşen bir aktörü yanına çekmek veya en azından onunla iletişimde kalmak istiyor. Ayrıca Sisi, Libya sorununun çözümünde Batı tarafından makul görülen Katar ile normalleşerek Batı nezdindeki imajını da tazelemek istiyor.

Üçüncü eksen Kahire’nin Suud-BAE eksenine olan bağımlılığını azaltmak istemesi. Her ne kadar el-Ula uzlaşısı sonrası Mısır-Katar normalleşmesi kurumsallaşmış olsa da Suud-BAE ekseninin Sisi yönetimine yönelik verdiği mali desteğin azalması ve BAE’nin Mısır’ın Etiyopya politikasına tamamen zıt adımlar atması, Sisi’nin Katar ile yakınlaşması ile sonuçlandı.

Sonuç olarak Sisi’nin Doha ziyareti Mısır açısından Körfez krizinin unutulduğuna doğrudan işaret olarak okunabilir. Ayrıca Sisi’nin Doha ziyareti 2021’in sonundan beri Ortadoğu’da gözlemlenen bir trendin devamı olarak görülebilir. Bu yeni eğilimde bölgesel aktörler arası daha fazla diplomatik temas ve iş birliği gözlemleniyor. Ayrıca bölgesel güç dengelerinde daha az mücadeleci tavır takınan aktörler gerilimli alanları olabildiğince görmezden gelerek maksimum iş birliği alanlarına odaklanıyor.

#Sisi
#Mısır
#Katar
2 yıl önce