|

NATO Zirvesi’nin Rusya’daki yankıları

Madrid’de dörtlü zirve kapsamında üç ülkenin imzaladığı memorandum Moskova’da soğuk duş etkisi yarattı. İsveç ve Finlandiya’nın geri adım atarak Türkiye’nin isteklerini karşılayan on maddelik metni imzalaması, tarafların Rusya’ya NATO içerisinde oluşacak çatlaklardan yararlanma fırsatı vermemiş oldu. Karar sonrası Kremlin’deki yetkili ağızlardan yapılan yüksek tondaki tehditkar söylemler hayal kırıklığının bir yansımasıdır.

00:00 - 6/07/2022 Çarşamba
Güncelleme: 17:31 - 5/07/2022 Salı
Yeni Şafak
 İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Sefer Gelen
Araştırmacı -Saint Petersburg Devlet Üniversitesi - Avrasya Çalışmaları

Madrid, 28 Haziran’da başlayıp 30 Haziran’da son bulan NATO tarihinin en önemli zirvelerinden

birine ev sahipliği yaptı ve önemli kararlar alındı. Peki, zirvede öne çıkanlar nelerdi?

NATO’nun 2010 yılında kabul edilen son Stratejik Konsepti’nin üzerinden 12 yıl geçti. Bu süreçte Çin’nin yükselişi ve Rusya’nın eski Soğuk Savaş dönemindeki denkleme geri dönmek istemesi NATO’ya yeni bir söylem geliştirme zorunluluğu ortaya çıkardı. Bu açıdan, zirvede NATO’nun 2022 Stratejik Konsepti’nin yayınlanması önemli bir karardır ve Soğuk Savaş sonrası NATO’nun gerçekleştirdiği önemli “revizyonlardan” biridir.

Zirve’de dikkat çeken bir diğer önemli karar Avustralya, Japonya, Yeni Zelenda ve Güney Kore’nin zirveye davet edilmeleri oldu. Böylece NATO “küresel NATO” fikrini hayata geçirmek için önemli bir adım atmış oldu. Dolayısıyla Rusya’nın dışında Çin’in de NATO için bir tehdit olarak tanımlanmış olması bu açıdan önemlidir. Metinde Moskova-Pekin ortaklığı “dünya barışını bozmaya” yönelik bir girişim olarak değerlendirildi. Ayrıca “Batı Balkanlar ve Karadeniz bölgesi NATO için stratejik öneme sahiptir” vurgusu önümüzdeki dönemin çatışma alanlarını işaret etmektedir.

Zirvede beklendiği üzere Ukrayna’ya yönelik yardımların devam etmesi ve arttırılması yönünde fikir birliğine varıldı. Öte yandan, Finlandiya ve İsveç’in üyeliğine yönelik blokajın kaldırılması NATO’nun ‘açık kapı’ politikasının önemini bir kez daha ortaya koymuş oldu.

RUSYA’YA KARŞI PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK

Tüm uluslararası kamuoyu, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusu yolunda Ankara’nın kararını merak ediyordu. Ankara, İsveç ve Finlandiya’ya terörle aralarına mesafe koymaları için bir şans verdi.

Mutabakat Zaptının imzalanması kim için ve neden önemli? Her şeyden önce Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya dahil edilmeleri yönünde atılan bu adım Rusya’ya karşı NATO’nun stratejik ve psikolojik üstünlük elde etmesini sağladı. NATO’nun dağılacağı yünündeki söylemler bu sayede şimdilik halı altına süpürülmüş oldu.

İkincisi, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi olması; Baltık Denizi’nin bir NATO gölüne dönüştürülme adımı olarak okunabilir. NATO’nun çektiği bu Baltık hattı sayesinde Rusya’nın batıya doğru atacağı adımlar engellenmiş olacak. Bu durum Avrupa’nın güvenliği açısından önem arz etmektedir.

Üçüncüsü, Rusya’nın Baltık Denizi kıyısındaki anakaradan ayrı tek toprak parçası olan Kaliningrad’ın önemi arttı. Moskova bu stratejik noktayı Avrupa’ya “sıçrama noktası” ve atacağı askeri adımlarda bir “dayanak” olarak kullanacaktır. Hatta Kremlin Kaliningrad’ı “pimi çekilmiş bir bomba” gibi Avrupa’nın göbeğinde bir koz olarak kullanma fırsatı elde etmiş oldu.

Dördüncüsü, Zirve sonrası Finlandiya ve İsveç Rus tehdidine yönelik kendi güvenliklerini garanti altına almış oldular. Bu sayede bu iki ülke tarihsel düşmanlarına karşı ellerini güçlendirdiler.

Beşincisi, Çin gibi bölge dışı ülkelerin de aktif olduğu Kuzey Kutbu’nda NATO’nun etkinliğini arttırmak için bir yol açılmış oldu. Dolayısıyla yeni ekonomik ve stratejik kuzey koridoru üzerindeki Rusya’nın ve Çin’in etkinliğini kırma amaçlanmaktadır.

Altıncısı, NATO’nun yüksek alarmdaki kuvvet sayısının 40 binden 300 bine çıkarılması kararı; üç baltık ülkesi olan Estonya, Letonya ve Litvanya’nın yanında Polonya, İsveç ve Finlandiya’ya da Rus tehdidine karşı bir güvence vermektedir.

Son olarak, birlik üyelerinin savunma bütçelerinde artışa gidilmesi yönündeki karar; ABD ve bazı AB ülkelerine, yeni NATO üyesi ülkelere savunma sanayi ürünlerini pazarlama imkanı vermiş oldu.

KREMLİN’DE HAYAL KIRIKLIĞI

Kremlin, zirve başlamadan önce Ukrayna’ya yapılacak NATO yardımlarının artacağına dair belli bir tahmin yürütüyordu. Hatta Rus askeri varlığını Ukrayna’da zora sokacak bir takım kararların çıkacağı yönünde beklentisi de vardı. Bu yüzden NATO zirvesinden çıkan Ukrayna’ya destek kararları Moskova’da şaşkınlık yaratmadı.

Fakat Madrid’de dörtlü zirve kapsamında üç ülkenin imzaladığı memorandum Moskova’da soğuk duş etkisi yarattı. Çünkü Moskova’nın beklentisi Ankara’nın süreci uzatacağı ve İsveç ile Finlandiya’nın üyeliklerine yönelik sert tutumunu sürdüreceği yönündeydi. Ancak toplantıda İsveç ve Finlandiya geri adım atarak büyük oranda Türkiye’nin isteklerini karşılayan on maddelik metni imzaladılar. Bu sayede taraflar Rusya’ya NATO içerisinde oluşacak çatlaklardan yararlanma fırsatı vermemiş oldu. Karar sonrası Kremlin’deki yetkili ağızlardan yapılan yüksek tonda ve “tehditkar” söylemler hayal kırıklığının bir yansımasıdır.

Kremlin’de şaşkınlık yaratan bir diğer mesele de Almanya’nın her geçen gün sertleşen tutumu oldu. Çünkü Berlin, Ukrayna Savaşı’nın başladığı günden bu yana Moskova’ya yönelik söylemlerinin dozunu arttırdı. İngiltere ve Fransa ile mücadele eden Moskova’nın, Berlin’in de bu kervana katılmasıyla AB üzerinde eli giderek zayıflıyor. Bununla birlikte Moskova, bu zirve sonrası Pekin ile olan ilişkilerin Batı karşıtlığı üzerinden BRICS ve ŞİÖ gibi yapılar aracılığı ile seviye atlayacağına inanıyor.

ANKARA-MOSKOVA İLİŞKİLERİ ETKİLENİR Mİ?

Peki, Moskova Ankara’ya tepkili mi? Her ne kadar bu karar Moskova’da bir şok etkisi yaratsa da Ankara’ya yönelik söylemlerde daha temkinli davranılıyor. Fakat, Rus medyasında yer alan haberler, Kremlin’in Ankara’ya Suriye’de cevap verilebileceği yönünde. Daha önceki krizlerde Moskova yaş meyve-sebze ithalatı ve Rus turistlerin Türkiye’ye gelmelerini engellemek için adımlar atıyor hatta Yunanistan ve Rum kesimine siyasi destek sağlıyordu. Bilindiği üzere, Ukrayna Savaşı nedeniyle Kremlin’in Ankara’ya karşı kullanacağı kartların sayısı her geçen gün azalıyor. Öte yandan Moskova, Karabağ ve Libya’da Türkiye karşıtı adımlar atma konusunda da temkinli davranıyor. Ukrayna Savaşı sonrası Moskova, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımların etkisini azaltmak için Ankara ile iyi ilişkiler geliştirmek zorunda.

Sonuç olarak, Madrid’teki Zirve’den NATO, Türkiye, AB, ABD, İsveç-Finlandiya, Baltık Ülkeleri kazanımla çıkmıştır. Öte yandan, Zirve’nin tek kaybedeni Moskova gibi gözüküyor.

#NATO
#Rusya
#Madrid
#Kremlin
#Ukrayna
#AB
#ABD
#İsveç
#Finlandiya
2 yıl önce